İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Su Kaynakları Yönetimi ve Su Kaynaklı Doğal Afetlerin Kontrolü Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUMER) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Celalettin Şimşek, deprem sonrasında yer altı sularından gelebilecek tehlikelere dikkat çekti.

Depremlerin yer altı sularında iki önemli değişime neden olabileceğini dile getiren Şimşek, "Yer altı suyuna metan gazı, karbondioksit ve sülfür gazı karışabiliyor. 2022 yılındaki Düzce depreminde bazı kuyularda metan gazı girişleri oldu. Böyle durumlar bölgede yaşanabilir. Deprem bölgesindeki halkımızdan yer altı suyunda bir gaz çıkışı, çürümüş yumurta gibi kötü koku, suyun tadında veya sıcaklığında bir değişiklik varsa kesinlikle tüketmemelerini istiyoruz" dedi.

Şimşek, "Depremler yer altı suyunda iki önemli değişim yapabilir. Yer altı suyu seviyesinde ve kimyasında değişimler yaşanabilir. Halk sağlığını doğrudan ilgilendirdiği için ilk olarak kimyasal boyutunu değerlendirelim. Fay hatlarının derin jeotermal suların veya organik bileşikli serimanlar varsa eski göl yatakları olabilir, kömür alanları olabilir buralardan metan gazı, karbondioksit ve sülfür gazları yer altı suyuna karışabiliyor. Bunun örneklerini gördük. 2022 yılındaki Düzce depreminde bazı kuyularda metan gazı girişleri oldu. Hatta halk çakmağı çakınca suyun yandığını gördük. Böyle durumlar bölgede yaşanabilir" ifadelerini kullandı.

Fay hatları boyunca jeotermal sularında yer altı suyuna karışabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şimşek, "Böyle durumda suyun sıcaklığında artış olacaktır. Bu tür sıcaklığında artış olan sular tüketilmemeli. Çünkü jeotermal sular yüksek oranda metal konsantrasyonu içerebilir.  Bu tür sudaki değişimler olan bölgelerde tüketmeden yetkililere bildirilmelidir" diye konuştu.

'DEPREM SONRASI YER ALTI SUYU SEVİYESİNDE DEĞİŞİMLER OLABİLİR'

Yer altı suyunun seviyesinde de değişimler olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Şimşek, "Deprem şok dalgaları gelince yer altı suyu seviyesi yükselir ve zamana bağlı olarak eski haline dönüyor. Bu yer altında gerçekleştiği için yüzeyde göremeyiz. Ancak gözlem kuyularında belirlemek mümkündür. Bazı deprem alanlarında, bir su kaynağı varsa, kuruyabiliyor ya da yeni bir kaynak oluşabiliyor. Örnek verirsem ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Sonoma ilçesinin merkezi olan Santa Rosa kentinde, depremden sonra kurumuş bir dere tekrar aktifleşiyor. Son olarak Kanada'da bir depremde takımadalarda bazı kaynakların kuruduğunu da gördük. Deprem sonrası oluşan kırık ve çatlak sistemleri yer altı dinamiğinin değiştirebiliyor. Bu nedenle seviyelerde bazı değişiklikler gözlemleyebiliyoruz" dedi.

Afet bölgesindeki maden sahalarına da değinen Prof. Dr. Şimşek, "Bu konuda şanslıyız. Bölgede özellikle kimyasal içerikli atık depolama alanları içeren maden sahaları çok yok. Oradaki en büyük maden alanı, Afşin- Elbistan kömür sahası. Buranın üniversite olarak kontrolörlüğünü yürütüyoruz. Sahadaki su kuyularıyla ilgili bir problem gerçekleşmemiş. Sadece 3 saatlik bir elektrik kesintisi gerçekleştiğinde su seviyesi kısmen yükselmiş. Pompalar çalıştıktan sonra tekrar devreye girdiği için şu an bir risk yok. Ancak detaylı incelemek de gerekiyor. Eğer kimyasal atık içeren atık depolama sahaları olan maden işletmeleri varsa, buraları da incelemek lazım. Yer altı suyu için tehlike arz edebilir" diye konuştu.

'YETKİLİLERİN SAĞLADIĞI TEMİZ SULAR TÜKETİLMELİ' 

Uyarılarda bulunan Prof. Dr. Celalettin Şimşek, "Deprem bölgesindeki halkımızdan, yer altı suyunda bir gaz çıkışı, çürümüş yumurta gibi kötü koku, suyun tadında veya sıcaklığında bir değişiklik varsa kesinlikle tüketmemelerini istiyoruz. Su tatsız ve berrak olmalı. Aksi bir durum varsa tüketmemeli, yetkililere bildirilmelidir. Su tüketimlerinde mutlaka yetkililerin sağladığı temiz sular tüketilmelidir. Ayrıca ülke olarak su yönetim planı oluşturmak da gerekiyor. Toplanma alanlarına temiz su depolama alanları yapmalıyız. Toplanma alanındaki nüfusa yetecek kadar suyu sağlamamız lazım. Çünkü salgın hastalıkları önlemek için yeterli suyu sağlamak önem arz etmekte. Deprem riski altındaki diğer kentlerimizde, önceden toplanma alanları hazırlanmalı, buraya sanitasyon için temiz su sistemi kurulmalı, diye düşünüyorum" dedi. 

IZMIR DOKUZ EYLUL UNIVERSITESI'NIN (DEU) SU KAYNAKLARI YONETIMI VE SU KAYNAKLI DOGAL AFETLERIN KONTROLU ARASTIRMA VE UYGULAMA MERKEZI (SUMER) YONETIM KURULU UYESI PROF. DR. CELALETTIN SIMSEK (FOTOGRAFTA), DEPREM SONRASI YERALTI SUYU SEVIYESINDE VEYA KIMYASINDA DEGISIMLER OLABILECEGINI BELIRTIP, "YERALTI SUYUNA METAN GAZI, KARBONDIOKSIT VE SULFUR GAZI KARISABILIYOR. 2022 YILINDAKI DUZCE DEPREMINDE BAZI KUYULARDA METAN GAZI GIRISLERI OLDU. BOYLE DURUMLARDA BOLGEDE YASANABILIR. DEPREM BOLGESINDEKI HALKIMIZDAN YERALTI SUYUNDA BIR GAZ CIKISI, CURUMUS YUMURTA GIBI KOTU KOKU, SUYUN TADINDA VEYA SICAKLIGINDA BIR DEGISIKLIK VARSA KESINLIKLE TUKETILMEMELERINI ISTIYORUZ" DEDI. (FOTO: KADIR OZEN / IZMIR. DHA)

DHA