Ak Parti İBB adayını belirledi eski TOKİ başkanı , Çevre bakanı Murat Kurum .
Önce İstanbul’u bir tanımak lazım .
Vatan tabi ki bir arsa olarak değerlendiremeyiz
Ama orta boy bir Dünya haritasını bir masaya yatırdığımızda Türkiye toprağının ne kadar değerli olduğunu anlayabiliriz .
İstanbul da Türkiye’nin en kıymetli kara parçalarından en önemlisidir .
Her karış toprağımız çok değerlidir ama bazı noktaların stratejik değeri çok yüksektir.
İstanbul 8 bin yıldır göç alan bir yaşam merkezi .
Kuzey yarımkürenin kesişme ve ulaşım noktası .
Fransız imparatoru Napolyon “ Dünya tek devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu” diye bir İstanbul tarifi yapmıştır .
İstanbul Türkiye ekonomisinin 2/3 ünü , nüfusunun yaklaşık 1/4 üne karşılık veriyor.
20 milyon sabit , yaklaşık 10 milyon da geçici yaşayanı var.
1999 da yani 24 yıl önce merkezi İzmit , Adapazarı, Gölcük ve Yalova olan ve etkisi
İstanbul’un Avrupa yakasında daha fazla olmak üzere İstanbul’u da etkileyen yıkıcı , toplumumuza çok büyük acılar veren , resmi kayıtlara göre 50 bin insan kaybettiğimiz , ( nedense bu 50 bin ölü hep resmi tekrar oluyor. Acaba önceki açıklamalarımı tekrar ediyorlar.) binalarımızın yıkılması sonucu yüksek bir mağduriyetlerin yaşanmasına sebep oldu .
İBB’yi bu günkü Ak partinin halefleri , hükümeti ise MHP-DSP- ANAP yönetiyordu.
Deprem sonrasıyla en ilgili bakanlık MHP de bakan ise şimdiki İYİ partili Koray Aydın’daydı.
1999 da deprem uzmanları yakın bir tarihte İstanbul’da 7 şiddetinin üstünde bir kırılma yaşanacağı ve büyük bir yıkım olacağı , yaklaşık 100 bin insanın öleceği konusunda hemfikirde idi .
Böyle bir yıkımın Türk devletinin bekasını da tehlikeye sokacağını hemen hemen tüm siyaset stratejistleri söylemişlerdi .
Halende söylüyorlar.
1999 depreminden 3 yıl sonra Türkiye’de Ak parti iktidara geldi.
İBB 30 yıldır Ak partinin yönetiminde .
2002 de iktidara gelen Ak parti sanki İstanbul’da deprem olmayacakmış gibi , değil depremde sert bir rüzgâr estiğinde bile hasar görecek binalar için hiçbir çalışma yapmadı .
İstanbul’u Kuzeye doğru taşımak gibi onlarca yılda tamamlanamayacak bir ütopyanın peşinde TOKİ eliyle konut yapıp depremden korkan İstanbullulara sağlam ev satmak yolunu tercih ettiler.
Tabii para yüksekti , TOKİ devletin en fazla para dönen kuruluşlarından biri olmuştu .
Yüksek paraların döndüğü kurumlarda da sebepsiz mesnetsiz zenginliklerin üremesi oluştu.
İşte o yıllarda TOKİ de üst düzey yönetici ve sonradan TOKİ başkanı bugün İBB ye Ak Partinin aday gösterdiği Murat Kurum idi.
Halbuki Ak Parti yönetiminde bulunan Çevre bakanlığı veya İBB’nin imar planlarında yapacağı küçük değişikliklerle depremde yıkılması muhtemel binlerce eski bina yenilenebilirdi .
Ama deprem korkusu üzerinden de TOKİ ve KİPTAŞ vasıtasıyla yoğun bir daire satışı yapılıyor akıl almaz paralar devşiriliyor , yeni oligarklar üretiliyordu.
İlk küçük imar düzenlemesi 2014 de yapıldı (Planlı alanlar imar yönetmeliği)
Yani 1999 büyük depreminden 15 yıl sonra .
Allahtan bu arada beklenen büyük İstanbul depremi olmadı .
Tanrı yüzümüze güldü .
Tabii bu yaşanan bir katillik olarak nitelenebilirdi .
2014’ten beri Türkiye’nin ekonomik durumuna göre “ Kentsel dönüşüm” yani riskli binaların yenilenmesi yavaş bir
şekilde devam ediyor .
Neden yavaş ,
Çünkü İstanbul’da yaşayan normal bir ailenin evinin yenilenme parasını ödeyebilecek gücü yok.
2011’den beri Türkiye’ye 13 milyon sığınmacının getirildiği biliniyor .
Bu sığınmacılara yaklaşık 165 milyar dolar harcandığı da biliniyor .
Ak Parti iktidarının sığınmacı istilacılara ( sığınmacılar da deprem gibi Türkiye’nin beka sorunudur) verdiği 165 milyar doları riskli evini yenilemek isteyen ama tabutlukta yaşayan İstanbul yaşayanı vatandaşına kredi olarak verseydi , hem vatandaşının canını kurtarsaydı hem de iki beka tehlikesini bertaraf etseydi bir vatanseverlik örneği olabilirdi .
Fakat ne oldu?
İki ciddi beka tehlikesi büyük İstanbul depremi ve 13 milyon sığınmacı sorunu ortada duruyor ama fakirin garibin parası çarçur oluyor .
Bugün son 20 yılda yaşadığımız bu sorunların bir parçası olan badem bıyıklı eski bakanı İBB başkanlığına kentsel dönüşümü çok iyi yapacak diye aday gösterdiler.
Bunların Türk milletine bir faydası olmaz .
Bunların zihniyeti 1800lü yıllarda tüm Türk milletinin parasını ,yetmediği yerde milleti borçlandırarak İstanbul boğazını dipten başa saraylarla doldurduğu ve Osmanlı devletinin yıkımına sebep olduğu biliniyor.
Aslında deprem , kentsel dönüşüm , hırsızlıklar, abartılı zenginleştirilen yandaş müteahhitler ve aileden gizli ortakları hikâye çok uzun .
Uzun olunca da yazının okuyanı maalesef az oluyor.
İBB ne yaşanılan sorunların baş sebebi olan Ak parti zihniyetine ne de sürekli İngilizlerle düşüp kalkan CHP zihniyetine teslim edilmemelidir .
İBB Türk milletini merkezine alan hırsız , soysuz olmayan yetkin bir kadroya emanet edilmelidir .
Kadro sahadadır.
Takip edelim…