Depresyon

Abone Ol

Depresyon nedir dendiğinde en makul cevap: uyaranlara karşı duyarlığın azalması, girişim gücünün ve kendine güvenin yiterek umutsuzluğun, karamsarlığın güçlenmesi biçiminde beliren ruhsal bozukluk. Ya da bir başka az ve öz tarif: ruhsal çöküntü, kendine güvenin kaybolması, ümitlerin yitirilmesi.

Depresyon genelde manevi yönü az olanlarda görülen bir psikolojik rahatsızlık olarak da bilinir. Onun için ruhsal çöküntü diye tanımlanıyor.

Türk toplumu dindardır, inanç yapısı kuvvetlidir, maneviyat sahibidir. İmam-Hatip okullarının çoğalmasıyla, bu yönümüzün daha da kuvvetlenip, güçlenmesi gerekmez miydi?

Ne yazık ki, gün geçtikçe depresyona yakalanan insan sayımız artmakta.

İstatistikler bakılırsa, depresyonlarda kullanılan antidepresan ilaçların kullanılmasında % 73 lük bir artış gözlenmektedir. Bu sayı asla azımsanacak bir sayı değildir. Bilakis neden böyle oluyoruz, olmuşuz diyerek üzerinde durulması nedenlerinin araştırılması gereken bir durumdur.

Psikolojisi bozuk toplumlar; huzursuzdur, geçimsizdir, streslidir ve her türlü sosyal ve bireysel patlamaya müsaittir.

Böyle bir toplumu yönetmek ister misiniz.?

Antedepresan kullanımında Avrupa birincisi olma yolunda hızla ilerlemekteyiz. Avrupa’nın önüne geçmemize ramak kalmış vaziyetteyiz.

Neden bu kadar antidepresan kullanmaktayız.

Komşumuzun tavsiyesi,

Doktorlarımızın her olaya antidepresan yazması,

Her sıkıştığımızda böyle bir ilaca sığınarak huzura kavuşma isteğimiz,

Antidepresanlara çok kolay erişebilmemiz.

İyi güzel de, toplumun bu hale gelmesinde yöneticilerin hiç mi katkısı ve emeği yok?

Elbette var. Türk toplumu hükümetine ve devletine güven duygusunu yitirdi ve korku ile yaşamaya başladı? Ne zaman hangi suçlama ile kapısının çalınacağı endişesi had safhada. Geçim kaygısı zirvede. Maaşıyla geçinememekte. Geleceğe güveni yok; sıradan suçlama ile işini ve aşını kaybetme korkusuyla iç içe. Hukuka güvenme duygusunu yitirmiş; haksızlığa uğrarsam kendimi nasıl ve nerede savunabilirim açmazında. Kredi kartı borç batağından nasıl kurtulabilirim hesabında. Çocuğuna istediğini alamamanın ezikliğinde!

Bu ve bunun gibi sebepler: Türk toplumunun hem sosyal yapısını hem de ruh sağlığını bozmuş ve bozmaya da devam etmekte.

Depresyondan kurtulmanın yolu; yukarıda saydığım kaygı, endişe, açmaz ve eziklikten toplumu hızla uzaklaştırmak/kurtarmak. Milli ve manevi değerlerle donatmak olmalıdır. Üfürükle, deve sidiğiyle, organik hoşafla, tarikat ve cemaatle bu işleri düzeltmek; suya yazı yazmak gibidir.

Sağlık Bakanlığı, antidepresan ilaçlarına kolay erişmeyi zorlaştırmalı. Tıpkı antibiyotikler gibi alınmasını sağlamalı. Doktorlarımız her önüne gelene bu ilaçları yazmamalı. Psiko-terapi ile tedavi yolunu denemeliler.

Pek çok uzun yol şöferleri bile antidepresan kullanmakta. Bu ilaç uyku getirmekte; trafik kontrollerinde alkol muayenesinin yanında antidepresan kullanımını da kontrol etmeliyiz. Kazaların nedenleri arsında acaba antidepresan kullanımı da var mıdır?

Sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Kaygı ve endişelerden uzak neşeli bir sosyal yapı arzusuyla!..

Esen kalınız. 

Not: Bayram süresince trafik kazalarında ölen vatandaşlarımıza Tanrı’dan rahmet diliyorum. Daha güzel günlere hep beraber el ele inşallah.