Devletçi Milliyetçilik, Milletçi Milliyetçilik

Abone Ol

Milliyetçilik -milleti- merkez alan bir düşünce biçimi gibi görünmesine rağmen bir çok yerde devleti merkez alarak hareket eder. Onun için çoğu zaman devletçilikle özdeşleşir, millete dönük yanı ikinci planda kalır. Bazı milliyetçilik kuramcılarının milliyetçiliği bir devlet kurma ve koruma doktrini olarak nitelemeleri bundandır.

Milliyetçilik güç ve zaafını da buradan almaktadır. Devlete yaslanan tarafıyla müesses nizamın desteğini alırken, milleti ihmal ederek de büyüme istidadını sınırlı bir alana hapseder. Çünkü, devlet dediğimiz aygıt kurum ve kurallardan oluşur, onu yöneten kadroların zihniyetlerine göre şekil alır. Demokrasiyi, adaleti, refahı önceleyen kadrolar devletçi milliyetçiliklere de itibar kazandırır. Ancak otokrat, ayrıştırıcı, iktidarda kalmayı gayeleştiren kadrolara devleti koruma adı altında verilen destek milliyetçiliği yaralar, itibarını azaltır, etki alanını sınırlar.

Günümüzde insanı malzemeleştiren, devlet varlığının basit bir aparatı haline getiren zihinsel deformasyonun arkasında böylesi bir devletçi milliyetçilik anlayışı yatmaktadır. Devlet her şey olunca insan hiç bir şey olmakta, devlet için insan dahil her şey rahatlıkla feda edilebilmektedir. Böyle olunca da İşkence, zulüm, adaletsizlik, demokrasiden uzaklaşma ve her türlü yasa dışılık devlet için meşru hale gelmektedir. Milliyetçiliği devleti yönetenlerin bir nevi zırhı haline getiren bu anlayış, sanıldığı gibi devleti tahkim etmemekte, tam aksine insanla devlet arasındaki makası açarak onu zayıflatmakta, arkasındaki toplumsal desteği aşındırmaya hizmet etmektedir. Demokrasiden diktatörlüğe evrilen bir çok yönetimin arkasında devleti her biçimiyle gayeleştiren bu sakim mantık vardır.

Bundan kurtulmanın yolu devletçi milliyetçilikten milletçi milliyetçiliğe dönmektir. Böyle bir milliyetçilik, milleti dolayısıyla insanı esas alacağından devleti yönetenlerin hataları ile sorumlu tutulmayacak, her halukarda milli menfaatleri önde tutacağından etki alanını da bütün bir ülkeye ve millete şamil kılacaktır. Millet eksenli bir milliyetçilik her politikayı bu arada devleti de milli menfaatlere göre değerlendireceğinden devleti yönetenlerin devlet gömleği ile milli menfaatlere aykırı işlerinin karşısında olacak, devletin ve onu yönetenlerin milli çizgiden çıkmasını engelleyecektir. Devletçi milliyetçilik, devlet hangi rengi alırsa alsın onu desteklemeyi gerektirir, oysa millete yaslanan bir milliyetçilik devleti millet varlığının mutlak bir gereklisi olarak görmekle birlikte onu kayıtsız, şartsız bir teslimiyetle desteklemez, onu insanının ve milletinin hadimi yapmaya çalışır.

Kısacası iki milliyetçilik türü arasındaki temel fark, devletçi milliyetçilikte insan ve millet devlet için varken, milletçi milliyetçilikte ise devletin insan ve milleti için var olmasıdır. Bu temel fark, devletin yapısını, ideolojisini de tayin eder. Diktatörlüğe evrilen ülkelerin çoğu insanı kutsal devletin sunağına kurban eden devletlerdir. Bizim milliyetçiliğimiz, insanı ve milleti devletin önüne almadığı müddetçe kendi kendisiyle tenakuza düşmekten ve Batılı milliyetçiliklerin düştüğü hatalardan kurtulamaz!

Not.Bütün okuyucularımın ve Habererk camiasının Mübarek Kurban bayramını kutlar, sağlık, huzur ve mutluluk içinde daha nice bayramlar dilerim.