Hükümet kendi vatandaşlarının haklarını korumaya kararlı olmalıdır.
Sivil Toplum Kuruluşlarının çağrı yapmasıyla vatandaşlarımız korunmaz...
Hükümet ve muhalefetin ortak talebi olan asgari ücretin 4000 TL üstünde olması gerektiği konuşulup tartışıldığı bir dönemde mevcut hükümet elini taşın altına koyarak asgari ücreti 4.253 Liraya yükselterek başta asgari ücretlilere bayram yaşatmış, muhalefete ise tek kelime söz bırakmayarak asgari ücretlilere nefes alma imkanı tanımıştı.
Ticarette ahlaksızlığın uzun süredir sürdüğü ülkemizde artan doları gerekçe göstererek asgari ücretin daha konuşulmaya başlandığı dönemde bilinen marketler zinciri başta olmak üzere adeta iki ay süren bir zaman zarfında adeta ellerinde etiket basma makinaları ile günlük güncelleme yaparak 10 liralık bir ürüne neredeyse yarı yarıya zam yaptıkları herkesçe bilinmektedir.
Bu duruma dahi cılız sesle karşılık veren vatandaş alışılagelmiş tutumunu sessizliğini sürdürmeye devam ederek sadece izledi. Seçmiş olduğu hükümeti desteklemeye devam ederek suçu hükümet başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle "dış güçler" diyerek içeride şer güçlerin yaptığı bu açgözlülüğü sineye çekmeyi sürdürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın " Dış Güçler" söyleminden önce zaten bu millet biliyordu-ki ABD seçimlerini kazanan Co Biden henüz seçilmeden Türkiye üzerine oynayacağı oyunu açıklamıştı...
Ülkemize oynanan ekonomik baskıyı hiç siyasetle ilgisi olmayan bir vatandaş dahi kalkınma hamlemizden rahatsız olan başta ABD ve AB olmak üzere siyasi ve ekonomik baskıları görebiliyor ve nedenini biliyordu...
AB ve ABD bunu pekala yapabilir, Ülkemizde daha önceleri yaptığı gibi kaos yapabilir, her türlü ambargo uygulayabilir, hatta komşumuz Yunanistan ile ilişkilerini güçlendirip bu yetmezmiş gibi anlamsız bir şekilde Yunanistan adalarını hibe ettiği silahlarla donatabilir, parasını ödediğimiz uçağı bize teslim etmeyip sınırımızda bulunan kan emici terör örgütlerine dev bir orduyu donatacak silah ve mühimmatı-da hediye edebilir.
Bu alçak örgütlerin eğitilip donatılması için gerekli desteği-de verebilir.
Bunların tamamını bu millet görür ve anlar.
Güvendiği siyasi otoriteye yetki verir ve bu konuların üstesinden gelmesini talep eder. Devletinin daima yanında olan bu millet devletinin korunması için yeri ve zamanı geldiğinde vergiyle parasını, Askerlik yaparak canını çekinmeden verir.
Devletine sahip çıkar, devleti'nide kendisine sahip çıkmasını ister. Biz Türk milletinin asla unutmadığı " Milleti Yaşat-ki Devlet Yaşasın " Atasözünü devletimizi yöneten siyasi otoriteye her beş yılda bir hatırlatır.
Dış güçlerin yüzyıllardır süren oyunları karşısında daima devletine sahip çıkan bu millet içimizdeki şer güçlerle mücadele etmeye başlarsa devletimiz çöker.
Devletimiz asgari ücreti neredeyse %100 arttırdığı bir dönemde henüz vatandaş olarak cebine para girmeden neredeyse her kalem ürüne zam yapan marketler zincirlerinin almasını net görmektedir ve haklı olarak devletimin beni bu içimizdeki aç gözlü şer odakları karşısında beni korumalıdır talebi artık yüksek sesle konuşulmaktadır.
Hükümet indirim çağrısı yapmak yerine devletimizin ilgili kurumlarını harekete geçirmeli asgari ücretten bir gün önce kebir marka 500 grm tereyağının etiket fiyatı 29.90 TL iken birgün sonra 47. 99 olarak yazılmasının hesabını sormalıdır.
Bu etiket fiyat artışı akla gelebilecek her ürün için geçerli olduğundan ilgililer istediklerinde bunu çok rahat tespit edebilecek imkanına sahiptirler.
Yapılan zam yağmurları karşılığını ceza yağmuru olarak almalıdırlar. Asgari ücretlinin cebinden zamlarla alınan ücretler tekrar yerine konmalıdır...