Cumhuriyet döneminde Türkiye'de iki özel yüksek okulun olduğunu görüyoruz.
Heybeliada Ruhban Okulu ve Yüksek Robert Kolej.
1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi Adalet Bakanlığına bağlı 2 yıllık bir meslek yüksek okulu olarak açıldı.
Yeterli lise mezunu bulunamadığı için ortaokul mezunları Ankara Hukuk Mektebine kayıtlarını yaptırabildiler.
Adnan Menderes'in idam kararını veren Salim Başol'un da ortaokul mezunu olarak Ankara Hukuk Mektebine kaydını yaptırdığı iddia edilmektedir.
Yine rahmetli Adnan Menderes'in Kızılçullu Amerikan Kolejini bitiremediği, milletvekili iken Salim Başol örneği esas alınarak Adalet ve Milli Eğitim Bakanlıklarının özel olurlarıyla Ankara Hukuk Mektebine milletvekili nüfuzunu da kullanarak kaydını yaptırdığı siyasi kulislerde dillendirilmektedir.
Anayasa Mahkemesi tarafından özel yüksek okullar eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle 1971 yılında kapatılmıştır.
1961 Anayasasının özel okullar ile ilgili düzenlenmesini istediği yeni bir kanun çıkmadan 1962'de ilk özel yüksek okulun açılması sonucunu doğurmuştur.
Özel yüksek okulların sayısı 1969'da 44'e yükselmiştir.
Anayasanın özel okullar konusunda sağladığı hakkın öncelikle özel yüksek okullarla uygulamaya geçilmesinin neden ve sonuçları ilginçtir:
Devletin sağladığı yüksek öğrenim olanakları sınırlı olduğundan arz-talep ilişkisi doğrultusunda serbest girişimciler, iş insanları ve müteahhitler daha karlı bir iş alanı olduğu için tercihlerini özel yüksek okul açmak yönünde kullanmışlardır.
Ancak özel yüksek okulların fakülte/üniversite sayılıp sayılmadığı yönündeki kuşkular yeni kurulan özel yüksek okulların meşru olup olmadığı yönünde ciddi tartışmaları da beraberinde getirmiştir.
Çünkü 1961 Anayasasında üniversitelerin devlet eliyle ve kanunla kurulabileceği hükmü vardı.
Bu yasal belirsizliğin yanı sıra bu okullarla ilgili siyasi, ahlaki, fırsat eşitliği vb. tartışmalar da yapılmıştır.
1961 Anayasası'nın öngördüğü kanun, "625 SAYILI ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI KANUNU" adı altında 8 Haziran 1965 tarihinde Ürgüplü Koalisyon Hükümeti zamanında çıkarılmıştır.
ÖZEL YÜKSEK OKULLARA NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?
Merkezi sistemle üniversite giriş sınavı ilk defa 1963 yılında uygulandı.
1963 yılına kadar üniversite, fakülte ve yüksek okullar giriş sınavları kendileri yapmaktaydılar.
1960 yılına kadar lise ve muadili okul mezunları vatani görevlerini yedek subay yani asteğmen/teğmen olarak yapabilmek imkânına sahiptiler.
Nüfusun artması, liselerin çoğalması, mesleki ve teknik alana önem verilmemesi üzerine 18-20 yaşlarındaki gençlerin büyük bir kısmı yüksek okul veya fakülte bitirmek sevdasına kapıldılar.
Üniversite giriş sınavına dahi girmek hakkından mahrum olan öğretmen okulu, sağlık koleji, ziraat okulu, orman tekniker okulu, sanat enstitüsü gibi meslekive teknik okul mezunlarının Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Eskişehir'de apartman veya iş hanlarında Milli Eğitim Bakanlığının izniyle açılan özel yüksek okullara sınavsız kayıtlarını yaptırdıklarını görüyoruz.
1974 yılına kadar Harp Okullarında eğitim ve öğretimin 2 veya 3 yıl idi.
Yine Eğitim Enstitüleriyle Polis Enstitüsünde de eğitim süresinin 2 veya 3 yıl olduğunu biliyoruz.
1962 yılından 1970 yılına kadar büyük şehirlerimizde sırf kar amacıyla pıtrak gibi özel yüksek okulların açıldığına şahit oluyoruz.
Özel yüksek okullardan mezun olan mimar ve mühendisleri Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları resmen meslek odalarına kaydetmediler.
Özel eczacılık yüksek okulundan mezun olanları "DİPLOMALI BAKKAL" diye küçümsediler.
Özel Yüksek Okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyetlerini yürütüyorlardı.
Yazışmalarını ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Valilik aracılığıyla yapmaktaydılar.
1970 yılına kadar özel yüksek okulların yıllık ücreti 3500-4000 lira arasında değişiyordu.
1965 yılında ilk ve son defa uygulanan MİLLİ BAKİYE seçim sistemi sayesinde Türkiye İşçi Partisi (TİP) Meclis'e 15 milletvekiliyle girdi ve grubunu kurdu.
O yıllarda 10 milletvekili olan bir siyasi parti Meclis'te grup kurabiliyordu.
TİP özel yüksek okulların Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle ilgili yasanın iptali için başvuruda bulundu.
Bu arada müteahhit ve iş insanı İzzet Baysal ÖZEL HARP OKULU açmak için resmen Milli Eğitim Bakanlığıyla Milli Savunma Bakanlığına başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi TİP'in özel yüksek okulların kapatılmasıyla ilgili talebini yerinde buldu ve özel yüksek okullarla ilgili yasayı iptal etti.
Zira o yıllarda askerler tarafından 12 Mart Muhtırası verilmiş ve Başbakan Demirel görevinden istifaya zorlanmıştı.
Anayasa Mahkemesi iptal kararında Özel Yüksek Okulların bulundukları şehirlerdeki iktisadi ve ticari ilimler akademisine bağlanmasını; kayıtlı öğrencilerin okul ücretlerini okuldan mezun oluncaya kadar devlete ödemelerini hükme bağladı.(1971)
1971-1972 öğretim yılında devletleşen yüksek okullarda 2 çeşit öğrenci grubu oluştu.
Özel yüksek okula sınavsız giren ve öğrenimlerine devam eden öğrenciler mezun oluncaya kadar devlete harç ödeyerek öğrenimlerini sürdürdüler.
1971-1972 yılında ise yeni öğrenciler devletin yüksek okullarına ücretsiz olarak ve merkezi sınav sistemiyle aldıkları puanlara göre kazandıkları yüksek okullara kayıtlarını yaptırdılar.
1982 yılında ise iktisadi ve ticari ilimler akademileri üniversitelere dönüştürüldüler.
Mesela:
Gazi, Marmara, 9 Eylül ve Anadolu Üniversiteleri gibi üniversiteler kuruldu.
Yüksek Robert Kolej 1971'de Türkiye Cumhuriyeti'ne devredilerek Boğaziçi Üniversitesi haline geldi.
SONUÇ:
1962-1971 yıllarında yılda 3500-4000 lira ödeyebilen lise veya muadili meslek ve teknik okullardan mezun olanlar sınavsız olarak özel yüksek okullara girmek şansını yakaladılar ve hayata diş hekimi, mühendis, mimar, eczacı, kimyager, iktisatçı ve mektepli gazeteci olarak atıldılar.
Terörün kol gezdiği 1974-1980 yıllarında ise 45 günde öğretmen yetiştirildiğine tanık olduk.
Süresiz boykot, işgal ve terör belasından dolayı anlı şanlı üniversitelerimiz öğrencilerini 3-5 aylık kurslar sonucunda mezun etmek mecburiyetinde kaldılar.
3’ncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın ilkokul diploması dahi yoktu.
1961 Anayasasına Cumhurbaşkanı Adayı olabilmek için "YÜKSEK ÖĞRENİM" görmüş olmak mecburiyeti getirildi.
Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için lisans düzeyinde bir diplomaya gerek yok.
Yani 2 yıllık yüksek okul veya önlisans mezununun Cumhurbaşkanı Adayı olması mevcut mevzuata göre mümkündür.
Çünkü 1961 yılından itibaren Cumhurbaşkanı seçilen Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren 2 yıllık HARP OKULU mezunuydular.
Anayasa'da Cumhurbaşkanı Adayı olabilmek için askerlerin lehine bir düzenleme yapılmış, Cumhuriyet'i kuran askerlerin ömür boyu Cumhurbaşkanı seçilmeleri hedeflenmişti.
Bu oyunu 1989 yılında rahmetli Turgut Özal'ın bozduğunu bilmem hatırlatmağa gerek var mı?