Dil Tartışmaları ve Osmanlı

Abone Ol

Farklı dillerle eğitim yapılmasını isteyenler Osmanlı'daki uygulamaları referans gösterirler. Osmanlı'nın millet Sistemi ile farklı dil guruplarını serbest bıraktığını, bugün de öyle olması gerektiğini söylerler.

Günümüzde din ile aldatmak ne kadar modaysa Osmanlı ile aldatmak da en az o kadar modadır. Oysa Osmanlı 19. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren farklı dillerle eğitimin sonuçlarını görmüş, hemen her alanda Türkçeyi öne çıkaran adımlar atmıştır.

Bu konuda özellikle II Abdülhamit dönemi önemlidir. Abdülhamit Türkçenin öğrenilmesi hususunda büyük hassasiyet göstermiş, bırakınız Türk okullarını, yabancı okullarını bile bu anlamda ciddi bir şekilde tarassut altına almıştır. Türkçe sınavlarında Maarif Nezaretinden bir gözlemcinin bulunmasını zorunlu tutan Abdülhamit Han, Türkçe öğretemeyen okulların kapatılmasını emretmiştir. Daha önemlisi İsmet Bozdağ tarafından yayınlanan hatıratında Mithat Paşa ile ilgili anlattıklarıdır: "Mithat Paşa Tuna valisi iken Bulgarcanın Bulgar okullarında okunmasını teşvik etti, bunun ağır sonuçlarını göremedi," diyerek eleştirmiştir. Bu, Sultan Abdülhamit'in farklı dillerle eğitimin sonuçlarını bildiğini ve buna karşı olduğunu gösteren önemli bir belgedir. Ancak Sultan'ın hassasiyeti bundan ibaret değildir, 30 Haziran 1896 tarihli hususi iradesinde İstanbul Limanına eşya boşaltacak gemilerin yanaşacağı yerlere asmak üzere Rıhtım Şirketi tarafından hazırlanan bayrağın ortasına Fransızca yerine Türkçe Osmanlı Rıhtım Şirketi yazılmasını emretmiştir. Abdülhamit Han'ın bu hassasiyeti Osmanlı'nın daha o dönem dil birliğinin önemini kavradığını ve zamanın şartlarına göre siyasetini oluşturmaya başladığını göstermektedir.

Bu kısa bilgiler farklı dillerle eğitime meşruiyet kazandırmak için Osmanlı'ya yapılan atıfların doğru olmadığını ortaya koymaktadır. Kaldı ki, Osmanlı'da öyle bir uygulama olsaydı bile bu bugünümüzü bağlayan, dil politikamıza referans olan bir örnek olamazdı. Çünkü dünün şartları ile bugünün şartları çok farklıdır. Tarihin bir döneminde doğru ve zorunlu olan bir uygulama başka bir döneminde yanlış ve zararlı olabilir. Çağının gereklerine göre hareket etmeyen ülkeler tasfiye olmaktan kurtulamazlar. Bugün sınırlar dillere göre çizildiğine, yeni uluslar oluşturmanın yolu farklı dillerle eğitim yapmaktan geçtiğine göre -tek dille eğitimin- önemi de kendiliğinden anlaşılmaktadır.

Dil meselesinde yapılan yanlışlardan biri de -Türkçe eğitimin- Atatürk ve cumhuriyetle başladığının kabul edilmesidir. Doğrusu Osmanlı'da başlayan sürecin Cumhuriyet döneminde ete kemiğe bürünmesi, kurumlaşarak somutluk kazanmasıdır. Yani aslında Türkçe eğitimde Cumhuriyetle Osmanlı aynı yerde buluşmaktadır. Meseleyi Atatürk üzerinden gören veya göstermek isteyenlerin amacı bazı muhafazakar çevrelerde yaygın olan Atatürk karşıtlığından yararlanarak farklı dillerle eğitim için taraftar toplamak ve Türkçe eğitimde gedikler açmaktır. Üstelik zaman zaman yapılan Atatürk ve Abdülhamit mukayeseleri veya yarıştırmaları yanlıştır. Abdülhamit Han hatıratında Çanakkale Zaferini haber alınca aynen şunları yazar: Bu büyük zaferi Mustafa Kemal bey adında bir miralay(albay) kazanmış,Allah devletime hizmeti geçenlerden razı olsun! Oğlum Abit Efendi Mustafa Kemal Bey'le tanıştığını söyledi. Hatta Abit Efendiye iki ceylan hediye etmiş,bundan memnun oldum. Devletimin yüzünü ağartmış bir paşanın Abit Efendiye yakınlık göstermesi bir şahsiyeti olduğunu gösteriyordu. Oğluma münasip bir mukabelede bulunmasını hatırlattım. Biraz vakti halim olsa bir altın saat diyecektim,ama hem dedikodusundan çekindiğim, hem oldukça geçim sıkıntısı içinde olduğum için bir şey söylemedim. Bir daha gelirse haber ver ben de göreyim demekle iktifa ettim....

Osmanlı farklı dillerle eğitime müsaade ediyordu diyenler son Osmanlı Sultanı Abdülhamit'e iyi bakmalıdırlar. Son Osmanlı Sultanı diyorum çünkü Osmanlı'nın ruhunu, mirasını, ufkunu taşıyan son Sultan II Abdülhamit'tir. O da Türkçe eğitimi savunmuş bunu uygulamış ve yaygınlaştırmak için elinden geleni yapmıştır.

Not: Bu makalede İsmet Bozdağ'ın" Abdülhamit'in Hatıra Defteri "adlı kitabından yararlanılmıştır.