Gündemi takip etmekte zorlandığımız günler yaşıyoruz.
İttifaklar, Cumhurbaşkanlığı adaylık açıklamaları, milletvekili adaylık başvuruları, hükümetin seçim ulufeleri, görüşmeler, toplantılar, beklentiler…………
Haber sitelerinden birbiri ardına bildirimler geliyor akıllı telefonlarımıza.
Başka ülkelerin köşe yazarları “Ne yazsak” diye düşünürken, bizler “Hangisini yazsak” kavgasını veriyoruz içimizde.
Ben Yüksek Seçim Kurulu’nun son açıklamasına takıldım açıkçası.
Buna göre 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için adayların “noter onaylı diplomalarını” sunmaları zorunluluğu kaldırılıyor. Yani diplomalar verilecek ama notere tasdik ettirmek gerekmeyecek.
Ülkemizde 40 yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları cumhurbaşkanı adayı gösterilebiliyor.
Peki ne oldu da Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 8 Haziran 2014 tarihinde yayınlandığı 2923 sayılı kararda adaylardan istediği yüksek öğrenim yapmış olduğunu gösteren onaylı diploma örneğinden vazgeçiyor ?
Vekillerden isteme eyvallah. Bunu anlayabiliriz. Zira vekil olmak için gerekli olan eğitim “İlkokul mezuniyeti” olduğundan 2018 Türkiye’sinde böyle bir talepte bulunmak fazlaca akıl karı olmayabilir.
Ancak Cumhurbaşkanlığı için “Yükseköğrenim” şartı olduğundan ve bu ülke yıllardır özellikle Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın üniversite diplomasının olup olmadığını tartışageldiğinden, YSK’nın bu hamlesi Büyük Türk Milletinde ciddi şüphe uyandırıyor.
Hepi topu 5-6 Cumhurbaşkanı Adayımız olacak. “Seçimlerde Şeffaflık” ilkesinden hareketle Milletin gözünde bütün adayların, aday olabilme yeterliliğine sahip olduklarına dair zerre kuşku kalmaması geri adım atılamaz bir zarurettir.
Yıllarca en basit işlem için bile mahalle muhtarından aldığı bir belgeyi dahi notere onaylatmak zorunda kalan bu millet YSK nın -kişiye özel izlenimi yaratan- son hamlesini kafasında manalandırmakta zorluk çekecektir.
Diploma varsa vardır ve var olanı da noter onaylar, yoksa da yoktur ve aday gerekli şartlara haiz olmadığından yola çıkamaz.
Bakmayın siz “Peygamberlerin diploması mı vardı” diyen vekillerin kafa karıştırma çabalarına.Peygamberleri halk mı seçiyordu ? Vahiyler halktan mı geliyordu ?
Millet, mührünü “emaneten” teslim edeceği kişiye seçecek ve bu yarışa ancak kanunda belirtilen özelliklere sahip olanlar girebilmelidir.
Yoksa yarın TC vatandaşı olmayan birinin adaylığının da, 40 yaşından küçüklerin adaylığının da kafasına göre önünü açabilir bu YSK.
Kanun kanundur.
Kanunlar önünde herkes eşit ve herkes kanunlara karşı aynı sorumluluktadır.
Güvenin adresi olması gereken YSK, adaletten şaşmamalı, güven sarsıcı kararlara imza atmamalıdır.
Seçimlerde kimin kazandığından daha önemli olan, yarışın şeffaf ve adaletli geçip geçmediğidir.