Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Çin'in Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerine dair raporunu açıkladı. Raporda, Çin yönetiminin 'ciddi insan hakları ihlalleri' işlediği belirtilirken, Pekin rejiminin izlediği politikaların 'insanlık suçu teşkil edebileceği' vurgulandı.
Raporun yayımlanmasının ardından sivil toplum kuruluşları (STK) harekete geçti. Uygurları temsil eden yirmi ülkeden altmış farklı STK, bu vahşetin bir an önce durdurulması çağrısında bulundu. Yayımlanan ortak bildiride, BM İnsan Hakları Konseyi’nin, Uygur’lara ve diğer Türk halklarına yönelik muameleyi bağımsız olarak incelemek için bir soruşturma komisyonu kurması talep edildi. Ayrıca, Uygur’ların bulundukları ülkelerden Çin’e iade edilmemeleri için hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların gerekli adımları atmasının önemine vurgu yapıldı.
Bildiride, iş dünyasının Çin’in vahşet politikalarına destek veren kuruluşlarla bağlarını bir an önce koparması gerektiğinin altı çizildi. UNESCO’ya da Çin’in kültürel mirasa verdiği zararları araştırması çağrısı yapıldı.
ULUSLARARASI KAMUOYU ARTIK HAREKETE GEÇMELİ
Raporu değerlendiren Uygur Hareketi İcra Direktörü Rushan Abbas, ‘Soykırımı durdurmak BM'nin temel amacıydı ve şimdi bunun desteklenmesi gerekiyor” dedi. Abbas, Çin vahşetinin bir kez daha belgelendiğine dikkat çekerek, uluslararası kamuoyunun artık harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi.
Uygur Amerikan Derneği Başkanı Elfidar İltebir, dünyanın elinde Çin’i yaşananlardan sorumlu tutmamak için artık bir mazeret kalmadığını söyledi.
Uluslararası Doğu Türkistan Örgütleri Birliği Başkanı Hidayet Oğuzhan ise "Halkımız araştırmalarla belgelenen, Uygur Mahkemesi tarafından ortaya çıkarılan ve parlamentolar tarafından kabul edilen bir soykırımla mücadele ediyor" dedi.
RAPORDA "İNSANLIK SUÇU" DENİLDİ
BM raporunda, Doğu Türkistan'da "terör ve aşırılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri işlendiği" ve bu ihlallerin "insanlık suçu teşkil edebileceği"nin altı çizildi.
Raporda ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Hak ihlallerinin dayandırıldığı terörle mücadele kanunları, uluslararası insan hakları norm ve standartları açısından oldukça sorunludur. Bölgedeki yetkililere geniş soruşturma, yasaklama ve baskı imkânı tanıyan bu yasada belli belirsiz, geniş ve ucu açık tanımlamalar bulunmaktadır."