Dünya üzerindeki yaşam alanının merkezi, sıvı metal içeren çekirdekten oluşmaktadır. Bu durum, Dünya'nın kuzey ve güney kutuplarını devasa bir mıknatıs gibi davranmaya zorlamaktadır.
Her iki kutup da coğrafi kutup noktalarına yakın bölgelerde bulunmaktadır.
Manyetik alan, aslında dünya etrafındaki kuvvetlerin bir "katmanı" olarak görülmektedir.
Sao Paulo Üniversitesi'nden yerbilimci Ricardo Ferreira Trindade, "Manyetik alan bizi, çok ciddi tehlikeler yaratma riski taşıyan güneş rüzgarına (elektron, proton ve alfa parçacıklarından oluşan plazma dalgaları) karşı bizi koruyor" dedi.
Manyetik alan büyük oranda, likit metallerin yerkürenin iç çekirdeğine doğru hareket etmesiyle ortaya çıkıyor.
Bu hareketin değişmesiyle birlikte manyetik alan da değişim gösteriyor.
Ancak, Trindade'e göre, son 10 yılda manyetik alan daha önce hiç görülmediği kadar hızlı şekilde değişti.
Örneğin, her ne kadar belli bir aralık içerisinde kalsa da, manyetik kuzey kutbu sürekli olarak bulunduğu pozisyonu değiştiriyor.
Aslında yerkürenin manyetik alanı o kadar değişken ki, dünyanın oluşumundan bu yana kuzey ve güney kutupları birçok defa yer değiştirdi.
BBC’de yer alan bir habere göre, Sao Paulo Üniversitesi'nden bir diğer yerbilimci Marcia Ernesto da kutupların yer değiştirmesinin 1000 yıl gibi zaman alabileceğini düşünüyor.
Peki ama endişelenmeli miyiz? Bilim insanları, bu durumun teknolojik alanda sıkıntı yaratabileceğini ancak arı, somon, kaplumbağa, balina, bakteri ve güvercin gibi yönünü bulurken jeomanyetizm kullanan hayvan türlerini de etkileyebilir.
Ernesto, "Manyetik alandaki değişimlerin hız kazanması, kutupların yer değiştirebileceğinin habercisi olabileceği gibi, aynı zamanda anlık bir değişimin de işareti olabilir" dedi.