Referandum yani halk oylaması ile ilgili olarak son yazım “Memleketin Oylamaları”na seri olarak bu yazımı derledim ve yazdım.
Almanya, İran ve Yugoslavya’da olan halk oylamalarını, öncesi ve sonrasında yaşananları kısa bir özet yaparak hatırlatmak istedim.
***
Ağustos 1937
Almanya’da ki Nazi Partisi, Adolf Hitler’in Başbakanlığı döneminde;
Alman Meclisi'nde kabul edilerek referanduma yani halk oylamasına sunduğu “1 Ağustos Alman Reich Devlet Başkanı Kanunu" ile “Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarının birleştirilmesi”ni talep etti.
Oylama, Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg'ün ölümünden 17 gün sonra düzenlenmişti.
Halk oylamasında tek soru vardı;
“Cumhurbaşkanlığı makamı, Başbakanlık makamı ile birleştirilmiştir. Cumhurbaşkanı'nın tüm yetkileri ile Başbakanlığın yetkileri Führer ve Şansölye Adolf Hitler'de toplanmıştır. Vekilini kendisi atayacaktır. Alman erkeği ve Alman kadını, bu Yasa ile öngörülen bu düzenlemeyi onaylıyor mu?”
Sonuç;
EVET %88,1
HAYIR %9,9
Tarihçi Ian Kershaw, oylama sürecindeki manipülasyon hesaba katıldığında dahi, "sonuçların o sırada Alman halkının büyük çoğunluğunun Hitler'e olan hevesli desteğini yansıttığını" belirtmişti.
Halk oylamasında birçok yaygın bir sindirme ve seçim hilesine rastlanılsa da sonuç değişmedi.
Sonrası malum; Hitler Almanyası ve 2. Dünya Savaşı’nın zeminini hazırlayan, dünya ve Almanya tarihinin hatırlamak istemediği bir dönem…
***
Mart 1979
İngilizlerin desteği ile koltuğunu sağlamlaştıran baskı ve anti-demokratik uygulamalara koymak adına Şah’a karşı İranlı solcular başta olmak üzere demokrat, liberal, milliyetçiler ile Humeyni taraftarları birlik oldu.
İran tarihinin en büyük halk yürüyüşü Tahran’da yapıldı ve 2 milyon insan katıldı. Sansür, yasak yoktu! 14 Ocak 1979’da Şah ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Humeyni sürgünden geri döndü. 30-31 Mart’ta İran İslam Cumhuriyeti için referandum yapıldı. Halk, "İslam cumhuriyetine evet mi hayır mı?" sorusuna cevap verdi.
Sonuç;
EVET % 99,3
HAYIR % 0,7
1 Nisan 1979’da Humeyni, İran İslam Cumhuriyetinin kurulduğunu ilan etti, yeni rejimi referandum ile halka da onaylattığını duyurdu ve 1 Nisan 1979 tarihini “Allah'ın Hükümeti'nin birinci günü” ilan etti. Tüm dünya şaşırmıştı!
Böylece 2500 yıllık Pers İmparatorluğu sona erdi…
O tarihten sonra İran’ı kaybeden batı elinde Türkiye’yi tutmaya çalıştı.
***
Aralık 1979
İran’da yeni bir “İslam Anayasası”sı için yeni bir referandum yapıldı.
Oylamadan sonra ilk fikir ayrılığı Humeyni’nin halktan “tüm yargının atamalarını istemesi” konusunda oldu. Halk buna da EVET dedi.
Sonuç;
EVET % 99,5
HAYIR % 0,5
Sonrası malum;
Üniversite olayları, İran’ın ABD Konsolosluğunun basılması olayı, Üniversite olayları ve devamında tüm üniversitelerin 2 yıl süre ile kapatılması, 1980-1988 yılları arasındaki İran-Irak Savaşı, 1982’de 2 milyona yakın muhalif solcunun öldürülmesi ve günümüze kadar gelen İran politikaları…
***
Yıl 1974
Yugoslavya’da “Anadilde eğitim” ile başlayan seslerin yükselmesi ile Cumhurbaşkanı Tito, referandum kararı aldı. Referandumdan EVET çıktı… Nihayetinde Tito, kendisine güvenen bir liderdi ve ülkesinin bu süreçten itibaren başlayacak olan ayrışmasını göremedi.
Tito’nun 1980 yılından ölümünden sonra Anadilde eğitim ile ayrışan farklı milletler, 1980-2000 yılları arasında süren kanlı çatışmalar ve soykırımların sonunda 7 ayrı egemen bölgeye ve sonrasında devlete ayrıldı.
İlk olaylar 1981'de Kosova'da “siyasi amaçlı gösteri ve eylemler” olarak başladı ve 1991 yılında Rusya’nın dağılma süreciyle iyice hızlandırdı!
1991 yılında Sırplar ve Kosova Arnavutlarının yaptığı referandumlar, 1992’de Sırpların boykot ettiği referandum Balkanları kan gölüne çevirmişti…
***
Halk oylamaları ülkelerin kaderini belirliyor.
Halk oylamalarında verilen her EVET veya HAYIR savunulan bir cepheyi ve kendince doğruyu temsil ediyor.
Bu halk oylaması Türkiye’de daha önce yapılanlardan çok daha farklı olacak.
Çünkü bu oylama anayasada herhangi bir maddeyi değil, rejimi veya duymak istenildiği gibi söylersek sistemi oylayacağız.
Tüm bu gerekçelerle halk oylamasının sonrasında da toplumu bir arada huzur içerisinde tutmak adına EVET veya HAYIR’ın tonunu ve seviyesini iyi ayarlamak gerek.
Yoksa olacağı, oylama sonrasında iki kutuplu ve birbirini iten yapılar oluşmasıdır.
Son olarak;
"Gizli oy" anayasal hak ve güvencedir!
Hiç kimse oyunu ne olacağını açıklamak zorunda değildir.
Bireylerin "oyu gösterme/söyletme baskısı" ülkede, oylama sonrasında oluşabilecek kutuplaşmalar adına endişe vericidir!
Kalın sağlıcakla
GÜNÜN SÖZÜ
“Dünyanın yarısını her zaman ve dünyanın hepsini bir zaman aldatmak mümkündür fakat bütün dünyayı her zaman aldatmak mümkün değildir.” (ATATÜRK)