AKP, mülakatla bile kendi kadrosunu yüzde yüz kuramadığını gördü.
Türk gençlerinin, Türk Eğitim Fakültelerinde “öğretmen olabilirsin” diye verdiği diplomayı, yok sayma, fakülteleri etkisizleştirmek, biat kültürlü öğretmenler yetiştirmek değil midir?
Öğretmen adayları önce KPSS’den geçecek.
Yetmedi bir de 500 gün kadar Eğitim Akademisine devam edecek, AKP’lilerin gözetiminde asgari ücret kadar bir parayla denetlenecekler.
Akademiyi bitiren öğretmenlere uluslararası bir belge mi verilecek? Hayır.
Akademi de Eğitim Fakültelerinin veremediği hangi eğitim verilecek belli mi? Hayır.
Akademilerde hangi bilim(!) adamları ders verecek belli mi? Hayır.
81 il olmasına karşın sadece 30 ilde Eğitim Akademisi açılacakmış.
Örneğin Hakkari’deki bir öğretmen adayı, İstanbul’daki akademiye hangi parayla gelecek belli mi? Hayır
Verilecek asgari ücret kadar bir parayla, bu aday nasıl geçinecek, nasıl barınacak?
Burada geçecek sürede, adayların sosyal hakları ne olacak; Memur mu, çırak mı, öğrenci mi, sigortalı mı?
Öyle görünüyor ki, kokusu ve dedikodusu ayyuka çıkan, mülakat sisteminden rahatsız olan AKP, akademi perdelemesiyle cumhuriyetçi, Atatürkçü, düşünen, biat etmeyen, fikri hür öğretmen adaylarını yasal olarak engelleyecek.
Öğretmen birdir ve tektir, oda kadroludur.
Uzman öğretmen, başöğretmen, kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen listenize şimdi de akademili öğretmen mi eklemek amacınız?
Amacınız eğitimde kalite ve çağdaşlaşmaksa; önce öğrencilere bir öğün yemek verin.
Okulları temizleyin,
Okul tuvaletlerine bir kalıp sabun koyun.
Sizin yaptığınıza; “Ayranı yok içmeye, paytonla gider kenefe” derler.
Bütün bunlar olurken, okullar cemaat ve tarikat kıskacına alınırken, bazı sol eğitim sendikaları isyan edip, ses çıkartırken; milliyetçi ve Türkçü Eğitim sendikası olduğunu söyleyen: TÜRK EĞİTİM-SEN’in sessizliği ve suskunluğu nedendir.
Üyesi olmakla gurur duyduğum, Türk Eğitim-Sen’in bu sessizliği ve vurdumduymazlığı beni kahrediyor.
Sn. Bakan Yusuf Tekin, siz de bir Anadolu çocuğusunuz. Bu ülkenin öğretmenlerine, geleceğine kıymayınız.
Eğitimi çağdaş, araştıran, eleştiren fikri hür nesillere emanet ediniz. Unutmayınız: “Suyu dua bulmaz, FEN bulur.”
Oturduğunuz koltuğun önemini biliniz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk: “ Cumhurbaşkanı olmasaydım, Milli Eğitim Bakanı olurdum” demiştir.
O koltuk herkese nasip olmaz. Nasıl anılmak istiyorsanız öyle bakanlık yapınız.
Ülkelerin geleceği, eğitime verilen önem ve eğitimin kalitesi ile doğru orantılıdır.
Almanya papaz okulları ile değil Meslek okulları (Beruf Schule) ve bilimle Almanya olmuştur.
Esen kalınız.
Eğitimci-Yazar