CHP İstanbul İl Başkanlığı Danışma Kurulu toplantısı, Beylikdüzü Belediyesi Atatürk Kültür Sanat Merkezi’nde bugün yapıldı. Çok sayıda partilinin katıldığı programın açılış konuşmalarını CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına tepki gösteren İmamoğlu, “Bugün Ahmet Özer Başkanımızın yerine atanan kayyım ve otoriter aklın, meşrulaştırma konusunda bir dil kullanımıyla Türkiye’mize sanki bir mesaj verircesine demokrasiden uzaklaşan ve demokrasiden uzak tutulan bir süreci yaşatırken bir de bunun şımarık dilini kullanma hakkını kendinde gören insanlara, bu millet hem seçimlerde hem anayasal zeminde hem de hukuk zemininde gerçekten en yüksek seviyede dersi verecektir” diye konuştu.

CHP tepki çeken 'kırmızı kart'a ısrarlı CHP tepki çeken 'kırmızı kart'a ısrarlı

İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben şahsen kendimi şöyle ifade ediyorum. Siyasette gün geçtikçe, zaman geçtikçe gerçekten insan kendini önce adaletin ve demokrasinin savaşçısı olarak görüyor. Ben öyle görüyorum kendimi. Adalet ve demokrasi için bu memlekette verilecek en üst seviyede mücadeleyi verme konusunda kararlı bir Ekrem İmamoğlu olduğumu buradan, kendi evimden, Beylikdüzü’nden bütün İstanbul’a ve Türkiye’ye haykırmak istiyorum. Bu bağlamda Ahmet Özer ve diğer bütün haksız ve hukuksuz olan iş ve işlemlerde, sonsuz takip içerisinde olacağımı tekrar beyan etmek ve söz vermek isterim. İkinci yüzyıl değişim kurultayı kapsamında başlattığımız program yenileme çalışmaları, parti içi gündemimizin en önemli maddesidir. Geleceğimizin ışığı olacak bir sürecin içindeyiz. Biz, bir program partisiyiz aslında. Partimizin ilk kurultayı olan Sivas Kongresi’nden bu yana böyleyiz. O tarihte Sivas Kongresi’nde alınan kararların maddelerine bakın; inanılmaz ötede, inanılmaz ilerici tarifleri görürsünüz. Biz, birleşip bütünleşerek paylaştığımız ilke ve değerlerle büyüyen bir partiyiz, büyüyen bir ekibiz. Cumhuriyetin ve halkın partisi olma bilinciyle, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olma sorumluluğuyla hareket ederken yol haritamızı gerçekten ortak akla dayanan parti programımız belirler.

CHP, elbette demokratik bir partidir ve şartları oluşursa elbette her an bir kurultay, genel kurullar söz konusu olabilir. Bunun tartışılacak hiçbir yönü yoktur. Demokratik bir haktır ve özgürce kullanılır ancak kurultay çağrısı yapmak ve çıkıp açıkça imza toplamaya başlamak, başka bir şeydir. ‘Her an kurultay olabilir’ dedikodusu üretip, yaymak ve sanki böyle bir gündemi varmış gibi partinin ortaya çıkmak, başka bir şeydir. Daha 8 ay önce yapılan seçimlerden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıkmış, daha 3 ay önce seçimli de olabilecek türde bir tüzük kurultayını olgunlukla bitirmiş ve tamamlamış, bütün muteber anketlerde birinciliğini koruduğu, geleneksel oy yüzdesini de kalıcı biçimde yukarılara taşıdığı görülen bir partiyi sanki olağanüstü kurultay ihtiyacı varmış gibi göstermek, gösterilmesine vesile olmak asla kabul edilemez. Ülkenin bugünkü şartlarında böyle davrananlar, kesinlikle halkın gönlünde, vicdanında kendilerini asla yer bulamazlar. ‘Kurultaylar partisi’ olarak anıldığımız günleri artık geride bıraktık. Bundan sonra ‘kurultay dedikoduları partisi’ de olmayacağız, olmaması gerektiği yerde son derece mücadele vereceğiz.”