Şöyle demiş ozanımız Abdurrahim Karakoç;
“Beden ölür çürür cana bakın siz
Kim kiminle yürür ona bakın siz
Bırakın dönsün dönme dolaplar
Haktan hakikatten yana bakın siz”
Türk milleti Anadolu coğrafyasında dara düşmeye başlayınca hayat şemsiyesi biraz tersine döndü tabii.
Daha önceki yüzyıllarda Türk olmayan unsurlar devşirilip Türk devleti hizmetine alınırken gerileme dönemlerinde içerde aslında soy olarak Türk olan işbirlikçiler dış mihraklar tarafından devşirilip, Türk devleti ve Türk milleti aleyhine kullanılmıştır, halen de bu tip devşirme işbirlikçi insanlar vardır biraz dikkatlice bakılınca devşirmeler tanınabilir anlaşılabilir.
Bazıları çok özel eğitimden geçtiği için veya çok iyi tiyatrocu oldukları için fark edilmeleri zaman alır.
Anlaşılması geç olan devşirmelerin deşifre olamayışının en önemli sebepleri hareket tarzlarını ve davranışlarını toplumun hassasiyetlerine göre düzenliyor olmalarıdır.
Mesela FETÖ yıllarca din ve milliyetçilik üzerinden yaptı tüm lansmanlarını.
Düşünün bir salona giriyorsunuz salondaki TV’ye bir kaset koymuşlar Rus, Afrikalı, Avrupalı, Japon öğrenciler Türk bayrağı altında istiklal marşını, Türkçe okuyorlar.
Türk milletine mensubiyet duyan her birey bu gördüğü manzaradan şahitlik ettiğinden etkilenir.
Toplum hassasiyetlerinin kullanılması aynen böyle bir şey.
Bu günlerde FETÖ’ye mektupları mahkeme kayıtlarından sızdırılan eski MİT’çi Enver Altaylı’da aslında aynı durumda.
Enver Altaylı, Talat Aydemir darbe girişimine katılan bir harp okulu öğrencisi iken, harbiye ile ilişkisi kesilir ve hukuk fakültesini bitirir. Zamanın MİT başkanı Fuat Doğu tarafından MİT’e alınır ve bir süre çalışır.
Enver Altaylı Özbekistan, Fergana vadisindendir ve ülkemizdeki Özbek ailelerle akrabalık ilişkileri vardır.
Diğer yandan 1959 yılında gene Özbek asıllı önce Kızıl orduda, sonra Nazilerde daha sonra da CİA’da Ortaasya masasında çalışan Ruzi Nazar CİA’nın Türkiye istasyon şefi, yani CİA’nın Türkiye sorumlusu olarak atandı.
Ruzi Nazar’ın Türkiye’ye atanmasından itibaren ülkemiz ABD’nin SSCB’yi güneyden sarmalamaya çalışan “yeşil kuşak“ projesinin etki alanına girdi.
Ruzi Nazar’ın 1960 darbesine dahli ayrı bir parantezdir.
Alparslan Türkeş’le Washington’da 1956 yılında Türkeş binbaşı iken, Pentagon’da görevi esnasında o zamanın büyükelçilik basın ataşesi Altemur Kılıç tarafından tanıştırıldığı yazılı kaynaklarda var.
Türkeş’in ”İhtilalın Kudretli Albayı” olarak başbakanlık müsteşarlığına getirilmesindeki Ruzi Nazar etkisini bir aramak gerekebilir.
Ruzi Nazar’ın 1960 darbesindeki etkisi bir tarafa ama, Türk milliyetçi hareketinin din eksenine dönüştürülmesindeki payına da bir parantez açmak lazımdır.
Türk milliyetçi hareketi 1960’lı yılların ortalarında CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) de ağırlıkla temsil edildi ve adı geçen partide siyaset, millet eksenli olarak devam ediyordu. 1969 Adana kongresine kadar.
Tabii kongre yeri olarak Adana’nın seçilmesi ayrı bir manidarlıktır, ama asıl önemli olan 1969 kongresinde alınan kararlardır.
Partinin ismi MHP’ye amblemi Bozkurttan Üç Hilale dönüştürüldü.
Nihal atsız 1969 kongresinden sonra “MHP’de Allah Tanrı’yı kovdu“ cümlesini kurmuştu.
Dolayısı ile ABD’nin sağlamaya çalıştığı yeşil kuşak projesi kullanıma açık yeni bir kitle kazanmıştı.
CİA Türkiye sorumlusu Ruzi Nazar’ın Türk milliyetçi hareketinin, millet ekseninden din eksenine dönüşmesindeki rolü yok mudur acaba?
İşte bu günlerde FETÖ’ye yazdığı mektuplar ortaya çıkan, Enver Altaylı o CİA istasyon şefi Ruzi Nazar’ın manevi oğludur.
Şöyle bilinir ki Fetullah Gülen’i CİA ile tanıştıran kişi de Enver Altaylı’dır.
Enver Altaylı 1980 öncesi MHP’nin yayın organı olan “Hergün” gazetesinin başyazarı ve genel yayın yönetmenliğini yapmıştır.
Enver Altaylı halen FETÖ’den tutukludur ve FETÖ’nün ortağıdır, tıpkı Ak Parti gibi.
Enver Altaylı’dan bu güne yansıyanlar, eski Ak Parti Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’nun yakın akrabasıdır (İsmail Kavuncu halen Kazakistan’dadır )
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun dayısıdır (İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun İYİ Parti internet sitesindeki Kazakistan bağlantısı açık seçik yazıyor)
Lütfen dikkat edelim.
Devşirmeler her yerde .
Kuzu postuna bürünmüş kurt gibiler.
En az onlar kadar uyanık ve bilgili olmalıyız.