Gazeteci Fatih Altaylı, Sinan Ateş cinayeti davasının işleyişi ve mahkemenin tutumuna ilişkin ciddi endişelerini dile getirdi.
Altaylı'ya göre, davanın yürütülüş biçimi, adaletin sağlanması yerine, suçun gerçek yüzünün örtbas edilmesi amacını taşıyor gibi göründüğünü belirtti. İddianamenin yüzeysel hazırlandığını ve mahkemenin, cinayetin arkasındaki asıl güçleri ortaya çıkarmak yerine, sadece tetikçilere sembolik cezalar vererek olayı kapatmaya yönelik bir tavır sergilediğini söyledi.
Altaylı'nın ifadelerine göre, sanıkların mahkemede sergiledikleri tavır, sanki mahkemeden bir tür güvence almış gibi bir izlenim yarattığını belirtti. Bu durum, mahkemenin davayı ciddi bir şekilde ele almadığına dair şüpheleri artırdığını ve sanıkların rahat tavırlarından, onlara "Endişelenmeyin, küçük cezalarla sizi serbest bırakacağız" denmiş gibi bir algı oluştuğunu ifade etti.
Bu durum, Türkiye'deki yargı sistemi ve adalet mekanizmasının işleyişine dair genel bir güvensizlik yarattı. Altaylı'nın yorumları, devletin ve yargının, suçluları koruma altına alabileceği ve gerçeklerin üstünün örtülebileceği bir noktaya geldiğini gösterdi.
İşte Altaylı'nın açıklamaları:
• Mahkeme ile ilgili temel kaygı; gerçekten cinayetin arka planını ortaya çıkarmak istiyor mu, yoksa tetikçilere göstermelik ceza verip bir an önce davayı kapatmak mı?
• Son derece baştan savma hazırlanmış bir iddianame var.
• Bu dava bir gerçeği ortaya çıkarmak için değil gerçeğin orataya çıkmasını engellemek için görünüyor.
• Sanık tavırlarına baktığın zaman da mahkemenin bu şekilde yürüyeceğine dair teminat almış gibi bir hissiyat var.
• Sanıklara sanki “Çocuklar siz rahat olun size ufak tefek cezalar vereceğiz. Hallederiz,” demişler.