Feyzioğlu’na bağlanan ve boşa çıkan umut

Abone Ol

Yıllar önceydi, Bursa'dan bir gönüldeşimizin oğlu (S.M.T) Ankara’da lise öğrencisiydi. Veli toplantısı varmış, arkadaşım arayarak, "gelemeyeceğim, müsaitsen katılabilir misin" dedi. Katıldığım toplantıda söz alarak önerilerde bulundum. Konuşmamdan memnuniyetle olsa gerek benim yönetime girmemi istediler. Kabul etmedim. Ve "bu nasıl iş, yeterince tanımadan, etkili bir konuşmayla adam mı tercih edilir" diye düşünmüştüm.

*
“Çoklu Baro Sistemi Tartışmaları” eşliğinde, Metin Feyzioğlu’na bel bağlayanların yaşadığı hayal kırıklığını ve paradoksu görünce yukarıdaki anımı hatırladım. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanlığının 05 Aralık 2021’de yapılan seçimini Feyzioğlu kaybetti. Kimin TBB başkanı olacağı beni birinci dereceden ilgilendirmez ama Türkiye’deki kurum ve kuruluşların tavır ve eylemleri, insanımızın lider seçimindeki duygusallığı pekâlâ herkesi ilgilendirmelidir.

*
Feyzioğlu, hayatının en etkili çıkışını Mayıs 2014’te Danıştay Konferans Salonu'ndaki törende yapmıştı. Sözünü kürsüden söylemiş, Başbakan Erdoğan’ın ciddi tepkilerine ve karşılıklı bir dizi sert söylemlere rağmen güya geri adım atmamıştı. Akabinde Başbakan Sayın Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Sayın Gül toplantıyı terk etmişlerdi. Bazı kesimler hemen hararetle aradığımız adamı bulduk, işte bizim lider adayımız demeye başlamış, hatta CHP Genel Başkanlığı birçok mahfilde konuşulmuştu. Sayın Feyzioğlu da ben varım dercesine karanlığa göz kırpmış, ısınma hareketlerine başlamıştı.

*

Değil mi ki “şeyh uçmaz mürit uçurur” özdeyişi bizde kök salmıştır bunları normal karşılamak gerekir. Başkası için dava arkadaşıyla, komşusuyla, akrabasıyla kötü olabilen bir toplumum Feyzioğlu bakışını çok görmemeli. Burada normal olmayan, “uç uç” denince uçacağını sandıkları şeyh adayının uçamadığını görünce gösterilen feverandır. Elif-Ba’yı bile bilmeyen ilkokul mezunu Ali Kalkancı’nın önünde 28 Şubat sürecinde şeyhim diye dizilip “hu” çeken müminlerin(!) duygusallığıyla bunun bir farkı yok ki.

*

Duygusallık yaratılış gereği insanın doğasında vardır. Kimi saklar, kimi dönüştürür, kimi de ortalığa saçar. Dünyada biz Türkler kadar duygusal kaç millet var bilemem ama inancım odur ki bizimkisi fazladan da ötedir. Bu fazlanın zararlarını hep gördük, inşallah gelecek nesiller için tarih tekerrür etmez.

*

Not ediyorum, siz de not edin. Sayın Feyzioğlu ya Adalet Bakanı olacak ya da gelecek dönem milletvekili. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, karşı cephedeyken kendi safına geçen hiçbir ademoğlunu ihmal etmemiş, vefa ile mutlaka ödüllendirmiştir(!).

Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun; Vav misali Allah’a secdenin huşusuyla eğilmenin dışında Elif gibi her daim dik durabilen ve geçici olan dünyada omurgalı yaşayabilenlere…