Seçime 17 gün kaldı!
Seçime kalan 17 gün aynı zamanda Türkiye’de bir döneminde sonuna kalan süre!
Türkiye Cumhuriyeti’nde 1921 Anayasası ile uygulanmaya başlayan parlamenter sistem yerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine bırakıyıor.
Özetle; Rejim yani yönetim şeklimiz değişiyor!
Dünya siyasi tarihinde referandum ve devamında seçim ile rejim değiştiren tek ülke olarak tarihe geçeceğiz.
Peki uyum yasalarının bile son dakikaya bırakıldığı, başbakanlık, bakanlık ve diğer kurum ve kuruluşların yapılarının KHK ile çıkarılan yetki kanunu ile değiştirileceği, neredeyse bul-değiştir yöntemi ile “Başbakan” yazan yerlerin “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirildiği bu sistem ne gibi değişiklikler getiriyor?
Yeni sistemde 1921 yılında paşlayan parlamenter sistem sona erdiği gibi Osmanlı’da I. Murad’dan beri (1320’li yıllar) Vezir-i azam, sonraları da Sadrazam denilen ve 1921 sonrası Başvekil denilen 1961 sonrası Başbakanlık makamına denk gelen makam da kaldırılıyor.
Böylece 700 yıllık bir devlet geleneği sona eriyor.
Başbakanlık makamının tüm yetkiler böylece Cumhurbaşkanı’da devrediliyor.
Bu durum Anayasa’nın 104. Maddesinde “Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder” şeklinde tanımlanıyor.
Yeni rejimde Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanları atama ve görevlerine son verme yetkisine sahip olacak.
OHAL döneminde sıkça duyduğumuz Kanun Hükmünde Kararname – KHK yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi – CK geliyor. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile ilgili temek değişiklik ise parlamenter sistemde KHK çıkarma yetkisi TBMM tarafından Bakanlar Kurulu’na verilirken Yeni sistemde “Cumhurbaşkanı’na yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi” çıkarabilme yetkisi bulunuyor.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı makamı Meclis’in denetimine açık değil!
Fakat bu durum Meclis’te cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açmaya engel değil ama soruşturma için meclis milletvekillerinin yarısı yani 300 oy gerekiyor. Burada önemli nokta ise soruşturma komisyonu oluşturulabilmesi için beşte üçünün yani 360 vekilin oy vermesi gerekmesi!.. Komisyon raporu sonrasında Yüce Divana sevk için ise meclisin üçte iki yani 400 oyu gerekiyor.
Yüce Divan, Anayasa Mahkemesi üyelerinden oluşuyor. Anayasa Mahkemesini neredeyse tamamını oluşturan ise Cumhurbaşkanı! 15 üyeden 12’si Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor.
Yeni sistemde gensoru yok!
Artık Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevden düşürmek için gensoru verilemeyecek.
Bir denetleme mekanizması olan Mecliste bütçe onayı kalkıyor!
Yeni sistemde Meclis’in bütçeyi onaylamaması halinde; “Geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır.” Böylece Meclis’in bütçe üzerindeki etkisi de sona ermiş oluyor.
Olağanüstü Hal - OHAL ilanı Cumhurbaşkanı’nın yetkisinde olacak!
Bir kişi 15 yıl Cumhurbaşkanı olabilecek!
Yeni sistemde Cumhurbaşkanı’nın görev süresi, mevcut Anayasa’da olduğu gibi 5 yıl ve bir kişi en fazla 2 dönem Cumhurbaşkanı seçilebiliyor.
Fakat burada önemli bir ayrıntı var; Cumhurbaşkanı’nın 2. döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabiliyor.
Bunlar değişikliklerden bir kısmı!
Yetki kanunu ile devlet yapısı ve idaresi, kamu çalışanları ve bürokrasi üzerinde nasıl değişiklikler olacak göreceğiz.
Sadece mevcut düzenlemeler değil, yeni sisteme uyum için Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile birçok yeni düzenlemenin olacağını da şimdiden söylemek ve öngörmek mümkün.
***
Yeni sistem ile ilgili tartışmalar Cumhurbaşkanlığı yetkileri ve Milletvekilliğinin önemsizleşmesi üzerine çok yorumlar yapıldı!
Hatta “meclise ve milletvekilliğine rağbet olmayacak” bile denildi.
Rağbetin olduğunu söyleyebiliriz ama meclisin ve vekilliğin öneminin ve ülke yönetimindeki etkisinin azaldığını söylersek de yanlış olmaz hani!
Ülke yönetiminde son dönemde iki siyasi kavram oluştu; Fiiliyat ve resmiyet!
Türk siyasetinde “fiili durumu resmileştirme” bir düstur olarak kabul edilir ise bu yeni sistem daha çoooook evrilir!..