Burun Estetiği Hakkında En Çok bilinen 11 Yanlış Bilgi
Abone Ol
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hünkar Batıkhan, Türk toplumunda hala konuşulmaya devam eden Burun Estetiği (rinoplasti) ameliyatları hakkındaki 11 MİT hakkında bilgi verdi.
1- “Burun Ameliyatından Sonra Burun Ucu Düşebilir”
Tecrübeli ellerde yapılan bir ameliyatta ‘Burun ucu düşmesi’ yaşanmaz. Ancak yerçekimi etkisi ile kabul edilebilir (yüzde 3-5'ler seviyesinde) burun ucunda bir salma görülebilir. Biz bu durumu öngörüp burnu bir miktar daha kalkık yapabiliyoruz. Ameliyatta gerekli kıkırdak destekleri kullanıldığında, burun tabanı ve sırtındaki kıkırdak yapılar korunduğunda “burun ucu düşmesi” gibi bir komplikasyonla karşılaşmamız mümkün değildir.
2-“Rinoplasti Yapılan Bir Burun Asla Doğal Görünmez”
Eskiden yapmacık burunlar yapılıyordu. Çok dikkat çeken, ön planda olan burun güzelmiş gibi algılanıyordu. Ameliyat olan kişinin burnu çok ön plana çıkmamalı. Burun yüzü tamamlamalıdır. Hastanın gözü, kaşı, yanakları, dudakları ön plana çıkmalıdır. Genellikle güzel sözler, methiyeler, gözlere, kaşlara, yanaklara, dudaklarıdır. Dolayısıyla burun, doğal ve güzel olmalı ki yüzün diğer yapıları dikkat çekmelidir.
İlk bakışta ameliyat sonrası çok ilgi çeken, göze çarpan bir burun da bence çok da doğal olmamıştır. Bu nedenle de artık tüm dünyada burun estetiğinde doğallık tercih ediliyor. Dolayısıyla da rinoplasti yapılan burunlar doğal görünüyor.
3-“Burun Estetiği 18 Yaşından Önce Yapılmaz”
Burun estetiğinde yaş olayı hep tartışılır. Asistanlığa başladığım dönemleri çok iyi hatırlıyorum. Hastaların mutlaka 18 yaşını bitirmeleri beklenirdi. Şimdi, yaştan çok kemik gelişimine bakıyoruz. Soru yaş yerine “Kemik gelişimi tamamlandı mı?” olmalı. Artık kemik gelişimi daha erken yaşlarda olgunlaşmaya ve tamamlanmaya başladı. Özellikle kızlarda 16 yaş bittiğinde, erkeklerde 17 bittiğinde kemik gelişimi tamamlanıyor. Yani aslında hastaya göre de bir seçim yapıyoruz. Özellikle bize gelen çoğu genç hastalarımızın ciddi nefes alma problemleri oluyor. Hastaların anne ve babaları, “2-3 yıl beklemek zorunda mıyız” diye soruyor. Eğer hastanın kemik gelişimi tamamlandıysa beklemeden bir an önce sağlığına kavuşması için ameliyatını gerçekleştiriyoruz.
4-“40 Yaş Üstü Burun Estetiği Başarılı Olmaz”
Bu görüşte olanlarda “Artık yaşı ilerlemiştir bağ dokusu zayıflamıştır, kemik gelişimi ya da kemik kaynaması zor olacaktır” düşüncesi hakim. 60-70 yaşında rinoplasti olan hastalar var. Yani bu işin yaşı yok aslında. İlerleyen yaştaki hastaların nefes problemi olabilir ya da geçirdiği bir travma sonrasında burun ameliyatını ertelemiş olabiliyor.
Tabii ileriki yaşlarda kemik daha kırılgan hale gelebiliyor. O yüzden o kemiği törpülerken ya da kemiği tekrar şekillendirirken biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Böyle bir durumda, burun sırtına, burun uçlarına burnu yeniden inşa etmek için hastanın kendi kıkırdaklarından faydalanıyoruz. Nasıl bir binayı taşıma sistemlerine bakarak analiz ediyorsak burnu da, hastanın yaşı, cilt yapısı, cinsiyetine göre değerlendiriyoruz. Örneğin kadınlarda menopoz öncesi ve sonrasına göre kişilerin burun yapıları farklılık gösterebiliyor. Ameliyat öncesi tüm bunları göz önüne alarak gerekirse daha fazla kıkırdak desteği, daha kalın kıkırdak destekler kullanıp, bağ dokusuna daha fazla dikiş atarak ameliyatı tamamlıyoruz.
5- “Açık Rinoplastiden Sonra Kötü Bir Kesi İzi Kalır”
Rinoplasti ameliyatlarında estetik dikiş atılıyor ve yara iyileşmesi de çok hızlı gerçekleşiyor. Operasyondan sonra hastalara iz kapatıcı kremler veriliyor. Bir yılın sonunda ancak burun tabanına ışık tutup yakından baktığınızda fark edilebilecek kadar bir iz kalır. Dolayısıyla açık rinoplasti belirgin bir iz bırakmaz.
6- “Burun Estetiği Erkekler İçin Uygun Değildir”
Erkekler de artık kadınlar kadar dış görünüşlerine ve bakımlarına dikkat ediyorlar. Burun estetiği olmak isteyen erkek ve kadın oranı neredeyse eşitlendi.
7- “Rinoplasti Sonrası İyileşme Süresi Uzun ve Acılıdır”
Rinoplasti ameliyatlarında kullanılan cihaz ve aletlerin gelişmesi, yeni tekniklerin uygulanması sayesinde iyileşme süreleri ciddi şekilde kısaldı. Mikro-diseksiyon dediğiniz organ ve doku koruyucu bir cerrahi yapıyoruz. Çekiçle burun kırma işlemi geçmişte kaldı. Piezo denilen özel cihazlarla burundaki köprü ve kemikleri dokuya hasar vermeden şekillendiriyoruz. Biz dokuya ne kadar saygılı davranırsak, doku sana aynı yanıtı verir. Yani daha az ağrı, morluk ve şişlik olur. İyileşme süresi kısalır. Bu sayede hastalar ameliyattan sonra normal hayatlarına çok daha kısa sürede dönebiliyorlar.
8- “Burun Estetiği Yaptırırken İstediğim Her Burnu Seçebilirim”
Hastalarımız eskiden ameliyat görüşmelerine ellerinde bir ünlünün fotoğrafıyla gelirlerdi. Günümüzde burun estetiği konusunda talep ve istekler de değişti. Artık her hasta kendisine özel, doğal burun istiyor. Bizler de her hastanın yüzüne özel burunlar yapıyoruz. Ameliyat öncesinde hastamızın fotoğraflarını çekiyor, burun ve yüz analizini yapıyoruz. Bilgisayar eşliğinde hastanın nasıl bir buruna kavuşabileceğini birlikte öngörüyoruz.
10-“Kapalı Rinoplasti En İyi Yöntemdir”
Kapalı burun estetiği ameliyatları özellikle son dönemde çok popüler oldu. Hastanın ameliyat yöntemi kararını doktoruna bırakması gerekir. Bu anlamda ben hastalara göre bir yaklaşım sergiliyorum. Açık veya kapalı hangi yöntemle daha iyi bir netice alacağıma inanıyor isem o ameliyat yöntemini tercih ediyorum. Yani kapalı cerrahide %80'lerde başarılı olacaksam, açık teknikte ise oranı yüzde 90-95’lere çekebiliyorsam tabii ki açık ameliyatı tercih etmeliyim.
9-“Her KBB Doktoru veya Plastik Cerrahi Rinoplasti Ameliyatını Yapabilir”
Bu algı doğru değil. Burun estetiği ameliyatları ciddi bir tecrübe gerektirmektedir. Ameliyatta farklı dokuları (kemik, kıkırdak, bağ ve kas dokuları vb.) bir araya getiriyorsunuz. Bu farklı yapıları en doğal burunu oluşturmak için organize ediyorsunuz. Şahsım adına söyleyebilirim ki her hastada yeni bir şey öğrenerek bugünlere geldim. Çünkü hastalık yok, hasta var. Burun estetiğine uzunca bir zaman ayırmak, rinoplastiye gönül vermek, iyi bir tecrübeye sahip olmak burun estetiğindeki başarı açısından çok önemli.
11-“Yazın Ameliyat Olmaz”
Yazın da ameliyat olur. Hatta Temmuz ve ağustos dönemi yıl içinde en sık ameliyat yaptığımız dönemlerdendir. Rinoplasti açısından operasyonun ne zaman yapıldığı bir fark yaratmıyor. Her dönemin kendine öz artı ve eksileri var. Yazın ameliyat olan hastalarımıza güneş faktöründen etkilenmemeleri için koruyucu güneş kremleri veriyoruz. Yine güneşten ve sıcaklıktan korunmaları için bazı tavsiyelerde bulunuyoruz.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te HaberErk sitemize
abone olun.