Ekonomi

"Geçinemiyoruz" eylemi

Türk- İş'e bağlı sendikalar bugün ülke genelinde basın açıklaması düzenliyor. Yozgat İl Özel İdaresi’nde çalışan emekçiler, hayat pahalılığı, satın alma gücündeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu iş yerlerinde ücret dengesizliği gibi sorunlara çözüm talebiyle bir saat süreyle iş bırakıp, oturma eylemi yaptı.

Abone Ol

Türk- İş'e bağlı sendikalar bugün ülke genelinde basın açıklaması düzenliyor. Yozgat İl Özel İdaresi’nde çalışan emekçiler, hayat pahalılığı, satın alma gücündeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu iş yerlerinde ücret dengesizliği gibi sorunlara çözüm talebiyle bir saat süreyle iş bırakıp, oturma eylemi yaptı.

Yozgat İl Özel İdaresi’nde köylere götürülen yol, su, köprü, gölet, sulama projesi gibi yatırımlarda çalışan işçiler, sabah mesainin başlama saati öncesinde iş yeri önünde toplandı. Emekçiler, işbaşı yapmak yerine oturma eylemi yaptı. Eyleme, Türkiye Yol İş sendikası Kayseri 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem de katıldı. Emekçiler, bir süre iş yeri önünde bekledikten sonra iş yeri içerisindeki Genel Sekreterli binası önüne kadar yürüdü, burada bir süre bekledikten sonra oturma eylemi yaptı.

"Sürekli sabırlı olmamız istendi ama bıçak kemiğe dayandı"

Bir saatlik iş bırakma eylemi sonrasında Türkiye Yol İş sendikası Kayseri 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Sürekli sabırlı olmamız istendi ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüz binler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz. Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar ‘çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz’ diyor. Elektriğe ve doğal gaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış, işçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz; asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz. Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakarlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır. Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir.   Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar."