Kıbrıs Barış Harekatı'nın sembol fotoğraflarından Türk bayraklı fotoğrafta yer alan gazi Mehmet Gemici (72), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 40'ıncı kuruluş yıl dönümünde yaşadıklarını anlattı. Gazi Gemici, harekatta en çok etkilendiği olayın Rum evlerini kontrol ederken küvette karşılaştığı aile olduğunu söyleyerek, "Küvette sarı saçlı bir kadın ve kolunun altında 2 çocuk vardı. O an küçük kız kardeşim gözümün önüne geldi. Kapıyı kapattım ve oradan çıktım. Kadın hayattaysa keşke ortaya çıksa, görmek çok isterim" dedi.

Ankara'da yaşayan Kıbrıs gazisi Mehmet Gemici, 1974'te Ada'da barış ve huzurun sağlanması için gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nda 2 çıkartmada da görev yaptı. Mehmet Gemici'nin, arkadaşlarıyla Türk bayrağı açarak verdikleri poz, harekatın sembol fotoğrafları arasına girdi. Harekatta yaralanarak gazi olan Gemici, görevini tamamladıktan sonra memleketi Giresun'a döndüğünde ailesine şehit olduğunun bildirildiğini öğrendi. Bu yüzden çevresinde 'Şehit Gazi Mehmet' olarak anılan Gemici, KKTC'nin kuruluş yıl dönümünde hikayesini DHA'ya anlattı. Gemici, "Birinci harekatta 20 Temmuz'da Kıbrıs'a gittiğimizde 'Günyeli' diye bir yere atladık. Arkadaşlar, herkes sağa sola düştü. Kiminin paraşütü açıldı, kiminin ki açılmadı. Belli bir yerde toplandık. Akşam Lefkoşa'ya taarruza gittik. Ertesi günü tekrar hareket başladı. Birinci harekat 2 gün, ikinci hareket 3 gün olarak toplam 5 gün sürdü. İkinci harekat bittikten sonra Beşparmak Dağları'nda nöbet tutuyoruz. Yanımda bir arkadaşım şehit oldu. Onun üzerine atladım. Kaburga kemiğimde çatlama oldu, nefes alamadım. Beni hastaneye götürdüler. 20 gün kaldım. Daha sonra terhis edildim" dedi.

'ADIM ŞEHİT GAZİ MEHMET KALDI'

West sendromlu Zeynep'in astsubaylık hayali gerçekleşti West sendromlu Zeynep'in astsubaylık hayali gerçekleşti

Gemici, harekatın ardından isminin yanlışlıkla şehit listesine yazıldığını anlatarak, "Ben o arada Giresun'da kendi memleketimde şehit olduğumdan haberim yok. Giresun'a indiğimde ablamın evine gittim. İbrahim diye bir yeğenim var, kapıyı açtı, beni içeriye almadı. Bir daha vurdum kapıya. Ablam beni görünce bayıldı. 'Sen nereden çıktın?' dedi. Orada eniştem geldi, beni içeri aldılar. Herkes ağlamaya başladı. Meğer ablama, aileme 1 ay önce şehit olduğum haberi ulaşmış. Babam muhtar; komutan ona gelerek, şehit olduğumu söylemiş. Köy yerinde herkes yasımı tutuyor, herkes şehit olduğumu düşünüyor, ev dolup taşıyor. Şehit olmadığım haberi yayılınca adım da 'Şehit Gazi Mehmet' olarak kaldı" diye konuştu.
Gemici, dedesinin İstiklal savaşı gazisi olduğunu söyleyerek, "Babam şehit olduğumu öğrenince dedemin mezarının yanına bir bayrak dikmiş. Babasına, 'baba torununu da getirdim, o şehit oldu' diyerek dedemin yanına mezar diye bayrak dikiyor. O bayrağı uzun yıllar mezarın üstünden almadım. Askerlik şubesine gidip şehit olmadığımı bildirdim, gazilik unvanı aldım. İşte bundan sonra da gazi oldum" dedi.

'KADIN HAYATTAYSA KEŞKE ORTAYA ÇIKSA'

Gemici, harekatta kendisini en çok etkileyen olayı da şöyle anlattı;
"Gemikonağı'na geldiğimizde komutanımız bize buradaki evleri kontrol etmemiz için görevlendirdi. 3 arkadaş bir eve girdik. Kapıyı açtım, genişçe bir banyo vardı. Banyonun içerisinde uzun bir küvet. Hiç unutmam o gece de rüyama girdi. Küvette sarı saçlı bir kadın, kolunun altında da 2 çocuk vardı. Şehit olarak bildirilmemden çok bu olay beni etkilemiştir. Kadının gözleri ceviz gibi oldu beni görünce, sanki yerinden çıkacak. O an gözümün önüne küçük kız kardeşim geldi. Çocukları ona benzettim. Kapıyı kapattım oradan çıktım. Aslında içeride bir kadın ile 2 çocuk küvete sığınmıştı. Kadın hayattaysa keşke ortaya çıksa, 'Bir Türk askeri çıktı ve bizi öldürmedi' dese. O kadını ve çocukları şu an görmek çok isterim. Böyle televizyona çıksa ya da haber verse bir şekilde, o kadar merak ediyorum ki, benden sonra ne oldu, onu da bilmiyorum. Halen diyorum ki 'acaba kadın yaşıyor mu, çocuklar yaşıyor mu?' Beni eğer duyarsa, bir şekilde görürse ben Ankara Muharip Gaziler Derneği'ndeyim, beni bulmasını çok isterim." (DHA)