Bugün size ders niteliğinde üç öyküden bahsedeceğim.
Bir gün ormanda yaşayan tüm hayvanlar aralarında bir tartışmaya giriyorlar.
Kim daha çok yavru doğurur diye.
Kimisi iki, kimisi üç, kimisi on diyor.
Sonunda gidip dişi aslana danışmaya karar verirler ve sorarlar.
"Sen kaç yavru doğurursun?”
Dişi aslan yanıt verir,
“Bir tane doğururum ama ben aslan doğururum"
Nitelik nicelikten önemlidir.
Sayı değil kalite önemlidir.
Yengeçle annesi yolda yürürlerken, annesi yengece “Yavrum niye yan yan yürüyorsun?” der.
Yavru yengeç cevap verir: “Sen önümden düzgün yürü, ben arkadan düzgün yürürüm.”
İnsanlar söylediklerinize değil, yaptıklarınıza bakarlar ve zamanla onu davranış haline getirirler. Söylediklerinizle yaptıklarınız arasında çelişki varsa, insanlar sizi hiç dinlemezler.
Irmağın kenarında su içen üç kuzuya kurt sorar:
”Su nereye doğru akıyor?”
“Aşağıya doğru” demiş bir tanesi.
Kurt sinirlenip hemen kuzuyu yemiş.
Buna şahit olan ikinci kuzu: “Yukarıya doğru akıyor” demiş. Kurt yine kızıp o kuzuyu da yemiş.
Sonra sıra üçüncü kuzuya gelmiş ve sormuş:
“Sence su ne tarafa akıyor?”
Kuzu “Vallahi benim gözüm iyi görmez nereye aktığını pek göremem” demiş.
Akıllı kişi ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını bilir. Bazen susmak en büyük erdemdir.
Sonuç olarak; Nitelik, nicelikten önemlidir. Hareketler sözlerden önde gelir.
Akıllı kişi ne zaman konuşacağını, ne zaman susacağını bilir.
Dünyada sahip olduğumuz her şey, öldüğümüz zaman başkalarının olacaktır.
Ama kim olduğumuz, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğimiz hep akılda kalacaktır.
Size niteliğinizin, hareketlerinizin sözlerinizden önemli olduğu ve ne zaman susmanız gerektiğini bildiğiniz ve herkesçe kabul gördüğünüz harika günler dilerim.