Hakkı Öznur 9 ciltlik Ülkücü Hareket kitabını anlattı.
SİYASET KONUŞULMADI, PARTİLER ÜSTÜ PROGRAMA BİNLERCE DAVETLİ KATILDI
Milliyetçi Ülkücü Hareket’in en önemli isimlerinden, Tüm Ülkücü Camia tarafından sevilen, saygı duyulan, araştırmacı-yazar Hakkı Öznur’un 9 ciltlik 10 bin sayfalık dev eseri, 9 ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabının tanıtım toplantısı, Ankara Gençlik Parkı’ndaki 1500 kişilik salonda yapıldı Kitabın tanıtım toplantısına misafirlerin, katılımcıların ilgisi çok büyüktü. İçerde ve dışarda izdiham yaşandı. Çok büyük bir kalabalık salonun hınca hınç dolmasından dolayı salona giremedi, dışarda kaldı. Tanıtım toplantısı programı 5 kuşak Ülkücüleri bir araya getirdi.
Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ardından 9 ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabını anlatan sinevizyon, gösterime girdi. Sinevizyonu izleyenler, çok duygulandılar, gözyaşlarını tutamadılar.
Ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş’i, hareketin önde gelen isimleri Dündar Taşer, Ahmet Er, Galip Erdem ve birçok dava büyükleri ile Türkmen Beyimiz Şehit Gün Sazak, küresel bir suikastla şehit edilen Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül öncesi ve sonrası şehit düşen Ülkücülerin resimleri, MHP ve Ülkü Ocakları’nın düzenlediği yüzbinlerin katıldığı tarihi mitinglerin görüntüleri, salondakileri çok duygulandırdı, hüzünlendirdi ve geçmişe götürdü. Ortak mazi canlandı.
Özellikle 15 Nisan 1978 tarihinde Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapılan, 500 bin Ülkücünün katıldığı o tarihi mitingden kareler gösterilirken, kanlı gömleklerle yürüyen gençler, şehit düşen Ülkücülerin resimleri ve yüzlerce dev pankart (Kanımız Aksa da Zafer İslam’ın, Hak-Hukuk-Adalet Milliyetçi Hareket, Yıkılsın Düzen Yaşasın Devlet, Milli Devlet Güçlü İktidar) vb. Türkeş ve MHP kurmay kadrosunun ve akasında yüz binlerce Ülkücünün kol kola yürüyüşlerinin görüntüleri, salonu derinden etkiledi, hüzünlendirdi ve duygulandırdı. Salon, Sinevizyon görüntüleri sonrası alkıştan yıkıldı.
AYYÜCE TÜRKEŞ VE FURKAN YAZICIOĞLUNA TANITIM TOPLANTISINDA ÇOK BÜYÜK İLGİ VARDI
Toplantıya Alparslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun ailesi, tam kadro katıldı. Türkeş’in kızı, İyi Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş ile şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun evladı Furkan Yazıcıoğlu yan yana oturmuştu. İkisine de salonda ilgi, sevgi büyüktü.
Toplantıya katılan siyasi parti genel başkanları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Keçiören Belediye Başkanı, STK temsilcileri, bu tanıtım toplantısının siyaset üstü olduğunu ve tarihi anlamı ve manevi önemi olduğu düşüncesiyle nezaket göstererek konuşmadılar. Protokolde yer alan isimler, “Ülkücü Hareket” kitabının tarihi öneme sahip olduğunu, Türk demokrasi ve siyasi hayatı açısından çok önemli olduğunu gelecek kuşaklara bırakılan büyük ve muhteşem eser olduğunu ifade etmişler, hepimizin ortak duygularını, kitabın yazarı Sayın Hakkı Öznur’un Bey’in yapacağı konuşma ile dile getireceğini, bunun daha anlamlı, daha doğru olduğunu ifade etmişler ve Hakkı Öznur’u içtenlikle tebrik edip ve kutlamışlardır.
Toplantıya, ODTÜ Ülkü Ocağı, ODTÜ SBF Ülkü Ocağı, Veteriner, Ziraat, Fen ve Gazi Fakültesi Ülkü Ocağı kurucuları GÜT, ÜOB, TÜT, BÜD, ÜOD, ÜGD, ÜYD kurucuları, çelenk göndermişlerdir.
Toplantının bitimin ardından Hakkı Öznur yeni çıkan kitabını okuyuculara imzalamıştır.
Hakkı Öznur dikkatle ve büyük ilgiyle dinlenen, salonu derinden etkileyen ve duygulandıran tarihi konuşmasında şunları söyledi:
“Sayın Genel Başkanlar
Sayın Bakanlar
Sayın Milletvekilleri
Sayın Belediye Başkanları
Kıymetli hocalarım, dava büyüklerim
Aziz dava arkadaşlarım, ülküdaşlarım, gönüldaşlarım,
Muhterem misafirler,
Değerli basın mensupları,
9 ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabımın tanıtım toplantısına hoş geldiniz şeref verdiniz.
Bu tarihi toplantıya gelmeyi çok istedikleri halde gelemeyip, Anadolu’dan ve Avrupa’dan bizleri arayıp dualarını gönderen, gönüllerinin bizimle olduğunu ifade eden bütün ülküdaşlarımızdan, gönüldaşlarımızdan, dostlarımızdan Allah razı olsun, var olsunlar.
Bu anlamlı, maneviyatı yüksek hepimizi duygulandıran, hüzünlendiren bu güzel tanıtım programını tertip eden İsmail Yıldız’a ve emeği geçen bütün sevgili gençlerimize yürekten tebrik ediyor, Allah razı olsun diyorum.
Bu tarihi ve belgesel 9 ciltlik “Ülkücü Hareket” adlı eserin hazırlanmasına pek çok dava büyüğümüz, dava arkadaşlarımız belge, bilgi, doküman ve fotoğraflarla katkı sağladılar. Onların bu değerli katkıları ve yardımları olmasaydı bu büyük, uzun süren, çok geniş ve kapsamlı çalışmada karşılaştığım zorlukların altından kalkmam kolay olmazdı.
Bana değerli zamanlarını ayırıp, röportaj imkânı veren, ayrıca ellerinde bulunan Ülkücü Hareket’le ilgili çeşitli fotoğraf, yayın ve belgeleri kullanmama müsaade eden herkese çok teşekkür ediyorum.
Bugün beş kuşak Ülkücüler, bugün bu tarihi toplantıda bir aradayız 58 kuşağı, 68 kuşağı, 78 kuşağı, 88 kuşağı ve 98 kuşağı, hepimiz partiler üstü siyaset üstü olan bu büyük buluşmada “Ülkücü Hareket” kitabının buluşmasında bir aradayız. Ne mutlu bizlere! Ülkücüler hep böyle birlik ve beraberlik içinde olmalı.
MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK’TAN BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ’E
Büyük Mareşal Fevzi Çakmak’tan Ülkücü Hareketin Kurucusu, Milliyetçi Hareketin Lideri Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e
Milli mücadelenin önderlerinden, Kurtuluş Savaşı’nın komutanlarından, 22 yıl Genelkurmay Başkanlığı yapan askeri deha, büyük asker, Türkiye'nin ikinci ve son Mareşali 19 Temmuz 1948 tarihinde kurulan Millet Partisi’nin kurucularından ve fahri Genel Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’tan,
Ülkücü Hareketin Kurucusu, Milliyetçi Hareketin lideri, 80 yıllık ömrünü büyük Türk milletine ve Türk milliyetçiliği davasına adayan, hayatı, çilelerle, mücadelelerle geçen, tabutlukları, sürgünleri, mahpusları gören, idamlarla yargılanan ama asla yıkılmayan yılmayan, zalimlere boyun eğmeyen, büyük dava ve devlet adamı, dünya Türklüğünün Başbuğ’u Alparslan Türkeş’e…
Türkçülüğün şahikası, mistik önderi Atsız Hoca’dan, 20. yüzyılın Kürşat’ı, Türklük ülküsünün sarsılmaz ve baş eğmez kahramanı ağabeyi Atsız’ın ifadesiyle “Türkçülüğün en iyi savaşan tümeni” dediği Nejdet Sançar Hoca’ya…
Türkmen Ağa’mız, Ülkücü Hareketin kurucularından Ülkücü Gençliğin mimarlarından Aziz Dündar Taşer’den, Kaynakçı Baba, Hüseyni sevda, Hüseyni yolun yolcusu gönül insanı Ahmet Er’e…
3 Mayıs 1944 başkaldırısının önde gelen gençlik liderlerinden, tavizsiz Türk milliyetçisi, Osman Yüksel Serdengeçti’den, Ülkücü hareketin erdemi, kendini Mamak’a adayan adam Galip Erdem’e…
Ömürlerini Milliyetçi Harekete vakfetmiş, bu kutlu yolda büyük mücadeleler vermiş, ülkü adamları Sadi Somuncuoğlu’ndan, İbrahim Metin’e, Nevzat Kösoğlu’ndan, Mehmet Doğan’a,Mehmet Irmak’tan Tahsin Ünal’a…
Hocaların hocası, büyük tarihçi, Atsız Hoca’nın talebesi, Prof. Dr. Mustafa Kafalı Hoca’dan, Ülkücü münevver, mücadele adamı, inandığı davası için bedeller ödeyen ilim adamlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu’na. Ülkücü hareketin kitabını yazan, büyük mütefekkir, Seyyid Ahmet Arvasi’den, Türk’ün fikir kalesi, “camideki rektör” diye bilinen, “altın beyinli adam” sosyal psikolog, düşünce adamı Prof. Dr. Erol Güngör’e.
Kavga günlerimizde şiirlerini dilimizden düşürmediğimiz, 20. yüzyılın büyük şairi, “Bir güzel ülküdür gönül verdiğim” diyen, Nizam-ı Alem, İ’lây-ı Kelimetullah davasının sarsılmaz savunucusu, hapislere düşen, şiirlerinden dolayı yargılanan, hepsinde kendisini savunan Abdurrahim Karakoç’tan, destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’na.
Ülkücü hareketin üniversitesi, Töre’nin kurucusu, ilk politik romanımız Sancı’nın yazarı Emine Işınsu ablamızdan, Türk milliyetçiliği ülküsünü her cephede savunan, gazeteci-yazar, Türk Ocaklı Yücel Hacaloğlu’na.
Hayatı boyunca Türk milleti için yılmadan çalışıp birbirinden değerli eserler veren Tavizsiz Türk milliyetçisi yazar –romancı, fikir adamımız Mehmet Niyazi hocamızdan Gülce’nin şairi, şair,yazar, senarist Ömer Lütfü Mete’ye.
12 Eylül sonrası tutuklanan Alparslan Türkeş ve bütün dava arkadaşları için yazdığı “Başbuğ’a Mektup” şiirinde “Sevmedim ülküden başkasını” diyen Dilaver Cebeci’den, “Ölmez bu hareket, ölmez bu dava” diyen büyük ozan, Ozan Arif’e.
Ülkücü şehitlerimiz Ruhi Kılıçkıran’dan, Yusuf İmamoğlu’na,
Dursun Önkuzu’dan, Süleyman Özmen’e. Alparslan Gümüş’ten, Ekrem Söğüt’e. Mehmet Çapar’dan, Yusuf Bahri Genç’e. Recep Haşatlı’dan, Cemil Çöllü’ye. Hikmet Tekin’den, Hüseyin Cahit Aküzüm’e. Ercüment Yahnici’den, Sacit Çeyiz’e. Şahin Bingöl’den Kerim Gözleme’ye
2100 Ülkücü Şehidimizden Hareketimizin Adsız kahramanlarına.
12 Eylül darbesi sonrası idam sehpalarında şehit edilen, darağaçlarında sallanan bayraklarımız,
Mustafa Pehlivanoğlu’ndan, Fikri Arıkan’a. Cengiz Baktemur’dan, Cevdet Karakaş’a. Halil Esendağ’dan, Selçuk Duracık’a,
Hareketimizin Hasan ve Hüseyin’i, iki ayrılmaz yiğit, Allah’ın aslanları Ali Bülent Orkan’dan, Erol Türkmen’e. C-5’te işkence merkezlerinde şehit edilen ülküdaşlarımızdan Bekir Bağ’dan, Hasan Alemlioğlu’na. Zindanları, Medrese-i Yusufiye’ye çeviren ülkü devleri Ahmet Tevfik Ozan’dan, Selahattin Arpacı’ya, Selahattin Şenliler’den, Yunus Uzun’a. Veli Can Oduncu’dan, Ferhat Tüysüz’e.
1981Yılında cunta rejiminin işkencehanelerinde Malatya Emniyet Müdürlüğü’nün ikinci katından atılarak şehit edilen Aydın Demirkol’dan, Mehmet Kazgan’a.
Kendini Osmanlı akıncısı olarak gören ve yaşayan, tek başına Sovyet Başbakanı Kosigin’i protesto eden, Atsız Hoca’nın “kahraman ve aziz Türk genci” dediği, 28 yaşında Hakk’a yürüyen Zaptiye Ahmet’ten (Ahmet Yücel’den), 68 kuşağının İstanbul’daki simge isimlerinden, en önde dövüşenlerimizden, namı diğer “komando Mustafa”, Mustafa Ok’a.
1970 Yılında MHP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı, ÜNAY Genel Başkanlığı yapan Prof.. Dr. Turan Güven Hocadan, ÜOB Kurucularından,Yusufiyeli Ülkücülerden, MHP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı yapmış isimlerden MHP eski milletvekili Ali Güngör’e.
Ülkü Ocakları Birliği Başkanlarından Dr İbrahim Doğan’dan Küresel Bir Suikastle Şehit Edilen Muhsin Yazıcıoğlu’na.
Ülkü Ocakları efsanesinin mimarlarından, Ülkü Ocakları Birliği kurucularından ve genel başkanlarından, ilk Medrese-i Yusufiyelilerden Dr. İbrahim Doğan Başkan’dan,
Ülkü Ocakları ve Ülkücü Gençlik Derneği’nin genel başkanlığını yapmış, darbe sonrası C-5 işkence merkezinde günlerce işkenceden geçirilen, cezaevi komutanı Raci Tetik’e meydan okuyan, tabutluğa atılan, bir gün bile tahliye talebinden bulunmayan, “cezaevinden çıkacaksak en son ben çıkmalıyım” diyen, siyasi yaşamı boyunca Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini savunan, “milli güvenliğimiz kırmızı çizgimizdir” diyen, milli iradeyi ve demokrasiyi savunan, “Namlusunu milletine çevirmiş tanka selam durmam. Türkiye İran Olmayacak ama Suriye yapılmasına da izin vermeyeceğiz” diyen Askeri Vesayet peşinde koşanlarla, Baasçı zihniyetle, Darbecilerle, Cuntalarla, Tekelci medya, Tekelci Burjuvazive demokrasi düşmanlarıyla mücadele eden, BOP, BİP vb. küresel emperyalist projelere karşı çıkan, “BOP Eş başkanından Cumhurbaşkanı olmaz,” diyen, “Oslo Görüşmeleri vatana ihanettir. terörle müzakere olmaz, mücadele olur” diyen, 25 Mart 2009 tarihinde Keş Dağları’nda küresel bir suikastla şehit edilen, şehit Başkan, şehadete yürüyen lider Muhsin Başkan’a.
Anlatılan, Senin Hikâyen,
Anlatılan, Senin Tarihindir Ülküdaşımız.
Buhranlı ve zor dönemlerde Türk milletine istikamet veren, yol gösteren iki büyük lideri, rahmetli Başbuğ’umuz Alparslan Türkeş’i, şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nu, tüm Ülkücü şehitlerimizi ve Hakk’a yürüyen aziz dava ve yol arkadaşlarımızı rahmetle, minnetle, saygıyla, sevgiyle anıyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun. Onları asla unutmadık ve unutmayacağız. Bu aziz millet, kendisine hizmet edenleri, şehitlerini, kahramanlarını asla unutmaz.