Ortadoğu ve yakın politik tarih üzerine yaptığı çalışmalar, yayınladığı tarihi öneme sahip kitaplarla alanında otorite olarak kabul edilen Araştırmacı Yazar Hakkı Öznur, İkinci İsrail planının yürütücüleri tarafından organize edilen ve 14 Kasım’da gerçekleştirilen “Israeli-Kurdish Alliance for o New Middle East”, “Yeni bir Ortadoğu için İsrail Kürt İttifakı” adlı Bölücü paneldeki konuşmalara yazılı bir açıklama yaparak sert tepki göstermiştir.

Öznur, açıklamasında terörist İsrail’e ve İsrail işbirlikçisi, Siyonist muhibi Kürtlere tepki gösterirken, Siyonist işbirlikçisi Yahudi uşağı Kürt hareketlerinin maskelerini düşürmüştür.

Yazılı açıklamasında Siyonist İsrail’in tarih boyunca başta Barzani ailesi olmak üzere bölücü örgütlere verdiği desteği ve bölücü örgütlerle kirli ve karanlık ilişkilerini olaylarla,belgelerle ortaya koymuştur. ABD’nin himayesindeki İsrail tarafından “en büyük müttefik” olarak kabul edilen Barzani ailesinin bölgede yürüttüğü çalışmaları ve MOSSAD’ın Türk düşmanı Kürt örgütlere verdiği lojistik desteği bütün süreçleriyle anlatmaktadır.

Hakkı Öznur açıklamasında panelden önce açıklama yapan İsrail  Dışişleri  Bakanın  “Kürtler  bizim doğal müttefikimizdir. Kürtler, Türkiye’de zulüm görmektedir” açıklamalarına da sert tepki göstermiştir. Hakkı Öznur’un yazılı açıklamasının tam metni şu şekildedir:

SİYONİST İSRAİL İLE İKİNCİ İSRAİLCİLER TÜRK DÜŞMANLIĞI YAPAN BÖLÜCÜ PANELDE BULUŞTULAR

Mossad  ve İsrail ve işbirlikçisi bir  grup Yahudi muhibi Kürtler tarafından organize edilen ve Türk düşmanlığı  yapan sözde panelin duyurusunda,Yine şu ifadeler yer alıyordu:

"14 Kasım 2024'te düzenlenecek Zoom panelimize katılmanızı bekliyoruz. İsrail'den ve Kürt Diasporası'ndan uzmanlarımız, bu acil konuları tartışacak ve görüşlerini paylaşacaklar!”

Panelin saati ise dört şehrin saati ile duyurulmuş. Seçilen dört şehir dahi planı ve arkasındaki kuvvetleri ele veriyor. Duyuru şöyle: “14 Kasım 2024, Kudüs: 20:00, Diyarbakır: 21:00, Paris: 19:00, Washington: 13:00.”

İsrail çizgisini savunan paneli (!) İsrail ile Irak’ın kuzeyinde faaliyet gösteren Barzani ailesi ile ilişkili olan Kürdistan Partisi PAKURT düzenlenmiştir. Barzaniler, bu panelde ön planda bilerek gözükmediler. Türkiye’nin tepkisini çekmemek için.

İsrail destekli panele katılan kimi isimler şunlardır:

PAKURD’un kurucusu ve Barzani ailesinin kankası İbrahim Halil Baran, İsrail Moshe Dayan Merkezi’nde Mossad ile bağlantılı çalışan Prof. Ofra Bengio; sık sık Kandil ve PYD ile görüşen sözde gazeteci Jonathan Spyer, İsrail Kürt Yahudi Topluluğu Başkanı ve Kudüs Belediye Meclisi Üyesive aynı zamanda İsrail-Kürt ittifakının militan savunucusuYehude Ben Yosef. Panelde katılımcılar arasında PKK, PYD, PJAK, KDP, PAKURD ve GOLAN hareketi gibi belli başlı Kürt partilerinin temsilcileri de vardı.

İsrail ve Kürtçü görüşleri savunan sözde panelin  amacı şudur;

“Ortadoğu’da İsrail ile birlikte hareket edecek bir Kürt devletinin kurulması, İsrail’in güvenliğinin ve bölgesel istikrarın sağlanması”

25 Eylül 2017’de IKBY’de  gerçekleşen korsan bağımsızlık referandumuna destek veren İsrail, bölgede oluşturulacak bir Kürt devletine çıkarları gereği hep sıcak bakmıştır. İsrail bölgede bir Kürt devletinin İsrail’in çıkarlarına hizmet edeceğini planlamıştır.

Partiya Kurdistani (PAKURD) eski genel başkanı İbrahim Halil Baran, "İsrail-Kürt İttifakı Yeni Ortadoğu İçin: Gelecekteki Riskler ve Fırsatlar" konulu panelde, Kürtlerin devletsizliğinden en iyi Yahudilerin anlayacağını öne sürdü. 

Mossad ile bağlantılı Baran, Kürtlerle Yahudilerin kaderlerinin aynı olduğunu, " Kürdistan'da pek çok sinagog ve Yahudi mezarı var ve Kürtler hepsini diğer dinler gibi koruyor. Siyasi olarak da dört parçada Kürtler İsrail ile büyük bir ittifak yapmaya hazır. Bugün gurur duyarak söylüyorum ki Yahudilerle Kürtler arasında hiç bir düşmanlık yoktur. Dostluk vardırİsrail, Kürtler için bir devlet yaratabilir” demiştir.

İsrail çıkarlarını savunan işbirlikçi Baran, “İsrail  PYD ye  askeri ve diplomatik olarak destek vermeli. " demiştir.Baran, denen hain ABD / NATO çizgisini savunmaktadır. Bir sosyal medya açıklamasında ise, "Biz Kürtler, hem baba hem de oğul Bush'u Kürt halkının iyi dostları olarak hatırlayacağız. Eğer onlar gibi bağımsız bir Kürdistan'ın yolunu açarsanız, heykelinizi Kürdistan'ın en görkemli meydanlarından birine dikeceğiz" demiştir. 

Panele katılan PKK’lılara göre ise; ‘’Türkler, Kürtlerin ve Yahudilerin ortak düşmanlarıdır.’’

PKK’lılara göre; ‘’Tevrat’ta Yahudilere vaat edilen topraklar, Kürtlerin yaşadığı coğrafyadır. Bu coğrafyanın özgürleştirilmesi ve İsrail dostu bir Kürt devletinin kurulması Yahudiler ve Kürtlerin rüyasıdır.”

Türkiye düşmanlığı yapılan bu panelde açıkça İsrail Kürt İttifakı savunulmuştur. İsrail ile ikinci İsrailciler buluşmuşlar ve ikinci İsrail’in yol haritasını çizmeye çalışmışlardır.Çeşitli  Kürtçü hareketler  bir yandan da "Kürtler İsrail'le masaya oturur" çıkışları yapıyorlar, paneller düzenliyorlar, eylemlerinde İsrail bayrakları sallıyorlar. 28 Ekim tarihinde Almanya'nın Köln şehrinde PKK'nın düzenlediği  mitingde  terör örgütü yandaşları İsrail  paçavralarını  sallamışlardır.

Lunaparklar, Suriyeli Çocukların Eğlence Alanları Olmaktan Çıkıyor Lunaparklar, Suriyeli Çocukların Eğlence Alanları Olmaktan Çıkıyor

İSRAİL DIŞİŞLERİ BAKANI, İŞBİRLİKÇİ KÜRTLERE SELAM GÖNDERİYOR

Irak’ın kuzeyindeki korsan referandum yenilgisinin ardından 7 yıl geçti. Ancak Ortadoğu’da oyunlar bitmedi. Yeni kartlar açılıyor. ABD’nin ileri karakolu İsrail yine Kürtler üzerinden yeni hesaplar peşinde.  Bölgedeki İşbirlikçi Kürtlerle yeni ittifaklar peşinde. İsrailin “çiçeği burnunda” Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, göreve başlarken “Orta Doğu'da Kürtlerle ittifak halinde olmaları gerektiğini” söylemiştir.

Saar, Benjamin Netanyahu'nun 5 Kasım'da Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden almasının ve Israel Katz'ın yerine kendisini Dışişleri Bakanı olarak atamasının ardından göreve başlamıştı.  Bu konuşmayı da 11 Kasım günü, önceki Bakan Katz ile görev devir – teslim töreni sırasında yaptı.

Türkiye düşmanı Sa’ar’ın konuşmasından bir bölüm şöyledir:

“Kürtler doğal müttefikimizdir. Kürtler, İran ve Türkiye’nin zulmünün kurbanıdır. İsrail’in onlarla iletişim kurması ve ilişkilerini güçlendirmesi gerekiyor. Biz bölgede bir azınlığız, bu nedenle doğal olarak diğer azınlıklar müttefikimizdir.”

ABD VE İSRAİL  BÖLGEDE BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN PEŞİNDE KOŞMAKTA

Siyonist İsrail Dışişleri Bakanı Kürtlerin dört ülkeye bölündüğünü söylemiş; Türkiye, Irak, Suriye ve İran'daki bu bölgeleri sırasıyla Bakur, Basur, Rojava ve Rojhilat olarak adlandırmıştır. Arz-ı Mev'ud (vaat edilmiş topraklar) veya Tevrat'ı referans almadan İsrail'in bölgedeki azınlıkları kullanıp, etki alanını genişleterek büyümeyi planladığı mesajını vermiştir.

ABD, AB ve İsrail planı açık ve nettir. İsrail’in güvenliği açısından da bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulması çok önemlidir. İsrail ise kurulacak bir Kürt devletini ekonomik ve stratejik açıdan doğal bir müttefik olarak görüyor. Barzanistan, İsrail Siyonizm’ine bağlı, küresel bir projedir. ABD, İngiliz, İsrail projesi olan Kürdistan, İran sınırından Akdeniz’e uzanan bir kuşaktır.

Saar'ın işbirlikçi Kürtlere göz kırpan açıklamasının ardından Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK)  Yürütme Kurulu üyesi  PKKlı Zübeyir Aydar, bir televizyon kanalında İsrail'le iletişim kurmaya açık olduklarını ve bunun diplomatik açıdan Kürtlerin en doğal hakkı olduğunu ifade etmiştir.

KÜRESEL  EMPERYALİST PROJE  “BOP” İLE ORTADOĞUDA SINIRLAR YENİDEN ÇİZİLMEK İSTENİYOR

Büyük Ortadoğu Projesi; Amerika’nın Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme projesi olarak da bilinir.  2005 – 2009 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Condoleezza Rice, Washington Post gazetesinin 7. Ağustos.2003 tarihli sayısında yayınlanan “Transforming The Middle East–Ortadoğu’yu Dönüştürmek” başlıklı yazısında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar uzanan coğrafyada 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini vurgulamıştır.

Ekim 2003’te ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı  Marc Grosman tarafından, daha sonra 2004 başlangıcında Davos’ta ABD Başkan Yardımcısı İsrail muhibi  ve Neoconlardan biri olan  Dick Cheney tarafından dile getirilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin amaçları kaba hatlarıyla şöyledir:

•          Terör  rejimi İsrail’in varlığını korumak,

•          ABD’ye muhalif yönetimleri ve unsurları etkisizleştirmek, 

•          ABD ulusal çıkarlarının Ortadoğu’da korunması,

•          Siyonist İsrail’in güvenliği için Irak ve Suriye Kürtlerini kapsayan İkinci İsrail’in kurulması.

İSRAİL İLE İŞBİRLİKÇİ KÜRTLER 64 YILDIR BERABERLER

1961’den 1975’e kadar Irak’taki Barzani hareketinin bölgedeki en önemli destekçileri, İran ve ABD’den sonra İsrail’dir. İsrail’de siyaseti belirleyen muktedir güçler, Barzanilere sempati duyuyordu. Bundaki sebeplerden biri Kürtler arasında çok fazla olmasa da Yahudi Kürtlerin olmasıydı. İsrail yönetimi, Kürtlere sempati duyuyordu.

İsrail devleti, resmi olarak 1961 yılında I-KDP ile ilişki kurdu. Kürt-İsrail ilişkisi için Avrupa’daki en önemli adamları olan Kamuran Bedirhan ile temasa geçildi.   Fransa’daki Yahudi çevreler Kamuran Bedirhan ile ilk bağlantıyı sağladılar.

Ardından İsrail hükümeti KDP’ye gizli bir görüşme için haber gönderdi. İsrail ile KDP arasındaki ilk görüşme Paris’te yapıldı. Görüşmeyi, Barzani’nin Paris’teki temsilcisi Kamuran Bedirhan sağladı. Bedirhan, İsrail hükümetinin gözünde muteber adamdı. 1961-1962 arası Tel Aviv yönetimi Kamuran Bedirhan’a Avrupa’daki çalışmaları, Kürt lobisi oluşturmak, KDP ile Avrupa bağlantılarını sağlamak için yüklü bir para yardımında bulunmuştur. Bu paraların bir kısmı KDP radyosu telsizler ve elektronik malzemeler için harcanmıştı.

1 Nisan 1963’te İsrail’i ziyaret eden Kamuran Bedirhan, İsrail kurucularından Davir Ben Gurion ile Dışişleri Bakanı Golda Meir ve Mossad Başkanı ile görüşmüşlerdir.

İsrail Savunma Bakanlığı’nın önde gelen isimlerinden (Cumhurbaşkanı oldu) Şimon Peres ile de Barzani’nin bilgisi dahilinde görüşmüşlerdir.  Mossad, İran gizli servisi Savak üzerinden aynı yıl İran üzerinden Irak’ın kuzeyine geçerek KDP Genel Sekreteri İbrahim Ahmed ile görüşmüştür. Görüşmede KDP’ye verilecek silah ve para yardımı görüşülmüştür. Bu görüşmenin Fransa’da devam etmiştir. MOSSAD’ın, Fransa’daki adamı Menachim Nahik ile Büyükelçi Walter Eytan İbrahim Ahmed ile görüştü. İsrail bu süreçte İran ile de Kürtler konusunu müzakere ediyordu. İsrail Barzani hareketine yardım edilmesini istiyordu. İran buna sıcak bakmış ve İran ile İsrail anlaşmıştır. Paris görüşmeleri her iki ülke tarafından “Atina Olayı” olarak adlandırılmaktadır.

MUSTAFA BARZANİ İKİ KEZ İSRAİL’İ ZİYARET ETTİ

Barzani aşiretinin de mensubu olan Mustafa Barzani ve oğullarının İsrail ile kirli ve derin ilişkileri vardır. Soğuk savaş döneminde başlayan bu kirli ilişkiler, 67 yıla yakındır devam etmektedir. Kimi araştırmacılara göre 1967 Eylül’ünde, kimilerine göreyse Nisan 1968’de İsrail’in kendisine vermiş olduğu desteğe bir teşekkür amacıyla bu ülkeyi ziyaret eder. 8 gün süren bu ziyarette İsrail  Cumhurbaşkanı Zalman Sazar ile görüşür. Bu görüşmeye MOSSAD  şefi Meir Ameet de katılır. Barzani bu ziyaretinde hükümet ve askerî yetkililerle de görüşmelerde bulunur. Ayrıca MOSSAD Barzani’nin şerefine pek çok İsrailli yöneticinin de katıldığı bir resepsiyon verir. Resepsiyona katılanlar arasında Likut Partisi Genel Başkanı Menahim Begim de bulunuyordu. Ziyareti sırasında Savunma Bakanı Moşe Dayan’la da görüşen Barzani, Dayan’a bir “Kürt hançeri” hediye etmişti.

Barzani, İsrail’e ikinci ziyaretini Eylül 1973 yılında yaptı. Bu ziyaretinde de ilkinde olduğu gibi 1950’lerin ortalarında İsrail’e göç etmiş Kürt Yahudisi David Gabay’ın evinde kalmıştı. Barzani İsrail’de  Moşe Dayan ile özel görüşmelerde bulunmuştu.

 Mossad-Barzani ilişkilerinin  mimarı İsrail'in Tahran'daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (Mossad ajanı) aracılığı ile gerçekleştirilmişti. Kendisi de Kürt Yahudisi olan Nimrodi, Sovyet silahlarının Barzani'nin eline geçmesinde rol oynamıştı.

I-KDP’nin kurucusu Mustafa Barzani, iki kez gizlice İsrail’i ziyaret etmiş ve bu arada Akra Yahudi cemaatinin lideri Eliyahu Gabai’nin oğlu çocukluk arkadaşı David Gabai’ye, diğer adıyla Havaca Hino’ya da uğramayı ihmal etmemiştir.

BARZANİ AİLESİNİN 64 YILDIR  İSRAİL İLE İLİŞKİSİ VARDIR

Gazeteci Muhammed Ali Zarka soğuk savaş yıllarında röportaj yaptığı Mustafa Barzani’ye kendisini sıkça ziyaret eden MOSSAD ajanları ile ilişkisini sorar. Mustafa Barzani elini uzatmış ve ne görüyorsun demiş. Muhammed Ali kendisine doğru uzatılmış bir el gördüğünü söylemiş. Mustafa, “Bu sadece bir el değil. Bu bir boş el. Bu boş eli doldurana bu el hizmet eder” demiş. Barzani ailesinin felsefesini Baba Barzani 50 yıl önce ortaya koymuş: “kim bize para silah destek verirse biz onların uşaklığını yaparız”

Terör rejimi İsrail’in Kürt hareketi ile ilişkileri Mustafa Barzani’nin 1 Mart 1979’da Amerika’da ölümünden sonra da devam edecektir. Mustafa Barzani’nin  İsrail ile olan ilişkilerini  şimdi oğlu Mesud ve torunu Neçirvan sürdürüyor. İşte Barzaniler küresel efendilerine hizmet etmeye devam ediyorlar.

25 Eylül 1980 tarihinde İsrail Başbakanı Menahem Begin, İsrail Kürt ilişkilerini itiraf etti. Barzani ve Barzani ailesi ile köklü ilişkileri olduğunu paylaştı. İsrail Dışişleri Eski Müsteşarı Alon Liel de 1960′larda, 70′lerde  Mustafa Barzani'ye İsrail'in destek verdiğini gizlemiyordu.

BARZANİLER AİLE BOYU İSRAİL HAYRANI VE İŞBİRLİKÇİSİ

Mart 1975 yenilgisi sonrası Barzani’nin oğlu Ubeydullah Barzani “Babam özümüzü sattı. İsrail muhbiri oldu İsrail, babama para yardımında bulundu. Peşmergelere silah gönderdi.” demişti. Baba Barzani’nin ölümüne en çok Yahudiler üzülmüştü. Öldükten sonra İsrail’de birçok cadde ve sokağa Barzani ismi verilmiştir.

Pro İsrail Barzani’nin çizgisini oğulları İdris ve Mesud devam ettirmiştir. 75 yenilgisi sonrası iki kardeş sık sık İsrail’i ziyaret etmişler ve izleyecekleri politikaları Mossad ile görüşmüşlerdir.

I-KDP liderliğine gelen Mesud Barzani birinci ve ikinci Körfez savaşları döneminde İsrail Dışişleri’yle ilişkilerini devam ettirmiştir. İsrailli uzmanlar ve istihbarat elemanları Mesud Barzani ile Irak’ın kuzeyinde zaman zaman görüşmüşlerdir.

Bağımsız “Kürt devleti”ne destek veren İsrail’dir. İsrail tarihi boyunca stratejik ilişki kurmaya çalıştığı Kürtlerin Irak'ta bir “Kürt devleti” istediğini gizlemiyor. Kürtler, Irak ve Suriye’nin başlıca düşmanıyla –İsrail- ittifak halindedirler.

1991 baharında Iraklı Kürtler, Saddam rejimine karşı ayaklandıklarında, İsrail’deki “Yahudi Kürtler” de İsrail devletinin “Kürdistani Cepheye” (KDP-KYB) yardım etmesi için baskı yaptılar. Tel-Aviv’de gösterilerde bulundular. Amerika’daki Yahudi lobileri de İsrail ve ABD hükümetine Saddam’a karşı mücadele eden Kürt gruplara yardım edilmesi için, onlar da korkunç çaba gösterdiler. İsrail Başbakanı İzak Şamir, MOSSAD ve diğer devlet kurumlarına bu konuyla ilgili rapor hazırlamalarını istedi, bazı MOSSAD görevlileri KDP ile gizli temaslar kurdu.

ABD ve İsrail 1998 yılından itibaren Irak’ta Saddam Hüseyin yönetimini devirmek için yoğun bir çalışma yapıyorlardı İsrail gizli servisi MOSSAD, KDP ve KYB kadrolarını eğitirken, İsrailli teknik uzmanlarda Erbil ve Süleymaniye’de Kürt bölgelerinin inşasını üstlenmişti.

İsrail için, Irak, Suriye ve Türkiye’deki Kürtçü hareketlerin ismi ve ideolojisinin bir önemi yoktu. Önemli olan bunların İsrail’in çıkarlarına hizmet etmesiydi. İsrail gizli servisi MOSSAD, İkinci Körfez Savaşı daha başlamadan Erbil ve Süleymaniye’de kendine bağlı örgütler kurdurmuştu. İkinci Körfez Savaşı’nın bitiminden sonra İsrail’in bölgedeki emelleri de açık ve net bir şekilde görüldü. KDP ve KYB’ye en büyük destek ABD ile birlikte İsrail tarafından verildi. KDP ve KYB’ye İsrail bütçesinden büyük paralar aktarıldı.  I-KDP’nin çekirdek örgütü, Parastın’daki profesyonellerinin hemen hepsinin istihbarat eğitimini İsrail’de görmesi, bunun en önemli delilidir.

İsrail’in KDP ve KYB ile olan ilişkisi 2002 yılında yeni bir plân ve program dahilinde yeniden şekillenmiştir. ABD, Saddam rejimini devirmek  isterken, MOSSAD da KDP’nin çekirdek örgütü Parastın’daki peşmergeleri eğitiyordu. Bir kısım peşmerge, 2002 yılı içerisinde Tel-Aviv’de MOSSAD’ın eğitiminden geçirildi.

2003’deki işgalin ardından İsrailliler yine peşmergeyi eğitti. İsrail için Irak’ın kuzeyi  artık Irak, İran ve Suriye üzerinde bir gözdü.2003’te Saddam rejiminin yıkılmasından sonra Barzani ve Talabani hareketi, Irak’ta ve Irak’ın kuzeyinde daha da güçlenmiştir.

I-KDP ve KYB yöneticilerinin çoğu yabancı pasaportlar taşımaktadır. Çoğu çifte vatandaştır.  Barzani ailesinin birçok ferdi İsrail pasaportu taşımaktalar. ABD, İngiliz pasaportu ile İsrail Pasaportu taşıdıkları Kürt çevrelerinde açıkça dile getirilmektedir

MESSOD BARZANİ BEN – GURİON OLMAK İSTİYOR

İsrailli siyasetçilerin stratejik maşaları Mustafa Barzani’ye özel bir sevgileri vardı. Onu İsrail'in kurucu babası denilen siyonist Ben-Gurion gibi görüyorlardı.

Barzani için  “Kürt Ben-Gurion” benzetmesi yapıyorlar ve biraz destek görseydi, “Kürdistan devletini” kurabileceğinisöylüyorlar. Mustafa Barzani’nin yapamadığını oğlu Messod Barzani’nin yapacağını iddia ediyorlar ve büyük destek veriyorlar.  Messod Barzani için “Babasının hayallerini gerçekleştirecek” diyorlar. Messod Barzani için şimdi  “Kürt Ben- Gurion” diyorlar.

 İsrail bölgede ikinci bir İsrail istiyor. Bunun  ancak Barzani ailesi tarafından inşa edileceğine inanıyor. İsrail’in, Ortadoğu’da daha güvenli olmasının yolunun kendilerine bağlı olan İsrail maşası Barzani  ailesinin önderliğindeki Kürt devleti olduğuna inanıyorlar bunun için Barzani hareketine geçmişten günümüze büyük destek veriyorlar.

BEYRUT KASABI ŞARON: BİZ YAHUDİLER BABANIZ BARZANİ’Yİ ÇOK SEVERİZ

2001-2006 yılları arasında  İsrail'in 11. Başbakanı olarak göreve gelen ArielŞaron’da MessodBarzani’nin yakın dostuydu. Bir çok kez Barzani ve adamları  Şaron ve yardımcıları  ile  görüşmüştür.

2. Körfez savaşının başlamasından kısa bir süre sonra, İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Kuzey’deki Kürt liderlere mektup gönderdi. Onları İsrail’e davet etti. Ardından MOSSAD şefleri, KDP ve KYB liderlerini Erbil ve Süleymaniye’de ziyaret ederek, İsrail devletinin “hayallerinizi ancak biz gerçekleştirebiliriz mesajını” ilettiler.

Eylül 2003’te Barzani ve Talabani İsrail’e çağrılarak Cumhurbaşkanı Ariel Şaron ile görüştürülmüştür. Şaron, bu görüşmede, verdikleri desteğe karşılık Musul ve Kerkük petrolünün yüzde 50’sinin İsrail’e bırakılmasını talep etmiştir. Stratejik hedeflerin ve merkezlerin MOSSAD’a bırakılması söylenmiştir.

Ariel Şaron,  Baba Mustafa Barzani’ye övgüler dizmiş,  oğul Messod Barzani’ye ise İsrail uşağı babasının yolundan gittiği için teşekkür etmiştir. Şaron Messod Barzani’ye şu sözleri söylemiştir:  “Babanız  Mustafa Barzani büyük bir İsrail dostuydu. Biz kendisini İsrail’de bir çok kez ağırladık. Barzani ailesi İsrail’e dost olmuştur. İsrail’de, bu dostluğa büyük önem vermiş, İsrail dostu olan Kürtlere hep destek vermiştir, vermeye de devam edeceğiz. Şunu unutmayın: İsrail, Ortadoğu da Yahudi dostu, bağımsız Kürt devletine sıcak bakmakta ve desteklemektedir”. 

Barzani ve Talabani ise  yaptıkları gizli kapaklı görüşmeler de İsrail’e olan bağlılıklarını  hep tekrarlamışlar; İsrail çıkarlarıyla, Kürt çıkarlarının ortak olduğunu belirtmişlerdir.

“İKİNCİ İSRAİL” BARZANİSTAN BİR SİYONİST PROJEDİR

Barzani hareketine en büyük desteği İsrail veriyor.Irak’ın işgalinden sonra Kuzey Irak’a iyice yerleşen İsrailli askerler, MOSSAD elemanları Siyonist sivil toplum örgütleri Barzani’ye her türlü desteği verdiler.

ABD’deki İsrail lobileri ve Washington üzerinde etkili olan çoğu İsrail destekçisi Neoconlar Barzani’ye destek vermekteler ve Barzani için yoğun faaliyet göstermekteler.

İsrail’in güvenliği açısından da bölgede bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması çok önemlidir. İsrail ise kurulacak bir Kürt devletini ekonomik ve stratejik açıdan doğal bir müttefik olarak görüyor.

Barzanistan, İsrail Siyonizm’ine bağlı küresel bir projedir. ABD, İngiliz, İsrail projesi olan Kürdistan,  İran sınırından Akdeniz’e uzanan bir kuşaktır.

20’nci yüzyılın başında nasıl Filistin topraklarına yaptıkları yığınakla İsrail devletini kurduysalar şimdi de bir benzerini Türkiye-Suriye-İran-Irak dikdörtgeni içerisinde gerçekleştirmek istiyorlar.

Terör rejimi İsrail Irak’ın kuzeyine  “Barzan-Yahudyan”  diyor.  Sözde bağımsız Kürt devleti girişimi, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e ulaşmayı hedefleyen, Türkiye ve İran’ın toprak bütünlüğünü de hedef alan bir kukla devlet girişiminden başka bir şey değildir.

 25 Eylül 2017’de yapacağını duyurduğu bağımsızlık referandumuna en büyük destek İsrail'den geldi.   Terörist  Benyamin Netanyahu 2014 yılında Tel Aviv'de Ulusal Güvenlik Enstitüsü'nde yaptığı bir konuşma sırasında“Kürtlerin bağımsızlık arzularını desteklemeliyiz.” demişti.

BARZANİ AİLESİ REFERANDUM ÖNCESİ BİR ÇOK KEZ İSRAİL’İ ZİYARET EDEREKGİZLİ GÖRÜŞMELER YAPMIŞTIR

I-KDP'nin şu an ki lideri Messod Barzani’nin yeğeni olan Neçirvan Barzani 1987 yılında ölen  İdris Barzani’nin oğludur. Neçirvan Barzani’de İsrail’i sık sık ziyaret edenlerdendir. Amerika’da eğitim gören  Neçirvan Barzani’nin  Amerika’daki Musevi lobileriyle ve İsrail yanlısı Neoconlarla da yakın ilişkisi vardır.

Mesud Barzani'nin oğlu Mesrur Barzani, 7 yıl önce bağımsızlık referandumuyla ilgili yaptığı açıklamada dünya ülkelerinden birçok heyet Kürdistan’a ziyarette bulundu. Eğer Kürdistan bağımsızlığını ilan ederse Kürdistan devletini tanıyacak birçok ülke var bunların başında İsrail gelmektedir” demiştir.

Çünkü Mesrur Barzani kardeşi Mansur ve kuzeni Neçirvan Barzani’yle,  Referandumla ilgili  konuları görüşmek üzere bir çok  kez İsrail’e gitmiş. Mossad şefleri ve hükümet yetkilileri ile gizlice görüşmüşlerdir. Zaten İsrailli yetkililer ve istihbaratçılar KDP karargahlarından uzun yıllardır çıkmıyorlar ve birlikte çalışıyorlar

Messod  Barzani  oğullarını ve yeğeni  Neçirvan Barzani’yi  2005 yılından beri onlarca kez İsrail’e göndermiş  ve gizli kapaklı görüşmeler yaptırmıştır. Barzani’nin oğullarının en büyüğü Mensur Barzani, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin istihbarat teşkilatı olan “Kürdistan Asayiş Ajansı”nın başındadır.  Erbil'de “Esrarengiz Adam” ya da “Top Secret Man” olarak adlandırılıyor.  Mensur Barzani de diğer kardeşleri gibi eğitimini ABD’de tamamladı. Ve ABD Pasaportu taşımaktadır.

KRİPTO  “YAHUDİ KÜRTLER” BARZANİ’NİN EN BÜYÜK DESTEKÇİLERİ

İsrail bayrağı, terörün  savaşın, işgalin, parçalamanın ve kaosun sembolüdür. Kürtçüler terör rejimi İsrail’in bayraklarını sallayarak bir kez daha işbirlikçi olduklarını dünyaya göstermişlerdir.

Barzani taraftarlarının düzenlediği “Kürdistan” mitinglerinde boy boy, İsrail bayrakları dalgalandırılmıştır Peşmergeler bile  İsrail bayrakları ile caddelerde tur atmıştır. 22 Eylül Perşembe günü Erbil'in Şanedar Parkı'nda düzenlenen referandum etkinliğinde. Yine İsrail bayrakları açılmıştır çok sayıda  Barzanici  İsrail bayrağı ile hatıra fotoğrafı çektirmiştir.

 Kampanyalarda  Barzaniciler İsrail bayraklarını ‘gururla’ taşıyor, mitinglerde İsrail marşı bile çalınıyor. Referandum için ‘evet’ isteyen konuşmacılar İsrail’e desteklerinden ötürü teşekkür ederken, Kürdistan-İsrail kardeşliğine de sık sık vurgu yapmışlardır

Erbil, Dohuk, Süleymaniye vb. yerlerde İsrail bayrakları sallanmıştır Mitinglere kripto Yahudiler tam kadro  katılmışlardı I-KDP mitinglerinde İsrail bayrağı Kürdistan paçavrası ile beraber sallandırılmıştır. Barzani  yandaşları  referandum mitinglerinde  “Yaşasın İsrail” sloganları atmışlardır.

Almanya'nın Köln kentinde yapılan mitingde de terör devleti İsrail'in bayrakları yer almıştır. Avrupa’nın bazı kentlerinde düzenlenen sözde "Kürdistan’a destek" mitinglerinde de İsrail bayrakları açılmıştır Londra, Köln, Paris, Oslo vb. şehirlerde Kürtçüler İsrail ABD ve İngiliz bayrağı açmışlar, Özellikle İsrail lehine sloganlar atmışlardır. Yine Cenevre'de bulunan BM binasının önünde gerçekleştirilen eylemde bağımsızlık ve referandum yanlısı sloganlar atılırken, İsrail bayrağı açılmıştır.

Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen İsrail Günü'nde İsrail bayraklarıyla birlikte Kürdistan paçavrası da  sallanmıştır. Etkinliklerde birçok Yahudi dernek ve kuruluşun yanı sıra Kürdistan-İsrail Dostluk Derneği (KİFA) de stant açıp İsrail bayraklarıyla birlikte sözde Kürdistan bayrağını dalgalandırdı.

Netanyahu'nun Kürdistan'ın Bağımsızlığından söz ettiği zaman ve Kürdistan bağımsızlığını ilan ederse tanıyacağını ve tanıyan ilk ülke olacağını beyan etmesi  Erbil’de sevinç gösterileri ile kutlanmıştı.  Peşmergeler İsrail bayrağı ile tur atmıştır.Peşmerge yönetimi tarafından düzenlenen gayri- meşru referandumun ardından Erbil'de yine İsrail bayraklı kutlamalar yapılmıştır.

TERÖRİST İSRAİL KORSAN REFERANDUMA EN BÜYÜK DESTEĞİ VERMİŞTİR

İsrail 25 Eylül 2017’de Irak’ın kuzeyinde Barzani’nin zorla baskıyla yaptırdığı gayrimeşru referanduma açık destek veren ülkelerin başındadır. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Tel Aviv'de yaptığı bir konuşmada “Kürtlerin bağımsızlık arzularını desteklemeliyiz Barzaniler her zaman İsrail’e dost olmuşlar İsrail’in bölgedeki en büyük müttefikidir. Irak'taki Kürtler bağımsız devlete sahip olmalı. Kürtler, Batı’nın dostu ve bizimle aynı değerleri paylaşan bir halk. İsrail, Kürtlerin bağımsızlık umutlarını desteklemeli” ifadelerini kullanmıştır.

İsrail Adalet Bakanı Şaked, bir konferansta Kürtlerin bağımsızlığının İsrail’in çıkarlarıyla örtüştüğünü söylüyordu. “Bağımsız Kürt Devleti İsrail’in güvenliği için önemlidir ve destekliyoruz.” diyordu.

Terörist  İsrail’in Genelkurmay Başkanı’da“Erbil’de askeri üssümüz olmalı. Erbil iktidarı ile görüşmelerimiz devam ediyor.” diyordu. ABD’deki Yahudi lobiler ve özellikle Neoconlar bütün kurum ve kuruluşlarıyla ikinci İsrail olacak olan Barzanistan’a açık destek vermekteler.

İsrail’de bakanlık yapmış Gideon Saar “Kürtler İsrail’in esas stratejik müttefikleridir” diyordu. İsrailli birçok uzman asker istihbaratçı referandum öncesi Barzani medyasında yer alan şu ifadeleri kullanmışlardır: “Ey Kürt halkı bağımsızlık zamanınız gelmiştir, tarihi referanduma evet deyin!”

Korsan referandum öncesi Mesud Barzani’nin oğlu Güvenlik Konseyi Başkanı Mesrur Barzani’nin bir çok kez İsrail’i ziyaret ettiği Kürt çevrelerinde bilinmektedir.Mesrur Barzani bir konuşmasında “bütün ülkeler arasında İsrail'in kendilerini en kolay anlayabilen ülke olduğunu” söylüyordu.

İsrail’de yaşayan Yahudi Kürtler ve Irak’ın kuzeyinde yaşayan kendilerine Kürt Yahudiler diyen gruplarda referanduma destek açıklaması yapmışlar, Mesud Barzani’ye destek vermişler, “Kürdistan devleti kurulmalı” demişlerdir. İsrail’deki Kürt Yahudiler Barzani’nin referandum kampanyalarına İsrail bayrakları sallayarak İsrail ve Mesud Barzani lehine sloganlar atarak destek vermişlerdir. Çok sayıda Barzanici İsrail bayrakları ile hatıra fotoğrafı çektirmiştir.

103 YIL ÖNCE İNGİLİZ BAYRAĞINI 21 YIL ÖNCE ABD BAYRAĞINI 7 YIL ÖNCE İSRAİL BAYRAĞINI SALLADILAR

1921 yılında İngilizler I.Kral Faysal’ı Irak kralı yaparken işbirlikçi Araplar İngiliz bayrağını sallıyor, İngiliz milli marşını dinliyorlardı. Faysal’ın Kral ilan edildiği açıklamanın okunması sırasında İngiliz işbirlikçileri (Kralım çok yaşa!) diye bağırıyorlardı; 9 Nisan 2003 günü Bağdat düştüğünde bu sefer Şii ve Kürt işbirlikçiler Amerikan bayrakları sallayıp “Yaşasın Bush, Yaşasın Amerika” sloganları atıyordu.

2. Körfez Savaşı başladıktan 19 gün sonra Bağdat düşmüştü. ABD ve koalisyon güçleri Irak’ı işgal ederken “Bıji Bush, Bıji Amerika” diye bağıranlar, sokaklarda işgal ordusuna “Yaşasın Amerika” diye bağıranlar, Amerikan bayraklarını sallayanlar, ABD conilerine sarılanlar KDP ve KYB'li peşmergelerdi.

İsrail–Erbil arasında 2003 yılından sonra zirve yapmıştır. mesele Erbil’de görev yapan bir Kürt akademisyen Dr. Zargos,  İsrail’e davet edilmiş,  bir İsrail televizyonuna aynen şunları söylemiştir:

“Kürt halkı Kürdistan'da Kürt Bayrakları ile birlikte İsrail bayrakları dalgalandırdılar. Toplumlar arasındaki ilişki oldukça sağlamdır . Yeni Kürdistan’da İsraillilerde olacak. Irak Kürdistanı'nda çalışan bir çok Yahudi kökenli insanlar var. İsrail müttefikimizdir ve Kürt  dostudur”

İKİNCİ İSRAİL RÜYASI  GÖREN KÜRTÇÜLERİN TEK HEDEFİ  TARİHİ TÜRK ŞEHRİ KERKÜKÜ  ELE GEÇİRMEK

İsrail’in maşası Mustafa Barzani hayatta iken tek arzusu bağımsız Kürt devleti ve onun içinde olan Kerkük’tü. 14 Ekim 1958’de Irak’ta devrim olduğunda kendisi SSCB’deydi. Hemen Irak’a dönmüş ilk işi peşmergeleriyle ile birlikte Kerkük’e girmek olmuştur. İki gün Kürt ağalarıyla planlar yapan Barzani emelinden başarılı olamamıştı. Darbenin birinci yılında 14 Ekim 1959 günü IKP militanları ve KDP'li peşmergeler Kerkük’e girmişler, Türkmen katliamı yapmışlardır. İkinci Körfez Savaşı’nın ilk günlerinde Bağdat hemen düştükten sonra Amerikan iş birlikçisi KDP ve KYB Kerkük’e girmişler, nüfus ve tapu dairelerini yakmışlardı.

Mustafa Barzani, “Kerkük Kürdistan'ın Kudüsü’dür” demiştir. Kerkük emellerinde yaşarken başarılı olamamış sırtını dayadığı Amerika’da ölmüştü. Şimdi oğlu Mesud Barzani ve torunları Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani vb. Barzaniciler Kerkük’ü bir oldubittiyle Kürt şehri yapmak istiyorlar.

Irak’ın kuzeyinde yaptıkları Kerkük’ü de dâhil etmeye çalıştıkları 25 Eylül 2017’de yapılan gayri meşru referandum hem bağımsız Kürdistan hem de Kerkük’ü IKBY bölgesine dâhil etmenin hayalleriydi.

Mesud Barzani, babası Mustafa Barzani gibi “Kerkük Kürdistan’ın Kudüs’ü, Kerkük Kürdistan toprağı, Kerkük Kürt şehridir, bağımsız bir Kürt devleti kurulacaktır.” diyerek bu korsan referandumu yaptırmıştı.

Kerkük, Barzanistan için çok önemlidir. Kerkük petrol hattına hakim olursa bağımsız Kürt devletinin kurulacağını düşünüyor. Tek emelleri Kerkük’ü IKBY’ye dahil etmek.

25 Eylül 2017’de gayrimeşru referandum yapan Mesud Barzani 16 Ekim günü Irak ordusunun Kerkük’e girmesiyle tarihi bir hezimete uğrayacaktı. “Son nefesimize kadar savunacağız” dediği, “Kürtlerin Kudüs’ü” olarak tarif ettiği Kerkük’ü neredeyse tek kurşun atmadan Irak merkezi hükümetine teslim etti. Irak ordusu karşısında yenilgiye uğrayan Barzani’nin peşmergeleri çil yavrusu gibi dağılmıştı. Amerika’ya, İsrail’e güvenen ABD pasaportlu, eski Kerkük Valisi Necmeddin Kerim de ABD koruması altında Erbil’e kaçmak zorunda kalmıştır.

ABD/İsrail uşağı Messod Barzani bir günlük savaşta rezil oldu! Korkak Peşmergeleri darmadağın oldu. Kerkük'teki valilik binası silah sıkmadan el değiştirdi. Sözde IKBY bayrağı yere indirildi paspas olarak kullanıldı. Kerkük İl Meclisi'nde ve şehirde asılı bulunan "Kürdistan" paçavraları Irak ordusu tarafından indirildi. Barzani fotoğraflarının olduğu billboardlar yıkıldı.25 Eylül'de gerçekleşen gayrimeşru referandumu tüm ikaz ve çağrılara rağmen yapan (IKBY) lideri Messod Barzani hak ettiği cevabı Irak ordusundan almıştı.

Sözde "bağımsızlık referandumu" ve Kerkük'ü ilhak girişiminin ardından, merkezi hükümete bağlı güçler, 16 Ekim 2017'de Kerkük'e girerek kentteki peşmerge varlığına son vermişti. Irak ordusu KDP binasını boşaltıp Kerkük Operasyonlar Komutanlığı Karargahı yapmıştı. Merkezi hükümete bağlı güçler, KDP’nin işgalci tavrı üzerine kente girmiş ve Kürt silahlı grupları Kerkük’ten kovmuştu.

KERKÜK KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

KDP, KYB, PKK Türkmenlere karşı birlikte hareket etmekteler. Kerkük’ü Erbil’e bağlamaya çalışan Kürt unsurlarının bir diğer hesabı da bölge petrolüne el koymak. Kerkük petrollerini ve Kerkük şehrini kendi bölgelerine katmak için her şeyi yapıyorlar.

Kürtler, bir oldu bitti ile Kerkük’ü Kürt bölgesine dâhil etmeye çalışmaktalar. Kürtler, Irak’ın bir parçası gibi bir kaygı taşımıyor. Hep ayrı bir devlet kurmanın hayalleri peşinde koştular. Bütün çabaları, Kerkük kentinin kurmak istedikleri bağımsız Kürdistan devletine dâhil edilmesi içindir

Babası Mustafa Barzani gibi hain olan ve hain babasının izinden giden Messod Barzani de son 14 yılda 18 kez Kerkük’e geldi. Her gelişinde kirli emellerini ortaya koydu. Özellikle Irak’ın işgalinden 16 Ekim 2017 tarihine kadar Kerkük’ü işgal eden peşmerge çetelerine destek vermiş, her konuşmasında, “Kerkük, Kürdistan’ın kalbidir”, “Kerkük, Kürt bölgesine aittir ve Kürt şehri” demiştir.

Kerkük konusu, Türkmenler için de Türkiye için de Türkiye’nin milli güvenliği açısından son derece önemlidir. Kerkük’te Türkmenler, büyük bir endişe içindeler. Türkiye’nin bekası ve milli güvenliği, Kerkük’ten başlar.