Hatay’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı müdürlüğün yerleşkesindeki enkazda ve ağır hasarlı binada bulunan belgeler hala tam anlamıyla güvenli yere alınmadı. Kritik önemdeki belgeleri söz konusu binaya girerek kurtaran avukat Ömer Meşe, savcılıktan yerleşkedeki tüm belgelerin güvenli bir yere alınmasını istediğini, ancak savcılığın yer bulunamadığını belirttiğini söyledi.

Diken'den Ayşegül Kasap'ın haberine göre, savcılığın belgeleri güvenli bir yere taşımak için yer bulunmadığını bildirmesi üzerine delil niteliğinde evrakları kendi toplamaya başladığını anlatan Meşe, “Doğrudan deprem raporlarına ilişkin belgeler var. Ayrıca bazı dijital dökümanlara ulaştım CD halinde. Örneğin şu an elimde tuttuğum şey, imar planına esas jeolojik etüt raporları. Yaklaşık 10 CD. Yani burada Hatay ilinde ve ilçelerindeki resmi kurumların deprem dayanıklılık test raporları var.“ dedi.

Meşe, ıslak imzalı belgenin hukuki süreçteki önemine de dikkat çekti.

YERLEŞKE NASIL BİR YER?           

Ömer Meşe, kampüs halindeki yerde iki adet dört katlı bina ve bir adet tek katlı bina olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Yerleşkede yıkılmış bir enkaz var. Buranın deprem sırasında mı yerle bir olduğu yoksa daha sonra kepçeyle mi yıkıldığı net değil. Bölgedeki bazıları ağır hasarlı olduğunu ve kepçeyle yıkıldığını anlatıyor. Bazılarıysa depremde bir kısmının yıkıldığını diğer kısmının da kepçeyle enkaz haline geldiğini belirtiyor.

Bu bina hasar almış yıkılmamış taban oturmuş hafif yan yatmış, kepçe de gelip burayı yıkmış. Fakat bu bahsettiğimiz hasar en iyi hasar bu bölgede. Buradaki binalar ters yüz olmuşlar birbirine girmiş. En son tehlike arz eden bina. Neden buradan başladınız? Aceleniz ne? Ve neden tek katlı olan sağlam binayı yıkmaya başlamak istediniz? Sıkıntı bu.”

"EVRAKLARA YER BULUNAMAMIŞ"

Avukat Meşe, "Savcılık tek katlı binadaki evrakları almaya geldiğinde enkazdaki ve ağır hasardaki tüm evrakların güvenlik şeridine alınmasını istemiş. Acilen buranın kapalı çatısı olan bir yere naklini istemiştim. Temin etmeye çalışacağız demişlerdi. Güvenlik şeridine çektiler fakat bugün savcılık saat 3’e kadar yaptığım hiçbir görüşmede olumlu bir sonuç alamadım. Enkazda on binlerce evrak var. Saat 3’te savıcının katibiyle tekrar görüştüm, yer bulunamadığını söyledi bana.” diye konuştu.

‘DOĞRUDAN DEPREME İLİŞKİN BELGELER YERLERE SAÇILMIŞ’

Savcılıktan sonuç alamayınca kendi imkanlarıyla enkazdaki evrakların bir kısmını topladığını, ifade eden Meşe, canını tehlikeye atarak kepçe darbesi aldığını ve biraz yan yatmış olan ağır hasarlı binanın içine girdiğini kaydetti. Meşe, o anları ise şöyle anlattı:

“Orada daha önce gördüğüm, doğrudan deprem raporlarına ilişkin belgeler var. Klasörler var. Ayrıca bazı dijital dökümanlara ulaştım CD halinde. Örneğin şu an elimde tuttuğum şey, imar planına esas jeolojik etüt raporları. Yaklaşık 10 CD. Yani burada Hatay ilinde ve ilçelerindeki resmi kurumların deprem dayanıklılık test raporları var. Hasarlı binadan çıkardım bunları. Yine bazı büyük ölçekli inşaat projelerine ait deprem dayanıklılık test raporları var. Kurtarabildiğimiz evrakı kurtarıyoruz.”

ÇÖP POŞETLERİNDE SAVCIYI BEKLEDİ

Saat 3’ten 5:30’a kadar toplayabildiği evrakları topladığını belirten Meşe, “Enkazın yüzeyindeki toplayabildim. Burada koca bir dağ daha var. O kısımlara geçerken hava karardı. Yağmur riskine karşı çöp poşetine konuldu evraklar. Savcı gecenin ilerleyen saatlerinde gelerek sadece çöp poşetindeki belgeleri aldı ve klasör halindeki belgeler için bir polis göndereceğini söyledi. Bana da 'beklemene gerek yok, polis bekleyecek' dedi. Ama benim içim rahat etmedi. Hala belgelerin başında nöbet tutuyorum” ifadelerini kullandı..

"BELGELER SORUMLULARIN YARGILANMASI İÇİN ESAS TEŞKİL EDECEK"

Belgelerle ilgili gereken duyarlılığın göstermediğinden yakınan Meşe, neden önemli olduğunu anlattı: “Çünkü bundan sonraki hukuki süreç için bu felaketin sorumlularının bütün yargılanmasını esas teşkil edecek belgeleri bu enkazın altında şu an ama maalesef herkes duyarsız. Resmi belgeler en az beş yıl saklanması gerekiyor.

Resmi belgeler özel bir imha prosedürüne tabiidir. Kanuni nizamı farklıdır. İmhasının da kayıt altına alınması gerekir.Bu binanın çevresinde yan yatmış yolun üstüne eğilmiş onlarca bina var. Burası yıkıldıktan sonra da sapa sağlam olan yan tarafı yıkmaya çalıştılar. İçinde revir olmasına, AFAD ekibi yardım dağıtıyor olması rağmen. Tek katlı tarafı yıkmaya çalıştılar. İçinde revir ve AFAD olması sebebiyle yıkım gecikti. O yüzden yıkılmadı yan taraf. Oradaki evrakları öyle kurtarabildik.

Bu binalar yıkılarak buradaki bütün belgeler imha edilmek istendi. Çünkü bunun hiçbir açıklaması izahı yok. Şu an karşımda yan yatmış bir bina var. Ona dokunmayıp sağlam bir binayı yıkmak istemenin nasıl bir amacı olabilir? Neyi örtmek neyi gizlemek istiyorsunuz?”

‘DİJİTAL MATERYALLER TEK TUŞLA MANİPÜLE EDİLEBİLİR’

Belgelerin dijital kayıtlarının yeterli olmadığını vurgulayan Meşe, “Dijital materyaller yedeklenmiş olsa bile mahkeme buna ilişkin bir itirazda, mukayese ve kıyas için ıslak imzalı belgeleyi arar. Hepimizin bildiği bir şey var. Neden davalar çok uzun sürer? Çünkü tapuya, yapı denetime yazı yazılır ‘Şu evrakın aslını gönderin’ diye. O evraklar aylarca gelmez. O evraklar aylarca gelmediği için o yargılama yıllarca bitmez. Mutlaka o asıl evrak dosyaya istenir. Çünkü dijital materyaller tek tuşla manipüle edilebilecek materyallerdir. İki gün sonra bu dijital materyalin hard diski bozuldu, çöktü dendiğinde geri hiçbir şey kalmaz. Doğrulayabileceğin teyit edebileceğin hiçbir şey kalmaz. Bugüne kadar kamuya malum olmuş bir çok davada da dijital materyallerin sağlıklı olmadığının teyit edildiğinin altını çizen Meşe “Bir avukat olarak şunu söyleyeyim. Biz UYAP kullanıyoruz. Orada da taralı bir çok evrak ama şöyle bir şey var; evrakın önü taralı arkası değil, arkası taralı önü değil, ya da birinci sayfa taralı üçüncü sayfası taralı değil. Yani, bunun sıhhatli olup olmadığını nerden bileceğiz” şeklinde konuştu.

‘BAKANLIK NEDEN YALAN SÖYLEME GEREĞİ DUYDU?’

Çevre Bakanlığı’nın açıklamasıyla ilgili “Neden yalan söyleme gereği duyuldu” diyen Meşe şunları ekledi: “Dendi ki ‘Bu tek katlı binada izinsiz işgal eden kişiler var.’ Videosunu çektim o binada revir revir de doktor ve hemşireler yan tarafta da AFAD gönüllüleri yiyecek ve battaniye yardımı yapıyor. Yani izinsiz dediği kişiler onlar. Dolayısıyla biliyor aslında orada kimlerin olduğunu neden yalana gerek duyar yıkıma mazeret olarak?

Aynı içerikte şunu diyor; ‘Diğer binadaki evrakları nasıl muhafazaya aldıysak o tek katlı binadakileri de alacağız.’ Diğer binadaki evraklar muhafazaya alınmadı şu an molozların içinde. Bu şekilde mi muhafaza ediyor devlet evrakını? Molozlar evrak dolu. Bakanlık ‘Yan binada koruma altına aladığımız evraklar’ diyor ya, onlar bunlar, molozların içindekiler. Yani almıyor. Zaten alacak olan ilk niye bunu yıkar? Bu yıkım emrinde valilinin imzası var.”

BAKANLIK BİNANIN TAŞINACAĞI DUYURMUŞTU

Hatay’da depremdeki kusurları ortaya çıkaracak belgelerin bulunduğu Yapı Denetim ve Yapı Malzeme Şube Müdürlüğü’nün yıkılacağı ortaya çıkmıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı iddiayı doğrularak kritik delillerin başka bir yere taşınacağını açıklamıştı.

Avukat Bedia Büyükgebiz iki gün önce çektiği videoyla enkazdaki belgeleri gözler önüne sermiş ve tek katlı sağlam binanın yıkılmak istendiğini belirterek “İçindeki belgeler çok önemli” demişti.

Tek katlı binanın yıkımı durdurulabilmiş ve içindeki belgeler savcılığa tutanakla teslim edilmişti. Ancak enkazdaki belgelerin büyük bir kısmı hala duruyor. Bakanlık delillerin karartılacağı yönündeki iddiaları yalanlamıştı.

Öte yandan bina için yıkım kararının ıslak imzalı belgesi ortaya çıkmıştı.

Editör: Yadigar Hanım