Sevgili okuyucularım. 20 yıla yakın Ak Parti iktidarları tarafından yönetiliyoruz. Bu 20yıl içinde 4 Başbakan ve 2 Cumhurbaşkanı görev yaptı.
Şurasını söylemem lazım Ak Parti iktidarları algı yönetimini çok iyi yönetti bu dönemde. Tamam, CHP’nin geçmişinde birtakım sıkıntılı dönemler yaşandı ama günümüz CHP’si hiçte eski CHP ile kıyaslanamayacak kadar modifiye edildi amiyane tabirle. CHP asıl eski sicilinden kurtulamıyor. 70’li yıllarda bizler, yani Türk Milliyetçileri olarak, CHP’li iktidarlardan çok sıkıntılar yaşadık. Bizden öncekiler, Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş ve arkadaşları 40’lı 50’li yıllarda çok sıkıntılar çektiler. Hatta Türk Milliyetçileri olarak her yıl 3 Mayıs Milliyetçiler Günü olarak kutladığımız günün anlamı CHP’li iktidarların 3 Mayıs 1944 yılında Milliyetçilere yaptığı zulüm ve işkencenin anılması için paneller düzenlenmekte ve günün anlam ve önemi anlatılmaktadır. Bunları unutmadık ve gelecek nesillere de unutturmayacağız.
Bu ayrı bir konu.
Ancak, CHP’nin geldiği bu noktada devletin bekası diye diye ortalıkta gezenlerden daha milliyetçi ve vatanperver olduklarını görüyorum. Bir Ülkücü ve Türk Milliyetçisi olarak CHP’nin geldiği bu noktayı takdirle karşılıyorum. CHP geçmişiyle hesaplaşabilse ve vatandaşa bunu iyi anlatabilse çok daha başarılı olacaklarını düşünüyorum. İşte tam da bu noktada Ak Parti CHP’nin yumuşak karnı olan eski dönemleri vatandaşa iyi anlatmakta ve algı yönetimi yaptı ve bunu da büyük oranda başardı. CHP’nin yüzde 25’li bantlarda kalmasının sebebi işte Ak Partinin bu algı yönetimidir. CHP bunu ters algı yönetimi ile düzeltebilir ama öyle zannediyorum, CHP’nin bugünkü yönetimini engelleyen eski dinozorların olduğunu düşünüyorum. Yoksa CHP çok daha yukarılarda olması işten bile değildir.
Ak Parti iktidarları döneminde, onurlu insanların yapabildiği ‘İSTİFA’ müessesini unutmuş olduk. Hangi skandal olursa olsun, hangi yolsuzlukları ortaya çıkarılırsa çıkarılsın asla istifayı düşünen olmadı. Dahası herkesin de şahit olduğu gibi Sedat Peker’in iki ayı aşkındır yayınladığı video ve twitlerle ifşa ettiği belge ve bilgiler karşısında başka bir iktidar olsa 10 defa istifa ederdi. Ama görüyoruz ki hiçbir şey olmamış gibi herkes görevine devam ediyor. Bu ne pişkinlik, bu ne aymazlık, bu ne vurdumduymazlıktır anlaşılır gibi değil. Ortalığı b.k götürüyor kimsenin aldırdığı yok. İktidar hala basının sesini, muhalefetin sesini nasıl kısarım diye yeni düzenlemeler peşine düştü.
Daha tap taze. 10 gündür bu ülkenin nadide ormanları ve tam da otel yapılacak yöreleri yanıyor. THK 2019 yılından beri bilerek devre dışı bırakılmıştır. Atatürk’ün adı geçen her kuruma yamuk bakan bu iktidar, Atatürk tarafından kurulan Türk Hava Kurumunu bilerek ve sistemli bir şekilde devre dışı bırakılmıştır. Yapılan skandalın hikayesi uzun olduğu için burada o konuya girmek istemiyorum. Ama birçok okuyucu bunların hikayesini okumuş ve dinlemiştir. Günlerdir yandaş olmayan televizyonlar THK neden devre dışı kaldığın anlatıp duruyor.
Bu hengâme içinde iktidar içinde başka işlemlerde devam ediyor. Milliyetçi cenahtan birçok eli kalem tutanlar, ilk bakan olduğu zaman sabık Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk hakkında methiyeler düzenlenmişti. Hâlbuki bu methiyelere layık olmadığı zaman içinde görülmüştür. Başta Andımız konusunda sınıfta kalmıştı. Danıştay’ın ilk verdiği karara göre Andımız okullarda tekrar okutulsun diye karar verdiği halde, Ziya Selçuk suskunluğu tercih etmiş ve katakulli ile Danıştay’dan 2. Bir karar çıkartılarak Andımız tekrar yasaklamalar arasında kalmıştır. Demem o ki; MEB. Ziya Selçuk çok zaman önce istifa etmeliydi. Ama her konuda kararı veren Sayın Cumhurbaşkanı olduğu için, kimse istifa edebilme erdemini gösterememiştir. Ne zaman ki Sayın Cumhurbaşkanı sıkıntısı olan bir kabine üyesini görevden almak isterse o zaman kamuoyu ile paylaşılıyor. Kulis bilgilerine göre sabık MEB’nı Ziya Selçuk, Sağlık Bakını Fahrettin Koca defalarca istifayı düşünmüş ama her defasında Sayın Cumhurbaşkanı’nın duvarına çarpıp geri dönmüştür.
Uzun bir süredir istifası beklenilen sabık Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk nihayet istifa etmiş ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmıştır. Yerine yine MEB Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Özer atanmıştır.