“Tarihten bugüne insanlık doğa ve hayvanlarla iç içe yaşamıştır. Gittikçe gelişime aç bir tekno çağla birlikte insan egolarında sınır tanımamış kendini artan nüfusla birlikte doğayı beton yığınlarına terketmiş, hem kendini hem doğa hem de hayvanlara yaşanılacak dünyayı kendi cehennemiyle formatlamıştır.

Her bitki ve hayvan doğanın bir parçasıdır. Ve doğada her biri yaşam için uygun koşullara hizmet etmektedir. Bu iç güdüsel bir oluşumun sürecidir. Tanrısal boyutludur.

Örneklersek kedileri yok etmek şehirleri fare istilasına, tavukları... bitirmek çekirge ve böcek istilasına neden olacaktır. Bu zaman zaman deneyimlenmiştir.

Son zamanlarda insanlık dışı katliamların olması çok manidardır. Barınaklar acilen kapatılmalıdır. Amaçlarının dışında her biri ölüm makinası halini almıştır. Bunun için çözümler elbette ki var.

1-Barınaklar kapatılmalı şehir parklarının bir köşesinde rehabilite odaları yapılmalı. Şehirde sokak hayvanları doğru ve gerçek anlamda kısırlaştırılıp sayıları kontrol altında tutulmalıdır

2-Sokak hayvanları sahiplendirilmeye teşvik edilmeli. Devlet bu insanlara beslenme ve rehabilitesi için yardım kaynakları sunmalı, Cazip hale getirmelidir.

3-Sokağa terkedilen hayvanlar için ağır cezalandırma prosödürleri oluşturulmalıdır.

4-Gezici veteriner kollukları oluşturulmalı ve ödüllendirilmelidirler.

5-Hayvan hakları ve insan hakları kıyaslanmadan yasama sevgi ve saygı ile mümkün hale getirilecek ilkokul ve anasınıfları düzeyinde derslikler verilmeli insanlar bu konuda eğitim almalıdır. Küçük yaşta doğa, insan, hayvan sevgisi kazandırılmalı. Bilinç aşılanmalıdır.

6-Tüm sahipli sahipsiz hayvanlar ücretsiz çip ve aşı uygulanmasına dahil edilmelidir. Bu durum tüm bulaşıcı hastalıkların engeli ve sağlıklı toplum için bir adımdır. Belediyeler mama aşı yardı oluşturmalıdır.

Hayvan hediye edilmez. Onlara borcumuz var. Onların doğasını biz insanlar mahfettik,  her bir birey sorumluluğunu yapmalı, sokaklarda yemek artıkları ve bir tas suyla onları yaşama bağlamalıyız.

Bunlar yaşanabilir bir dünyayı sevgiyle paylaşma eylemidir. Bu bir bilinçtir. Bilinç altınızdaki yaşam travmalarının bedelini hayvanlar ödememelidir.

Bu saydığımız işlemler, ilerleyen zamanlarda güncellenerek toplumda vakaların ve katliamların varlığını sistemsel anlamda da yok sayar. Huzurlu sevgiyle ilerleyen toplum için faydalı olacaktır.

Onlara hayvan diye bakmak yanlış, onlar da candır, onlarda evlattır, onlar da anadır...

Kediyle köpeğin koyun koyuna yattığı bir zamanda siz bu genetik düşmanlığın sevgiye döndüğü bir dünyada öncelikle kendinizi sevgisiz bıraktınız. Ders ve çıkarımlar bu yönde olmalıdır.

Toplumda saldıran köpek de olmasın işkenceler eden insanda olmasın. Paylaş, empati kur sevgiyle yaşa.

Tek bir dünya bizler için tek bir vatan var kıymetini bilmek gerek.

İnsanca, insani yaşamak büyük erdemdir.

Tanrı onları sen işkence et diye yaratmadı. Kendine gel insanoğlu.”

derya aydemir