Altılı masaya bile çağırı yapıyor; ama kendisi için değil! Reiz için.
İnsan bu, merak ediyor ha bir kez de kendin için, ülkücüler için iste be Türkmen beyi!
Her ne istiyorsa Reiz için istiyor. Elbistan da bile Reis incinmesin diye halkı azarlayabildi.
Oysa geçmişte Reiz için söylediklerini hatırladıkça, olamaz bu dönüş eşyanın da, doğanın da, fıtratında, ülkücülüğün de tabiatına aykırı demekten kendimizi alamıyoruz.
Samimi ve: “Lider, doktrin, teşkilat” söylemine saygılı ülkücü dostlara, kardeşlerimize meseleyi sorunca, “Beka meselesi” demekteler. İyi de nedir bu BEKA, açıklayan da yok.
Sevgili dostlar! Lider o dur ki, geleceği görür. Hele “Bilge kişi” haydi haydi görür.
Soruyorum dostlar, madem böyle olacaktık da neden bize yıllarca: “Devletin başına DEVLET gelecek” diye slogan attırdınız?
Biz Sn. Bahçeli’yi ÇELEBİ insan, Türkmen Beyi olarak bilmiş ve tanımıştık.
Kendinden olmayan, kendisini samimiyetle eleştiren insanlara karşı takındığı tavır, söylediği hakaretler yakışıyor mu?
İllet, zillet, çamur, çukur söylemlerine ilaveten bir gurup konuşmasında ( 14.02.2023) MHP’den kerhen kopan ve kendisine hayır diyen ve hükümetin depremdeki koordinasyon eksikliğini eleştiren sade insanlara karşı söylediği bazı kelimeler: “Akbabalar, kanı bozuklar, haşeratlar, işbirlikçiler, müfteri ve müfsitler, simsarlar, izansızlar, menfaatperestler, aymazlar, asalaklar, alçaklar, sahtekârlar, mikroplar!” (Sosyal medyadan alıntı)
Bunu asil millet, kanadı kırılmış ülkücüler hak ediyor mu?
Üstelik depremde başarısız kalan ve bir türlü koordine olamayan hükümeti eleştirenlere karşı söylüyor. Kendisini eleştirenlere de değil.
Yani muhalefet, hükümetin kusur ve hatalarını görmezden, duymazdan gelseydi, yıkılan binalar ayağa mı kalkacaktı, ölen 45 bin yurttaşımız dirilecek miydi?
Bu asil millet kimden olursa olsun, bu hakaretleri hak etmiyor. Hiç kimsenin makamı ne olursa olsun bu asil millete parmak sallama, hakaret etme haddi de yetkisi de değildir.
Patron, bu asil millettir.
Siyasilerin bütün bölme, gayretlerine karşın 85 milyon bir ve beraber oldu, yaralarını sarmakta.
Bu hakareti yapan ve ilk gün, “Cumhur ittifakı sahada “diye siyaset yapmaya çalışanlara soruyorum, deprem altında kalanların kaçı illet, zillet, çamur, çukur ve sürtük ya da yardım edenlerin tırnaklarıyla enkazda can arayanlardan kaçı illet, zillet, çamur, çukur, sürtük, namusuz, ahlaksız idi görebildiniz mi?
Bu millet asildir, neciptir, seçilmiş ve kutsanmıştır, İslâm’ın da, insanlığın da bayraktarlığını yapmıştır.
Ne mutlu Türküm diyene! Muhtaç olduğum kudret, damatlarımdaki asil kanda mevcuttur!
Sn. Bahçeli o sözler sizin değil, size o konuşmayı yazan danışmanınızındır diye düşünüyorum.
Ve rica ediyorum. Ne olur, azıcık da ülkücüler ve kendiniz için bir şeyler isteyiniz. İsteyiniz ki, dağılan ülkücüler kendilerine gelsinler.
Suriye’deki PKK/PYD’ye yardım sağladığı söylenen malum derneğe tek laf etme, tek kuruşuna kadar hesabını veren AHBAP’a ağzına geleni söyle!.. Bu, size hiç yakıştı mı Türkmen Beyi?
Ya değilse, Reiz için canla başla gayretinizden ve bu mütevazılığınızdan ötürü size: “HELAL OLSUN!” demekten başka bir şey demiyorum. Helal olsun!
MHP’den kopanları hainlikle suçlayan ve “Ülkücülük de, milliyetçilik de MHP’de olur” diyen arkadaşlara bir soru: “ Ülkücü kadrolar ve ülkücü görüş, MHP’nin hangi eylem ve gayreti ile nasıl ve ne zaman iktidar olacak?”
NOT; Hükümet ile DEVLET sosyolojisini ayırt edemeyenler, haklı eleştirileri DEVLETE sanıp, biz devletimize güveniyoruz demekteler. Elbette devlet bütün kurum, kuruluş ve kavramlarıyla bizimdir. Biz “devlet ebed, müddet” diyen bir anlayışın sahibiyiz.