Dahiliye Uzmanları Derneği (DAHUDER) tarafından 9 ilde yapılan geniş kapsamlı bir tarama çalışması, Türkiye’de diyabetin ne kadar yaygın olduğunu ortaya koydu. 3.774 kişinin incelendiği araştırmaya göre, her 30 kişiden 1’i diyabet olduğunu bilmeden ciddi risk altında yaşıyor. DAHUDER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doç. Dr. Nizameddin Koca, bu durumun halk sağlığı açısından alarm niteliği taşıdığını belirtti.
Diyabetin Türkiye’deki Yükselen Tablosu
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) verilerine göre Türkiye’de her 7 kişiden 1’i diyabet hastası. Diyabetin toplum üzerindeki etkilerini ve farkındalığı artırmayı hedefleyen DAHUDER, Adana’dan İzmir’e, Diyarbakır’dan İstanbul’a kadar geniş bir coğrafyada diyabet taraması yaptı. Bilinen diyabeti olmayan bireyler üzerinden yürütülen çalışmada, hastalığın yaygınlığı dikkat çekici bir şekilde ortaya kondu.
Çalışmaya katılanların:
%3,4’ünde daha önce teşhis edilmemiş diyabet,
%10,6’sında ise prediyabet (diyabet öncesi evre) tespit edildi.
Diyabetin Sinsiliği ve Erken Teşhisin Önemi
Diyabetin genellikle sinsi bir hastalık olduğunu ve erken teşhis edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Nizameddin Koca, şu ifadeleri kullandı:
“Diyabet, yaşam kalitesini düşüren, organ kayıplarına ve hayati risklere neden olabilen bir hastalık. Ancak erken teşhis ve etkili tedaviyle bu olumsuz tabloyu değiştirmek mümkün. Tarama çalışmamız, diyabetin toplumumuzda ne kadar yaygın olduğunu ve erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Diyabet öncesi evrede alınacak önlemlerle, diyabet gelişimi büyük ölçüde engellenebilir.”
Diyabetin Kontrolü ve Sağlık Sistemi Üzerindeki Etkileri
Diyabetin bireysel sağlığın yanı sıra toplumsal sağlık ve sürdürülebilir bir sağlık sistemi üzerinde de büyük etkileri bulunuyor. Doç. Dr. Koca, dahiliye uzmanlarının diyabetin teşhis ve tedavisindeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları söyledi:
“Hastaların yaşam kalitesini artıracak şekilde düzenli takip ve tedavi planları uyguluyoruz. Diyabetin kontrol altına alınması, yalnızca bireylerin sağlığını değil, aynı zamanda sağlık sisteminin yükünü de hafifletir. Bu nedenle herkesi düzenli sağlık kontrolleri ve diyabet taramalarını ihmal etmemeye davet ediyorum. Sağlığımız, uzman ellerde güvence altındadır.”
Diyabet Önlenebilir mi?
Prediyabetik evre, kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek olduğu ancak henüz diyabet seviyesine ulaşmadığı kritik bir dönem. Bu evrede alınacak önlemlerle diyabetin oluşumu büyük ölçüde önlenebilir. Çalışma kapsamında her 10 kişiden 1’inin prediyabetik durumda olduğunun tespit edilmesi, toplum genelinde sağlıklı yaşam alışkanlıklarının teşvik edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Diyabetle Mücadele İçin Çağrı
DAHUDER, diyabetle mücadele için bireysel ve toplumsal önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve düzenli sağlık kontrolleri, diyabet riskini azaltmanın temel yolları arasında bulunuyor.
Erken teşhisin hayati öneme sahip olduğunu belirten uzmanlar, toplumda farkındalık oluşturmak için bu tür çalışmaların devam edeceğini ifade etti.