Sözcü’den Nazan Doğaner Halıcı’ya açıklamalarda bulunan Osman Erk, kahvenin araştırmalara göre düzenli kahve tüketimi bağışıklık sistemini harekete geçirip güçlendiriyor. Bu da hastalıklara karşı vücut direncinin artması anlamına geldiğini belirtti.

Bilimsel araştırmalarda günde 2-3 fincan kahve içenlerde Tip 2 diyabet riski daha düşük olarak bulunmuştur.

Doğal kahvenin içinde bulunan kafein baş ağrısını hatta migreni bile iyileştirir. Kahve için doğal ve etkili bir ağrı kesicidir diyebiliriz.

Araştırmalara göre günde 2-3 fincan kahve içenlerde karaciğer yağlanması, kronik karaciğer hastalığı, karaciğer kanseri daha az görülmektedir. Yine günde 2 fincan kahve içenlerde hepatit C hastalığı daha hafif seyretmektedir.

Kahvede bulunan kafein diüretik etkisiyle idrar yollarını sürekli temizleyip taş oluşumunun önüne geçer. Yapılan bilimsel çalışmalarda kahve içenlerde, kahve içmeyenlere göre taş oluşumu daha az bulunmuştur.

Kahve tüketiminin özellikle erkeklerde Parkinson riskini azalttığını ortaya koyan bilimsel çalışmalar mevcuttur. Günde 2-3 fincan kahve tüketenlerde Alzheimer riski de daha düşük oranda ortaya çıkmaktadır.

Günde 2-3 fincan kahve, ileri yaştaki erkeklerin korkulu rüyası prostat kanserine karşı koruyucudur.

Birçok çalışmada günde 3 fincan kahve içmenin Tip 2 diyabet riskinde yüzde 30 kadar azalmaya yol açtığı saptanmıştır. Kahvenin içinde bulunan kimyasallardan olan kafein, klorojenik asit gibi bileşikler sistemi hızlandırıp, metabolizmayı uyararak kilo kaybına neden olmaktadır.

Kahvede binlerce kimyasal ve çeşitli polifenollerin yanı sıra yüksek miktarda lif vardır. Bu polifenol ve lif birleşimi bağırsak florası için yararlıdır. Yani  kahve ılımlı ölçüde tüketildiğinde bağırsak sağlığı için de gerekli bir içecek olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca laktasif ve diüretik özelliğinden dolayı bağırsakları çalıştırır. Böylelikle kabızlığa iyi gelir.

KAHVEYİ FAZLA İÇERSEK NE OLUR!

Fazla kahve tüketimi; osteoporoz (kemik erimesi ve bu nedenle kemik kırıklarında artış riski), reflü, peptik ülser, gastrit, glokom, hipertansiyon, kalp ritim bozukluğu, uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk ve kolesterol yüksekliği gibi yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkilerin kafeinsiz kahve ile ortaya çıkma ihtimalinin daha az olması da dikkat çekicidir.

Kafein vücudu uyarır, bağımlılık yapar ve bütün sistemleri hızlandırarak iştahı açar. Nabız ve tansiyon yükselir, kalpte ekstra sistoller ve ritim bozuklukları meydana gelebilir.

Fazla miktarda kafeinin kanserojen olabileceği ileri sürülmüştür ancak bu ispat edilememiştir.

Fazla kafein ayrıca kadınlarda fibrokistik hastalığa neden olabilir.

Çocukluk ve ergenlik döneminde kafeinli içecek tüketiminin giderek artması, süt tüketiminin azalması da özellikle kemik sağlığına zarar vermektedir.

Fazla kafein kısa süreli adrenalin, insülin ve kortizol hormonlarında artışa neden olur, kan şekeri ve enerjiyi artırır fakat sonra vücut kimyasını bozar.