Devlet sosyal bir kurumdur, Ülke sınırları içinde herkesin, rahat, huzur ve eşitlik içinde
yaşadığı kurum ve kuralları olan sosyal bir yaşamdır. Devleti oluşturun kurumlar, devletin devamlılığını sağlamak, eşitlikten ve adaletten ödün vermeden herkese, her inanca, her sosyal ve etnik kimliğe aynı uzaklıkta ve aynı yakınlıkta olan bir kurumlar manzumesidir.
Asıl olan, devletin kimliğini korumaktır,
Devleti ayakta tutan kurallar ve kurumlardır.
Hükümet, demokratik ülkelerde seçimle gelen ve belli bir zaman diliminde halk adına halkı yöneten erktir.
Hukuk, devlet içinde her kesimden herkesin hak ve hukukunu düzenleyen ve devam ettiren kurumdur.
Onun için adalet, devlet için olmaz ise olmazların başında gelir.
Adalet, hukuk denen yüce değere ulaşma gayretidir.
Bu nedenle ADALET beyliğin, devletin TEMELİDİR. Günümüz Çağdaş Dünyanın Toplum bilimcilerinin ve devlet felsefesinin temeli ve tarifi de: “Bir ulusun hukuki örgütlenmesine DEVLET denir” diye tarif edilir.
Eğer devlet denilen yerde HUKUK yoksa orada devletten bahsedilemez. Şayet bir devlette hukuk yoksa hukuk, uluslararası normları taşımıyorsa hukuk, üstünlerin hukuku olmuşsa orada bir BEKA sorununun olduğu tartışılmaz bir gerçektir.
Zira hukuk yoksa adaletten söz edilmesi olası değildir ve hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku söz konusudur. Ve hukuk, kapsamı dışına çıkarak siyasallaşmıştır ve bir topluma hizmetten ziyade bir kişiye ya da bir zümreye hizmet ediyordur ki, sonucundan Allah korusun milleti.
Hükümet, yargıyı ve hukuku kendine göre değil, topluma göre, toplumun istek ve arzularına göre düzenlemelidir.Aksi halde hukuka güven kalmaz. Güvensiz hukukun olduğu yerde de hükümete ve devlete güven sarsılır, dedikodular ve hoşnutsuzluklar baş gösterir.
Onun için, Hz. Ali, “Devletin dini nedir? “sorusuna: “Devletin dini adalettir. Adalet yoksa zaten din de yoktur”demiştir.
Bizim bir atasözümüz de, “Şeriatın-Adaletin kestiği parmak acımaz” diyerek hukukun ve adaletin önemine gereken vurguyu yapmıştır.
Devletin var oluş sebebi, Adalet ve hukukun saygınlığı, tarafsızlığı, herkese ve her kesime eşit oluşuyla doğru orantılıdır.
Demek ki, devleti devlet yapan temel unsur: Adaletmiş. Adalet yoksa devlette yoktur. Adaletin olmadığı toplumlarda krallık ya da diktatörlükten bahsedilebilir. Devletten bahsedilemez.
Bütün mahkeme salonlarında; “El adlü esasül mülk- ADALET MÜLKÜN-DEVLETİN TEMELİDİR” yazar. Onun için adaleti siyasallaştırmaktan kaçınalım. Zira: “Ayarını bozduğunuz kantar, gün gelir sizi de tartar.” Önemli olan şahısların, zümrelerin değil devletin BEKASIDIR.
Kuvvetli bir ordunuz yoksa devletinizin beka sorunu olur. Devletleri ayakta tutan güç; güçlü modern ve siyasallaşmayan ordular ve hukuk ile mümkündür.
Biz Türkler Ordu-Milletiz. Bu özelliğimizi kırmak isteyenlere de fırsat vermemek gerek.