Hükümetlerin yaptığı her yatırım, hizmet ve çıkardığı kamuya faydalı yasalar; bir lütuf değil, yapmakla yükümlü oldukları bir görevdir.
Her ne hikmet ise bizler, seçtiklerimizin yaptıkları güzel işlerden dolayı, yapanlara minnet duymaktayız ki: YANLIŞ.
Gerek hükümetler, gerekse belediyeler bizlerin hizmetkârlarıdır. Biz, onları bize yararlı işler, hizmetler yapsınlar diye seçiyoruz.
Ben asil milletimden özellikle şu hususları bilmelerini istiyorum: eğer bunları bilirsek olmuşuz, olgunlaşmışız demektir.
1-İktidarların yaptığı HİZMETLER lütuf değil, onlara verilmiş bir görevdir. Ve görevlerini hakkıyla yapmak zorundadırlar.
2-Hiçbir iktidar yaptığı hizmetleri, kendi kesesinden yapmıyor. Senin, benim verdiğimiz vergilerle yapıyorlar.
3- Vergileri de sadece ticari işletme sahipleri vermiyor. Ev hanımı Ayşe teyze, emekli Nazım amca da veriyor. Yaktığın elektrik, kullandığın doğalgaz, su, geçmediğin köprü, uçmadığın havaalanı, oturduğun evin üzerinden vergi verilmekte!.
Yapılan hiçbir iyi hizmetin karşılığında TEŞEKKÜR etme gibi bir zorunluluğun da, mecburiyetin de yoktur.
Bilakis toplanan bu vergileri; seçtiklerimiz, yerli yerinde kullanıyorlar mı, yoksa hayal uğruna, inat uğruna çar çur mu ediyorlar diye hesap sorma hakkın ve yetkin vardır.
Şunu da unutmayalım ki; seçilenleri kimse silah zoruyla o koltuklara oturtmadı. Kendileri talip oldular, biz daha iyi yaparız/yapacağız dediler. Bizlerde haydi öyleyse yap/yapın diye belli süreliğine yetki verdik.
Hiç kimse, yaptığı bir iş için kasım kasım kasılmasın. Millete de gaz verip kandırmasın.
Sende onların hava basmalarına, kasılmalarına izin verme, hesap sor.
Koltuklarından kalktıkları an, bize ne soracaklar diye endişe duysunlar, tedirgin olsunlar.
Hiç kimsenin yüzüne karşı bağırmasına, azarlamasına, seni hor görmesine ve anırmalarına izin verme, müsaade etme.
Çünkü patron sensin.
Zira asil olan da, asıl olan da sensin. Onlar: adı üstünde vekiller.
Hiç kimse 1.20’den aldığı Doları son bir ayda 18.70’lere çıkarıp, sonrada bir alicengiz oyunuyla 13’lere indirdim diye hava basmasın.
Ben sorayım sorumu: Neden Dolar 18.70’e çıktı, neden TL en değersiz para oldu, neden halk ucuz ekmek kuyruklarında, neden halk insanca beslenemiyor, neden Bulgarlar, ucuz diye Edirne’ye akın ediyor, neden Qatar Emiri’nin anası İstanbul’dan arsa alıyor, neden Soma işçilerini tekmeleyen kişi ateşe olarak atanıyor, neden MB bağımsız olamıyor, neden kimse TÜİK’e güven miyor?
Neden?
İşte böyle davrandığımız gün soyulmaktan da, ucuz ekmek kuyruklarından da kurtulacaksın. Vekilim diye düğme ilikleyip benim partim, benim liderim diye soru sormadan desteklersen yandığın gündür.
Yanmamak için, patron olduğunu unutmayacaksın. Vekil Ankara’dan çıkınca korkmalı, endişe duymalı: “Bana neyin hesabını soracaklar” diye.
Not: 11 ayın sultanı Ramazan size, ülkemize, İslam alemine huzur ve mutluluk getirsin. Oruçlarınız da, dualarınız da kabul olsun. Sağlık ve esenlikler diliyorum.