İbrahim Murat Gündüz – Türk milliyetçisi, Adanalı iş insanı
Türk tarihinin en kutlu günlerinden biri olan 21 Mart, sadece bir mevsim dönümü değil; bir milletin zincirlerini kırarak Ergenekon’dan çıkışının, özgürlüğe kavuşmasının, Turan’a yürüyüşünün sembolüdür.
Bu kutlu gün, binlerce yıldır Türk’ün yeniden doğuşunu, dirilişini, ateşten geçerek arınışını simgeler.
Ve ben, İbrahim Murat Gündüz, Rabbimin bir lütfu olarak bu mukaddes tarihte dünyaya geldim.
Doğduğum gün sadece takvimdeki bir rakam değil; atalarımın demiri erittiği, bozkurtla yürüdüğü gündür.
İnanıyorum ki, Türk’ün tarihiyle Türk’ün evladı aynı güne yazıldığında, o artık sadece bir insan değil, milletin yükünü omuzlamak üzere yaratılmış bir neferdir.
Beni böyle kutlu bir günde bu vatana getiren Allah’a hamd ederim.
Ve kaderin bana bir başka büyük armağanı da oldu…
O kutlu günün bir başka nişanesi olan Muhsin Yazıcıoğlu’yla tanışma, sohbet etme, ondan nasihatler alma şerefine eriştim.
Bu benim için bir ömürlük onur, bir ömürlük sorumluluktur.
Rabbim bana bu şerefli Türk’ün talebesi olma görevini nasip etti.
Onun izinden yürümek, onun mücadelesini sürdürmek artık benim yeminimdir.
Yakutistan’ın dondurucu topraklarından çıkarılan binlerce yıllık mamut kemiğinin üzerinde bulunan o yazı, aslında bir çağrıdır:
“Kurdu çakala boğdurma!”
Yani Türk’e, Türklüğe, töremize yapılan saldırıya göz yumma; liderine, yurduna, soyuna sahip çık!
Bu çağrı binlerce yıl önceden bize uzanıyor ama biz ne yaptık?
Bozkurt liderimizi, Türk dünyasının son asil başbuğlarından biri olan şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nu çakalların insafına terk ettik.
Sözde kaza, özde kumpas…
Sözde arama kurtarma, özde planlı bir yok etme operasyonu…
O yüce Türk, helikopterde buz gibi havada can verirken; onu seven, onun izinden giden milyonlar sessizliğe mahkûm edildi.
Devlet sustu, medya sustu, adalet sustu. Çünkü kurdun boğazına yapışan çakal çoktu.
Ama ne acıdır ki, biz kurda sahip çıkamadık!
Muhsin Yazıcıoğlu, sadece bir siyaset adamı değil, bir töre neferiydi.
O bir milletin vicdanıydı.
O, “Bir saniyesine bile hükmedemediğiniz bir hayat için fırıldak olmaya gerek yoktur” diyen mertliğin adıdır.
Onun adı; ihanetin karşısında dik durmanın, vefasızlığa meydan okumanın, Türk gibi yaşamanın ve Türk gibi ölmenin adıdır.
Ve ben bilirim ki…
KURT ULUSUN, TURAN KURULSUN!
İHANETİN ÜZERİNE TÜRK’ÜN YILDIRIMI İNSİN!
Atalarımın kutlu ruhlarına el kaldırarak ant içerim:
Başkanım için, başkanımın cinayetine sebep olanlar için,
Başkanımın intikamı için, adalet için…
Canım, seve seve veririm!
Bugün hâlâ o cinayetin üzeri örtülmüşse, bilin ki Türk milleti henüz uyanmamıştır.
Ama uyanacak!
Ey Türk evladı!
Yakut diyarından gelen binlerce yıllık o sesle tekrar soruyorum sana:
“Kurdu çakala boğdurma!”
Çünkü çakalların kol gezdiği bir coğrafyada susan her bozkurt, bir gün sıranın kendisine geleceğini unutmamalıdır!
Muhsin Başkan’ın aziz hatırası, bizim için sadece bir yas değil, aynı zamanda hesaplaşma sebebidir.
Onun kanı yerde kalmayacak.
Biz Türk milliyetçileri olarak yemin ediyoruz:
Çakallarla hesaplaşacağız!
Adaleti söke söke alacağız!
Liderimize sahip çıkamadık, ama davasına, hatırasına ve hesabına sonuna kadar sahip çıkacağız!
Türk töresi diyor ki:
“Alp ölür ama davası yaşamaya devam eder.”
Bozkurt liderimiz şehit oldu ama onun davası, kutlu Türk milletinin diriliş davasıdır.
Ve o dava, bizim damarlarımızdaki asil kanla yeniden dirilecektir.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Nevruz gününde doğanlar, sadece nefes almak için değil;
Türk’ün kaderine yön vermek, hainlerle hesaplaşmak ve Turan’a giden yolu aralamak için doğmuştur.
Bir daha asla: Kurdu çakala boğdurmayacağız!
#ibrahim-murat-gunduz
#muhsin-yazicioglu
https://www.keepandshare.com/doc6/42823/ibrahimmuratgunduz-nevruz-manifestosu
http://ibrahimmuratgunduz.org/2025/03/23/ibrahim-murat-gunduzun-nevruz-andi/