İçimizdeki Barzani'ler...

Abone Ol

Barzani 25 Eylül'de bağımsızlık referandumuna  gideceklerini  ilan etti. Aslında bu,fiili durumu hukukileştirmek anlamına geliyor.

Bazı büyük konuşup,küçük işler yapan siyasetçiler  hemen bağırmaya başladılar. Yaptırmayız,ettirmeyiz,ezeriz,çiğneriz... Laf milliyetçiliği dediğimiz şey budur. Dünyanın her yerinde din ve milliyetçilik en etkili aldatma aracıdır.

Türkiye'nin 18 adasını işgal eden Yunan'a tek bir laf edemeyenlerin, Barzani'ye engel olacağını düşünenler varsa,  kafalarını bir Akıl Hastanesinde rektefeye almalarını tavsiye ederim. Bu ülkede en kolay şey kandırmaktır. İktidarın da muhalefetin de Barzani'ye tepkisi 16 Nisan referandumunda Hollanda'ya  gösterilen portakal bıçaklama tepkisinden öteye geçmez. Parti kongrelerine Barzani'yi çağırıp alkışlatanlar mı  tepki gösterecek? Tepki lafla olmaz. İktidar gerçekten referanduma karşıysa  bunun icapları bellidir; diplomatik ilişkileri keser,Barzani'nin hayat suyu olan petrol alımını durdurursunuz, olur biter.Bir tepkinin  söylem düzeyinde kalması , o işe  onay verildiği anlamına gelir.

Sonra tepki için o kadar uzağa gitmeye gerek yok, içimizdeki Barzani'lerden hesap sormak kafi. AKP'li Ensarioğlu ne dedi,"herkes Barzani'nin kararına saygı göstersin."  Ensarioğlu, bunun yarın Türkiye'nin topraklarına yönelik bir boyutu olacağını bilmiyor mu? Apo'nun da,YPG'nin de,Barzani'nin de ortak hedefi, Birleşik Büyük Kürdistandır. Adları farklı da olsa  hepsi aynı menzile yürüyor. Hiç bir devlet, devletse eğer kendi toprağına yönelik devletleşme projelerine onay vermez. AKP, Ensarioğlu için ne yaptı? Hiç bir şey. Güya gurup toplantısında  Sn Cumhurbaşkanı tepki gösterdi. Barzani'nin haddi aştığını söyledi. Onu söyleyen, önce  kendi milletvekilinden hesap sorar.

Sadece Ensarioğlu mu, daha ağırını Altan Tan söyledi;Musul da,Kerkük de Kürdistan'ın bir parçasıdır dedi. PKK eylemlerinin zirve yaptığı dönemlerde bu zatın, azdan az çoktan çok gidecek,kurşun adres sormaz türünden efelenmelerini  hatırlayan var mı? O gün hesap sorulmadı,bugün de hesap sorulmayacak. Musul/Kerkük kırmızı çizgimizdi değil mi? Bu ülkenin AKP'yi iktidarda tutmaktan başka kırmızı bir çizgisi yoktur. PKK/HDP yöneticileri iki de bir Özerklik,Öz yönetim,ana dilde eğitim istiyorlar bunu da insan hakları ile ilişkilendiriyorlardı. Onlar bir şey istiyorsa mutlaka insan hakkıdır. Hadi Musul/Kerkük için Özerklik isteyin bakalım -megri,megri- türküsünü beraber söylediğiniz Barzani size ne cevap verecek?

Partizanlığın insanı kör ettiğini biliyorum ama yine de tarihe not düşmek için söyleyeceğim. Irak'taki fiili durumun sorumlusu da,Suriye'nin bu hale gelmesinin sorumlusu da  mevcut siyasi iktidardır. Bölge dışı ülkelerin Ortadoğu'yu parçalayıp yeniden şekillendirme planı, Türkiye'nin yanlış politikaları olmasa bu noktaya gelmezdi. Barzani bölgesini bugün Türkiye besliyor.Esat gitsin, saplantısı idrakleri körleştirdiği için,oluşan  otorite boşluğunu   YPG'nin dolduracağını   göremediler. Yarın YPG'de referandum yapacak. Yine bir sürü lafla,içi boş hamasetle toplum uyutulacak. İktidara dokunmadıktan sonra, çevremizde olan ve atide bizi de etkileyecek hiç bir gelişmeye müdahale edilmeyecektir. Barzani devletini kurar, bir müddet Türkmenler'i sahiplenme üzerinden ajitasyonlar yapılarak partizanlara iktidar elinden geleni yaptı dedirtilir, sonra her şey  unutulur. Söz konusu iktidarda kalmak olunca, gerisi teferruattır.