İktidar İslam la kavgalı bir CHP istiyor

Abone Ol

İktidarın, Fikri Sağlar'ın açıklamalarından rahatsızlık duyduğunu hiç sanmıyorum. Mümkün olsa bir kaç Fikri Sağlar'ı sağda solda istihdam edip kullanırlar.

iktidar için en rahatsız edici olan, Kılıçdaroğlu'nun yanında başörtülü hanımlar, dindar insanlar görmektir. Nitekim CB Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun basınla konuşmasında yanında olan Sevinç Kılıç'a -vitrin mankeni- diyerek çok sert bir tepki gösterdi.

Oysa AKP yıllardır -başörtüsü ve başörtülüler- üzerinden siyaset yapıyor. Vatandaşın dini ve manevi yanına bu şekilde hitap ediyor.Hatalarını, yanlışlarını, başarısızlıklarını -başörtüsüne veya İslami- kavramlara sararak örtüyor. Şimdiye kadar muhalefetten kimse de çıkıp, bu bir istismardır deme gereği duymadı.

Yerel seçimlerde, o zaman Millet İttifakı'nın adayı olan Ekrem İmamoğlu Cuma Namazına giderken bir kaç gazete bunu haber yapmış, bir camide okuduğu Kur'an'ı da sayfalarına taşımıştı. Erdoğan, aynı tepkiyi o zaman da göstermiş, bunu gösteriş ve samimiyetsizlik olarak nitelemişti. Aslında siyasete taşınan her şey sonunda bir gösteri ve gösterişe dönüşüyor.Vatandaşa gösterme amacı taşıyan hiçbir şeyden samimiyet veya ibadet kastı aranmaz. Bu her parti için geçerlidir, en çok da bunu her partiden çok yapan AKP için geçerlidir.

Başörtülü Sevinç Kılıç'a veya İmamoğlu'na gösterilen tepkilere gelince... İnançlarımıza göre, küfre rıza küfürdür. Bunun anlamı, insanların, haktan, iyiden, güzelden, doğrudan fariğ olmasına razı olmamak, onların hayrını istemektir. Razı olmamak, kimseyi bir dine mecbur etme amacını içinden barındırmaz.Çünkü dinde zorlama yoktur, hem dine ikna etmede, hem de din içinde. Bazı alimler küfre rızayı, -başkalarını küfre iteklemek- teşvik etmek veya küfründen memnun olmak olarak açıklamışlardır. Bundan anlamamız geren insanların dindarlaşmasından, seçimlerini bu yönde kullanmasından mutlu olmaktır. Niye örtünüyor, niye Kur'an okuyor dememektir. Dindarlık nerede olursa olsun güzeldir, her yerde ve her partide güzel durur.

Müslüman bir vicdan, bir CHP'linin Kur'an okumasından, başını örtmesinden rahatsızlık duymaz tam aksine mutluluk duyar. Bunu teşvik eder, geçmişte çatışma nedeni olan bir sorunun ortadan kalkmasına sevinir. Ama olaya Müslüman vicdanı yerine siyasetin vicdanı ile bakarsanız farklı bir sonuç ortaya çıkar.

Değerli bir bilim adamının sözleriyle ifade edersek: belli ki AKP ve onu yönetenler, CHP'nin dine saygılı tavrından , din ve vicdan özgürlüğüne odaklanmış sağlıklı bir laik duruş sergilemesinden, hatta dindar kimliği belirgin insanların CHP'de politika yapmasından rahatsız oluyorlar. İstiyorlar ki, karşılarında din ve dini değerlerle çatışan, dinsizliği savunan bir CHP olsun. Böylece hiç yorulmadan iki dini sloganla vatandaşın oyunu kolaylıkla alacaklarını düşünüyorlar. Bu düşüncelerinin 19 yıldır işe yaradığını, ekonomik krizi, yolsuzlukları, adaletsizliği unutturduğunu gördüler. Onun için, İslam'a saygılı bir CHP'yi ülke için bir kazanç olsa da kendileri için tehdit olarak görüyorlar. Böyle bir CHP yerine dinle kavgalı bir CHP istiyorlar. Bunca bağırtının, çağırtının arkasında dini hassasiyetler değil, koltuk ve iktidarı kaybetme korkusu var.Bu dine sığar mı, bize göre sığmaz ama yine de her şeyi dine sığdıran Hayrettin Karaman'a bir sorsunlar, kendilerine nasıl olsa bir çıkar yol bulur...