Duvar Gazetesi'nden Serkan Alan'ın haberine göre, 

“YÖK tarafından tanınırlığa ve denkliğe sahip” şeklinde tanıtılan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ‘mütevelli heyeti onursal üyesi’ olduğu Kuzey Makedonya’daki Uluslararası Balkan Üniversitesi tartışma konusu oldu. Lise diplomasının yeterli sayılmasının sorun olmadığını belirten eğitim danışmanı, üniversitenin ‘denkliğe sahip’ ifadeleriyle tanıtımını yapmasının ise sorunlu olduğunu vurguladı.

Baroların hukuk fakültelerinin niteliğine ve sayısına ilişkin uyarıda bulunarak düzenleme talebinde bulunduğu dönemde ortaya çıkan bu örnek hakkında Antalya Baro Başkanı Polat Balkan “Siyasal iktidar her geçen gün bu kadarı da olmaz diyebileceğimiz uygulamalarla karşımıza çıkıyor” diyerek tepki gösterdi. Siyasi parti temsilcileri ise üniversitenin mütevelli heyetinde onur kurulu üyesi olan TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a seslenerek istifasını talep etti. YÖK ‘İLK BİN İÇERİSİNDEKİ’ ÜNİVERSİTEDEN MEZUNLARA DOĞRUDAN DENKLİK VERİYOR

Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin hukuk fakültesine, lise diplomasıyla yıllık 29 bin 500 TL’ye girilebiliyor. Uluslararası üniversiteler için eğitim danışmanlığı yapan bir firmanın ismini vermek istemeyen yetkilisine göre Uluslararası Balkan Üniversitesi’ne lise diplomasıyla koşul ve şart aranmaksızın kayıt yapılabilmesinde bir sorun bulunmuyor. Avrupa’da pek çok ülkede üniversiteye sınavsız bir şekilde girilebildiğini belirten yetkiliye göre sorun, üniversitenin “YÖK tarafından tanınırlığa ve denkliğe sahip” ifadeleriyle tanıtımını yapmasında yatıyor. Çünkü bu denklik sürecinin nasıl olumlu işlediği “belirsizlik” ve “muğlaklık” barındırıyor.

YÖK’ün yönetmeliklerinde yurt dışında eğitimini tamamlamış bir kişinin doğrudan denklik alabilmesi için bazı kriterler belirlenmiş durumda. Denkliğe başvuran kişinin yurt dışında mezun olduğu üniversitesi, YÖK tarafından tanınan ‘Academic Ranking of World University’ gibi sıralandırma sistemlerinde ilk bin yükseköğretim kurumu arasındaysa doğrudan denklik veriliyor. ‘Üniversitenin ilk binde yer alması kriteri’ denklik başvurusu yapan öğrencinin okuluna kayıt yaptırdığı yılki sıralamalar gözetilerek işliyor. Fakat Uluslararası Balkan Üniversitesi, YÖK’ün doğrudan denklik verme kriteri olarak belirlediği ‘dünyadaki ilk bin üniversite’ sıralamalarında yer almıyor.

Öte yandan YÖK’ün yönetmeliklerinde doğrudan denklik için, “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Kılavuzunda yer alan yurt dışındaki yükseköğretim programlarına yerleştirilenlerin veya bu programlara yerleştirilen en son öğrencinin aldığı puanı alarak aynı yıl ilgili yükseköğretim kurumunun aynı programına kayıt yaptıranlara ait diploma olması” kriteri de bulunuyor. Uluslararası Balkan Üniversitesi ÖSYM kılavuzunda hukuk bölümüne yer vermediği için doğrudan denklik için bu koşulu da sağlamıyor.

‘ÜNİVERSİTENİN YÖK TARAFINDAN TANINMASIYLA DENKLİK AYNI ŞEYLER DEĞİL’

Eğitim danışmanına göre eğer yurt dışında eğitim alan kişinin üniversitesi YÖK’ün kabul ettiği sıralamalarda ilk bin içerisindeyse denklik süreci kısa bir sürede olumlu sonuçlanıyor. Görüştüğümüz eğitim uzmanı ilk binin içerisinde yer almayan Uluslararası Balkan Üniversitesi gibi “statülere” sahip üniversitelerin denklik sürecinin işleyişine dair ise şunları kaydetti:

“Azerbaycan’da, Orta Asya’da bazı üniversiteler var ve bunlar sıralamalarda ilk bin içerisinde değil. Bunlara yönelik de ‘denklik başvurusunda bulunabilir’ diye bir ifade var. Bu, aslında eğitim danışmanlığı firmalarının da tuzağı. ‘Denklik var mı’ sorusuna karşılık ‘denklik başvurusu yapabilirsiniz’ deniyor. Denklik başvurusu yapabilmeniz için sadece o üniversiteyi YÖK’ün tanımış olması yeterli. Üniversitenin tanınırlığıyla denklik aynı şey değil. Gördüğümüz kadarıyla YÖK Uluslararası Balkan Üniversitesi’ni de tanıyor ama bu, doğrudan denklik anlamına gelmiyor. YÖK web sitesine denkliği olan üniversiteler diye bir ibare koymuyor. Fakat YÖK’ün tanıdığı üniversitelerden mezun olan bir öğrenci YÖK’e denklik başvurusu yapabilir. Bunu büyük oranda YÖK reddediyor. Bir kısmına da bununla ilgili yeterlilik sınavı var ve buna girmeniz gerekiyor yanıtını veriyor.”

‘İLK BİNDEKİ ÜNİVERSİTELERE YERLEŞTİREREK SORUN YAŞAMAMALARINI SAĞLIYORUZ’

“Danışmanlık hizmeti almaya gelen bir veli ve öğrenci, ‘Biz yurt dışında hukuk eğitimi almak istiyoruz’ dediğinde nasıl yönlendirme yapıyorsunuz?” sorumuza ise eğitim danışmanı şu yanıtı verdi:

“Yurt dışında ÖSYM kılavuzuyla yerleşmediği için denklikte sorun yaşamaması adına çalıştığımız üniversiteler, YÖK’ün kabul ettiği sıralamalarda yer alan dünyadaki ilk bindeki üniversiteler. İlk binin içerisinde olmayan bir üniversiteye öğrenci göndermiyoruz çünkü denklik alınması imkansız. Özellikle hukuk için. Diyelim ki tercih edilen üniversite ilk binin içerisinde ve gittiniz eğitiminizi aldınız. Her ülkenin hukuk sistemi farklı olduğu için siz Türkiye’ye döndüğünüzde Türk yargı sistemine dair dersleri almak zorundasınız. Bu dersleri almadan denkliği ve baro kaydını yapamazsınız. Yurt dışında hukuk eğitimi almak isteyen biri örneğin dünyada ilk bin içerisinde olan İngiltere’deki üniversiteye gitti ve geri geldi. Türkiye’de çalışacaksa fark derslerini vermesi lazım ve bu da bir buçuk iki yıllık bir süreci buluyor. Ki zaten okuduğu ülkede de çalışamıyor. Bir ülkede avukatlık yapabilmeniz için o ülkenin vatandaşı olmanız gerekiyor. Biz yurt dışında hukuk eğitimi almak isteyen öğrencileri ilk bindeki üniversitelere yerleştiriyoruz ve denklik sorunu yaşamamalarını sağlıyoruz.”

‘BU HUKUK DÜZENİNDE İNSANLAR YETERLİ EĞİTİMİ ALAMIYOR’

Öte yandan baroların birçoğu hukuk fakültesi sayısının azaltılması ve eğitimin daha nitelikli hale getirilmesi için son dönemde çağrılar yapıyor. Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin hukuk fakültesi örneğini  “Siyasal iktidar her geçen gün bu kadarı da olmaz diyebileceğimiz uygulamalarla karşımıza çıkıyor” sözleriyle değerlendiren Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan şunları kaydetti:

“AKP iktidarı demokrasiyle, hukukla bağını kesmiş gözüküyor. Bunun en temel göstergelerinden biri de yıllardan beri bilinçli bir şekilde hukuk fakültelerinin sayılarını artırıp piyasalaştırmak, ticarileştirmek, eğitimin seviyesini düşürmek. Dolayısıyla hukuka olan güveni yerle bir edip hukukla bağı olmayan bir düzen oluşturmayı hedefliyor. Yargının kurucu bileşeni olan iki ayağı savcıları ve yargıçları kendilerine bağlayarak taraflı kılmış durumda. Yargının teslim almadığı sivil ayağı avukatlar. Oysa hem avukatlar hem savcılar hem de yargıçlar aynı sıralarda, aynı yerlerde eğitim alarak mesleklerine kavuşabiliyor. Bu hukuk düzeninde insanlar yeterli eğitimi almıyorlar. Son derece vasat, akıldan bilimden, hukuk felsefesinden, en temel hukuk bilgilerinden yoksun olarak mezun olup staja başlıyorlar. Bu yetersizliğin en büyük zararını hem bizim mesleki saygınlığımız hem de yurttaşlarımız yaşıyor.”

‘APARTMANDAN BOZMA BİNALARDA HUKUK EĞİTİMİ VERİLMEK İSTENİYOR’

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1999 yılında mezun olduğunu ve o dönem hukuk fakültesi sayısının 10 civarı olduğunu belirten Balkan, “Şimdi hiç kimsenin sayısını tam olarak bilemediği, kimi rakamlara göre 132 tane hukuk fakültesi var. Bizim tüm uyarılarımıza rağmen hâlâ da hukuk fakülteleri açılmaya devam ediyor. Apartmandan bozma binalarda hukuk eğitimi verilmek isteniyor. Hukuk öğrencileri bırakın profesörü, doçent bile görmeden, hiçbir akademisyenle karşılaşmadan, formasyonu olmayan kişilerden aldıkları bilgilerle mezun oluyorlar. Siyasal iktidar bu anlayıştan vazgeçecek gibi görünmüyor” diye konuştu.

‘HUKUK BİLİMİNİN VERİLERİ NE ÖLÇÜDE DİKKATE ALINIYOR?’

CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi İbrahim Kaboğlu ise, hukuk alanında baroların nitelik arttırılması talebine karşılık yurt içinde hukuk fakültesi sayılarının artması ve yurt dışında hukuk eğitimi verilmesinin olası sonuçlarına dair şunları kaydetti:

“Hukukçuların yetiştiği hukuk fakülteleri sayı olarak düşünüldüğünde, genellikle nicelik ve nitelik arasında ters orantı kurularak, ‘ne kadar çok fakülte, o kadar zayıf formasyon’ şeklinde bir genellemeye gidilir. Kuşkusuz, nicelik ve nitelik arasında büyüyen ters orantının payı bir gerçek; ancak bu durum, diğer gerçekleri ve/ya sorunları perdeleme işlevi görmemeli. Hukukta okutulan dersleri içerik olarak eleştirel bir yaklaşımla değerlendirmek gerek: Ders kitapları ne ölçüde hukukun genel ilkeleri ışığında yazılıyor? İlgili disiplin, üst normları ve hukuk biliminin verilerini ne ölçüde dikkate alıyor?”

‘SORGULAMA ÇOKLU BARO DÜZENLEMESİNE KADAR UZATILABİLİR’

“İkinci olarak, hukuk fakültesi öğretim üyelerinin yetiştirilme tarzını ele almak gerekiyor. Üçüncü olarak, hukuk fakültelerine yönelik siyasal faktörler üzerinde de durmak gerekiyor. Eğer hukuk fakültelerinin üçte biri hukukçu olmayan dekanlar tarafından yönetiliyorsa, bunun nedeni, hukukçu dekan bulunamayışı mı, yoksa hukuku bilimsel bir disiplin olmaktan uzaklaştırma amacı mı? Benzer şekilde, hukuk fakültelerinden yüzlerce öğretim üyesi, mesleki yetersizlik nedeniyle mi uzaklaştırıldı yoksa onların kadrolarına, muhtemelen güçlü bir akademik kariyeri olmayan siyasal yandaşları veya hukuk bilimine inanmayan başka uzmanlık alanına mensup kişileri atamak için mi? Bu sorgulama, çoklu baro düzenlemesine, hakim ve savcı sınavlarının siyasal etkilere açık bir biçimde yapılmasına kadar uzatılabilir. Sonuç olarak; konuya bu olumsuz faktörler bütününde bakılmadığı sürece, hukuk fakültesi sayısı azaltılsa da, hukuk fakültesi öğrencilerini ‘hukukçu ortak kimliği’ ereğinde yetiştirme ortam ve koşulları yaratılamaz.”

‘ŞENTOP’UN AÇIKLAMA YAPMASINI BEKLEMEK HEPİMİZİN HAKKI’

Uluslararası Balkan Üniversitesi’nin hukuk bölümünün uluslararası alanda akredite olamayacağını ve sorunun burada başladığını belirten HDP Batman Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Mehmet Rüştü Tiryaki ise YÖK’ün ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un açıklama yapmasını talep ederek şunları söyledi:

“YÖK bu okullara denklik veriyor, bu üniversiteyi tanıyor ve ÖSYM kılavuzunda diğer bölümlere yer veriyor. Üniversitenin mütevelli heyetinde hukuk profesörü olan, aynı zamanda bizim ülkemizin seçkin üniversitelerinden biri olan Marmara Üniversitesi’nde görev yapmış TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop da bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye Kuzey Makedonya’nın bu üniversitesine ve bu üniversiteye bağlı hukuk fakültesine bir biçimde güvenilirlik kazandırmış oluyor. Hiçbir şart aramayan yalnızca lise mezunu olmayı hukuk fakültesine kayıt için yeterli gören bu üniversitenin kapılarını hem YÖK hem de TBMM Başkanı sonuna kadar açmış gibi görünüyor. Bunun doğru olmadığı açık. Sovyetler’in dağılmasının ardından Türki Cumhuriyetler’deki üniversitelere binlerce öğrenci gitti. Bu çocukların birçoğu mağdur oldu. Daha sonra bu diplomalar kabul edilmedi ve aldıkları diplomalar uygun görülmedi. Buraya gidecek öğrencileri de ümitsiz bir gelecek bekliyor. YÖK’ün bu konuda denklik vermediğini açıkça dile getirmesini, Sayın Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un da açıklama yapmasını beklemek hepimizin hakkı.”

‘TBMM BAŞKANI’NIN İSMİ KULLANILARAK DENKLİK ALINACAKTIR’

YÖK tarafından alınan kararla, üniversite sınav sonuçlarına göre ilk 125 bin içerisinde olan öğrencilerin hukuk fakültelerine kabul edildiğini hatırlatan İYİ Parti Antalya Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Feridun Bahşi, “Hukuk tercihinde 125 bin sınırını düzenleyen bu iktidar. İktidar bunu dolanmak için, kendi çocuklarına bu rantı sağlayabilmek için yurt dışında bir üniversite kurmuş” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Uluslararası Balkan Üniversitesi mütevelli heyeti onur kurulu üyesi olmasına tepki gösteren Bahşi, Şentop’un bu üyelikten istifa etmesini talep ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’nı da üniversitenin mütevelli heyetine onur üyesi yapmışlar. Bunun nedeni de Türkiye’de denkliği kolay alabilmeleri için. Türkiye’deki hukuk sistemi zaten çökmüş, hukuk fakülteleri dibe vurmuş durumda. Türkiye’deki hukuk fakültesi sayısı 130’un üzerine çıkmış ve hiçbirinde nitelikli eğitim-öğretim kadrosu yok. Profesörü olmayan hukuk fakülteleri var. İlahiyat profesörlerinin dekanlık yaptığı hukuk fakülteleri var. Veterinerlik hocalarının dekanlık yaptığı hukuk fakülteleri var. Derslere hukukla ilgili hiç ilgisi olmayan insanlar girip Türkiye’deki hukuku tamamen çökertmişken, iktidar bu alanla ilgili tedbirler alıp 190 bin başarı sıralaması şartını 125 bine çekerken Kuzey Makedonya’da bir üniversiteye hiç puan sıralaması, üniversite sınavına girmeden kayıt yapılması etik dışıdır. Üstelik TBMM Başkanı’nın mütevelli heyetinde üye olduğu bir ismi de kullanarak Türkiye devleti üzerinde baskı kurup Türkiye’de üniversite sınavına zar zor girmiş çocukların haklarına saldırıdır. Bunun YÖK’ten denklik alması genel hukuk ve yasa kurallarına göre mümkün değildir. Ancak TBMM Başkanı’nın ismi baskı unsuru olarak kullanılarak denklik alınacaktır. TBMM Başkanı’nın buradaki fahri üyeliğinden hemen derhal istifa etmesi gerekir. TBMM’nin bu tarz menfaat ilişkilerinde baskı unsuru olarak kullanılması TBMM’nin manevi şahsiyetine de saldırıdır.”