İçeride;
Eğitim,
Sağlık,
Hukuk,
Ekonomi,
İşsizlik,
Tarım,
Hayvancılık,
Sanayi, kısaca Türk halkını ilgilendiren ne varsa sıkıntılı bir süreç yaşarken,
Dışarıda,
Elin gâvuru dört bir yanını sarmış yalnızlaştırma politikası güderken,
Sözde Ermenilere destek oluyoruz diye şakır şakır meclislerinde tasarıları onaylarken,
Bizim hükümetimiz yıllardan beri;
Yerli arabamızı yapıyoruz,
Yerli uçağımızı yapıyoruz,
Yerli tankımızı yapıyoruz,
Şimdi de yerli aşımızı yapacağız diyerek insanların aklıyla alay etmeye devam ediyor maalesef.
Üretmeden yıllardan beri nasıl yapıyorsak şimdi de öyle yaparız hadi bismillah.
Bizim muhalefetimiz de; tıpkı iktidar kanadı gibi, cak-cek, cık-cik vb gibi, insanların karnı tok eleştirileriyle sürekli rakip gördükleri iktidara sallamaktadırlar.
Hâlbuki
Kendi iç meselelerini aydınlığa çıkarsalar,
Kendi iç dinamiklerini üretken bir kadrodan oluşturmaya çalışsalar,
İktidar iktidarlığını yapmak mecburiyetinde kalır,
Ülkeyi de dış mihraklar bu kadar alçaltamaz, alay edemez ve küçük düşüremez.
Çünkü ülkenin bu duruma gelmesinde iktidar kanadı kadar muhalefetin de suçu ve günahı vardır. Seçim zamanlarında koltuk kapma ve rüşvet yeme telaşına düşen milli ittifak kanadına mensup CHP ve İyi Parti Genel Merkezleri özellikle İYİ Parti bu konu da daha baskın duruyor. Gerek CHP genel Başkanı SN.Kemal Kılıçdaroğlu’nu gerekse, İyi Parti Genel Başkanı SN.Meral Akşener’in etrafını rüşvet yiyen kurmaylar sarmaşık gibi sarmışlar. 24 Haziran Milletvekilliği seçimlerinde İYİ Parti Gaziantep İl yönetiminde bulunan birisi olarak gerek milletvekilliği gerekse belediye başkanlığı adaylık süreçlerinin hangi masalar etrafında ve kimlerin başrol oyunculuğunda gerçekleştiğini söylememe bile gerek yok.
Yani kısaca şunu söyleyeyim;
Kılıçdaroğlu’da temiz bir lider,
Akşener’de halkın ve partisinin teveccühünü kazanmış bir lider,
Ama bu liderlere yanlış ve yanıltıcı bilgi akışı gerçekleştiğinden sağlıklı karar veremiyorlar maalesef.
Sağlıklı karar verememelerinin cezasını önce parti mensupları,
Sonra partiye gönül vermiş seçmen kitlesi,
Daha sonra da Türkiye çekiyor.
Buradan sayın Kılıçdaroğlu’na seslenmek istiyorum!
Taşra da yapılanmalara bizzat müdahale ediniz. Çünkü size rapor diye sundukları bilgilerin hiçbirinin kaale alınacak bir yanı yoktur.
Milletvekili,
İl Başkanları,
Ve İlçe başkanlarını karşılıklı dansından ibarettir.
Mevcut yönetime karşı olup muhalefet kanadında bulunanların da sundukları raporun hiç bir anlamı ve geçerliliği yoktur.
Bugün eleştirdikleri o koltuklarda, dün kendileri oturuyorlardı,
Bugün bunların oturduğu gibi.
O açıdan bunların sizlere sunmuş oldukları raporların da hiçbirini kaale almanıza gerek yok sn genel başkan.
Sayın genel başkan Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken tek şey var o da, sıkıntı yaşadıkları bütün il ve ilçelerde parti il ve ilçe yönetimlerine dışarıdan liyakatli 50 yaşın altında bütün seçmen kitlelerini aynı potada eritebilecek ve gönlünü kazanacak başkan adayları üzerinde yoğunlaşmaları ve tercihlerini bu doğrultuda kullanmaları.
Buradan sayın Akşener’e de sesleniyorum ve tavsiyemdir!
Sayın genel başkan, siz de önce genel merkezdeki etrafınızı saran sarmaşıklara,
Koray Aydın gibi,
Müsavvad Dervişoğlu gibi,
Mehmet Aslan gibi,
Ümit Özdağ gibi,
Partiyi özellikle;
Önce milletvekilliği aday belirleme seçimi sürecinde,
Daha sonra yerel seçimlerde,
En son olarak da partinin kangrenleşmiş sorunu olan il ve ilçe başkanları belirleme sürecindeki başarısızlıkların nedenleri olan bu saydığım etkenleri gözden geçirmeniz ve tekrardan bir yapılanmaya gitmeniz noktasında olacaktır. Takdir edersiniz ki bu parti sizin etrafınızda toplanan ve size gönül veren ve size güvenen insanlar topluluğuyla kuruldu. Bu insanlara bir kez daha sukutu hayal yaşatmayınız. CHP’de olduğu gibi burada da dar çizgili ve aynı görüşe sahip insanların il ve ilçe merkezlerini sarmaşık gibi sarıp partiyi bir adım ileriye taşıyamaması noktasında olduğunu bilmenizi isterim. Yani Kuvayı Milliye ruhuyla kurulduğunu iddia eden bir partinin,
MHP’den dışlanan,
BBP’den dışlanan,
Sorunlu insanların çöreklendiği bir parti modundan biran önce çıkarın.
Madem bu parti merkez partisi, bu partiye ilk kuruluşunda gönül veren insanlar neden ayrıldılar neden partiye küstüler sorgulanması gerek ve sorgulamanızda fayda vardır sayın genel başkan.
Bu partinin kuruluşunda ki;
Yusuf Halaçoğlu,
Özcan Yeniçeri,
Ali Türkeşen,
Mustafa Erdem vb gibi değerler neden ayrıldılar?
Nerde bu ve bunun gibi değerler? Bunun sorgulanması lazım.
Yani;
Koray Aydın’la
Ümit Özdağ,
Müsavvad Dervişoğlu,
Mehmet Aslan
Hüseyin Filiz gibi seçmende hiçbir karşılığı olmayan kişilerle, başarıyı yakalayacağım veya yakalarım diyorsanız şayet,
Bir sonraki seçim de CHP ile Milli İttifak çatısı altında değil de,
Seçimlere tek başınıza girdiğiniz andan itibaren baraj altında kalacağınızı da bilmenizi isterim dikkat edin sayın genel başkan bu hususlara.
Kısaca gerek iktidar kanadı, gerekse muhalefet kanadı üzerlerine düşen görevi yapmadığı, yapamadığı için ülke olarak çıkmazın ve darboğazın içerisinde mücadele edip duruyoruz değerli okuyucularım. Birbirlerini tenkit eden kısır döngü iç çekişmelerini bir kenara bırakıp, ülkeyi kalkındırmak için ne yapabiliriz noktasında hareket edebilmiş olsalar iktidar ve muhalefetteki zatı muhteremler, ülke bu durumdan çok çabuk kurtulacak.
Dünyanın en zengin coğrafyasında yaşıyoruz ama,
Dünyanın en fakir ülkeleri kategorisinde yer alıyoruz maalesef.
Bunun sorumlusu, siyasiler olduğu kadar biziz, sizsiniz.
Biat kültürüyle yoğrulmuş olan, ülkenin sorunlarını objektif bir şekilde halka yansıtmayan, saraydan talimat alarak yalan haber yapan yandaş medyayı hiç konuşmaya gerek yok zaten.