En sık antibiyotikler ve ağrı kesici ilaçlara karşı alerjik reaksiyonlar görülmekle birlikte bitkisel ilaçlarda dâhil olmak üzere bütün ilaçlar alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
İlaç alerjileri genç-orta yaş grubu ve kadınlarda daha sık görülür. Bazı ilaç alerjileri için ailevi yatkınlık söz konusudur. Bir kişinin alerjik altyapıya sahip olması ilaç alerjisine yatkın olduğu anlamına gelmez. Fakat bu kişilerde alerjik reaksiyonlar ortaya çıktığında daha şiddetli olmaktadır. Normalde alerjik hastalıklarda bir duyarlanma süresi mevcuttur.
Bu süre genel olarak 1 haftadan uzundur. Yani bir kişide gerçek anlamda ilaç alerjisi oluşması için bu şahsın daha önce bu ilaçla karşılaşması gerekir. Her zaman geçmişte kullandığımız ilaçları hatırlayamayabilir ya da benzer kimyasal yapıya sahip farklı ilaçları kullanmış olabiliriz. Gıdalar gibi (hayvanlara uygulanan antibiyotikler) farklı yollarla da bilmeden ilaçlara duyarlanmış olabiliriz.
Bir kişi yıllar boyunca hiçbir sıkıntı yaşamadan kullandığı bir ilaca karşı şiddetli alerjik reaksiyon yaşayabilir. İlaçların çoğu için alerjik olduğunu gösteren güvenilir deri veya kan testleri yoktur. Bunun bir sebebi ilaçlar alındıktan sonra insan bünyesinde çok farklı yapılara dönüşmesidir. Yani ilaçlar kutuda durduğu gibi durmamaktadır. Biz alerji doktorlarını en çok hayrete düşüren konu birçok hastanın çok şiddetli alerjik reaksiyonlardan sonra bile alerji yapan ilaçların isimlerini bilmemesidir.
Çoğu insan basitçe yapılan bir deri testi sonrası hangi ilaca alerjik olduklarının belirleneceğini zannetmektedir.
Bu hastalara size kamyon çarpmış plakasını almamışsınız şimdide kamyonu bulmamı istiyorsunuz diye takılmakta haklı değil miyiz?
Bazı hastaların farklı firmalara ait aynı ilacı veya benzer kimyasal yapıya sahip ilaçları defalarca kullandığı ve her seferinde reaksiyon yaşadığı için kendini tüm ilaçlara alerjik zannettiğini sıklıkla görmekteyiz.
Yine bazı hastalarında yoğun ilaç alerjisi korkusuna sahip olduğunu ve birçok ilacı kullandıktan sonra alerjiyi taklit eden şikâyetlerin oluştuğunu (nefes alma güçlüğü, boğazda batma hissi, yaygın vücut kaşıntısı v.s) görmekteyiz.
Bu hastalara ilaç içermeyen plasebo denilen ürünler verildikten sonrada benzer yakınmalarının olması genel özellikleridir.
Çok ilaca tolerans gösterememe alerjiyi taklit eden bir durum olup bu durum tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi kadınlarda daha sık rastlanan bir durumdur (acaba bayanlar daha hassas veya daha mı fazla şikâyetçi?).
Çoklu ilaç alerjisi nadir görülen bir durumdur. Özellikle çok sayıda ilaç kullanan yaşlı hastalarda ilaç alerjisi tanısı içinden çıkılmaz bir hal alabilmektedir.
Sonuç olarak ilaç alerjilerinde hastaların bilinçli olması ve alerjik reaksiyonları ve reaksiyona yol açan ilaçları doktoruna iyi tarif edebilmesi en önemli noktadır. İlaç alerjilerinin nadirde olsa ölümcül sonuçları olabileceği, özellikle enjeksiyon yoluyla kullanılan ilaçlarda oluşan reaksiyonların çok şiddetli olabileceği akıldan çıkmamalıdır.
Özellikle şiddetli reaksiyonlar ilacın dozundan bağımsızdır. Herhangi bir ilaç kullandıktan kısa süre sonra yaygın vücut kızarıklığı, nefes darlığı, çarpıntı, göz kararması gibi bir duruma yol açarsa kesinlikle bu ilacı doktorunuza danışmadan ikinci kez kullanmayın. Yoksa size çarpan aracın plakasını alabilecek kadar şanslı olamayabilirsiniz. Alerji kliniklerinde alternatif güvenli ilaçlar çok düşük dozlardan başlanarak hastalara verilebilmektedir. Bu işlem ancak çok donanımlı hastanelerde olmalıdır. Bir sonraki sayıda farklı bir konuda görüşmek ümidiyle alerjisiz sağlıklı günler dilerim.