İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Roma seyahati, kamuoyunda geniş yankı buldu. İmamoğlu, beş buçuk yıllık görev süresi boyunca ilk kez İBB bütçesiyle gazetecilerin katıldığı bir organizasyon düzenlediklerini belirtti. Bu organizasyon, 2027 Avrupa Oyunları'nın İstanbul'da yapılmasına ilişkin mutabakat zaptının imzalandığı bir programdı.

İmamoğlu'nun bu açıklaması, bazı kesimler tarafından eleştirilere maruz kaldı. Eleştiriler, özellikle maliyet ve etik kurallar çerçevesinde yoğunlaştı. İmamoğlu ise, yapılan harcamaların İBB tarafından karşılandığını ve bu tür organizasyonların şehrin tanıtımı için önemli olduğunu savunduhttps://www.demokrathaber.org/ekrem-imamoglundan-erdogana-roma-seyahati-yaniti-ekonomiyle-ugrassin. Ayrıca, İmamoğlu ekonomiyle ilgilenilmesi gerektiğini belirterek, eleştirilere yanıt verdi.

Roma'daki programın, İstanbul'un spor ve kültür başkenti olarak profilini yükseltme amacı taşıdığı ve 2027 Avrupa Oyunları'nın yanı sıra 2030 Olimpiyatları'na adaylık sürecine de katkı sağlayacağı vurgulandı.

İmamoğlu, programın İstanbul için tarihi bir anlam taşıdığını ve gazetecilerin bu önemli olaya şahitlik etmesinin ve kamuoyu ile paylaşmasının doğal olduğunu ifade etti.

Sosyal medyada ve bazı haber kaynaklarında, İBB'nin Roma'daki lüks bir otelde konaklama ve THY'den uçak kiralama gibi yüksek maliyetli harcamalar yaptığı iddia edildi.

Bu iddialar, İmamoğlu'nun savunmasını daha da tartışmalı hale getirdi ve "özrü kabahatinden büyük" şeklinde yorumlandı.

Bu olay, şehir yönetiminin şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusunda daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getirdi.

İmamoğlu'nun Roma seyahati, İstanbul'un uluslararası alanda tanıtımı ve gelecekteki büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapma kapasitesi açısından önemli bir adım olarak görülse de, bu tür harcamaların kamu kaynaklarıyla yapılmasının yarattığı etik soruları da gündeme taşıdı.