Erdoğan'ın stratejisi belli, ikinci turda karşısında Akşener'i değil,İnce'yi görmek istiyor. Bunun için her türlü araç devreye sokuldu. Akşener'e ambargo uygulayan televizyonlar İnce'ye açıldı, gazeteler çarşaf çarşaf İnce'nin mitinglerini yayınlıyor. Sözde anketlerle vatandaşa bilimsel kılıflı yalanlar söylenerek ,Akşener ve İYİ partinin oyu düşük gösterilmeye çalışılıyor.
İtiraf etmek gerekirse bu yayınların seçmen üzerinde kısmen etkisi de oldu.
Yarışın İnce ile Erdoğan arasında geçeceğini düşünenlerin oranı bu planlı itme ile biraz yükseldi.
Erdoğan,İnce'yi niçin istiyor? Çünkü,karşısında İnce olursa toplumun CHP algısı üzerinden seçim kazanması çok kolay. Büyük bir kitle bugünün CHP'sine dünün şablonları ile bakıyor. Tek parti uygulamalarının tortuları hala seçmen tercihlerini etkileyen önemli bir faktör. Erdoğan, CHP için söyleyeceklerini Akşener için söyleyemeyeceğini,söylese de etkili olamayacağını biliyor. Soldan bir siyasetçi ile yarışması, sağdan bir siyasetçi ile yarışmasıyla aynı şey değil. Onun için karşısında CHP adayı İnce'yi görmek istiyor.
İkinci tura Erdoğan ile İnce'nin kalması halinde toplumdaki CHP imajı yüzünden Erdoğan zorlanmadan ipi göğüsleyebilecek. Ancak, anketler Akşener'le baş başa kalmaları halinde durumun değişebileceğini gösteriyor.Dolayısıyla, seçimin ilk turu çok önemli, eğer CB seçiminden bir netice alınmak isteniyorsa Erdoğan'ın bu stratejisinin bozulması şart.
İnce'nin öne çıkmasında Erdoğan'ın bu stratejisi kadar kendi performansının da büyük etkisi var. Kürsü hakimiyeti,meydanları dolduranlarla kurduğu diyalog,arkasında güçlü bir parti örgütünün bulunması başarısının diğer sebepleri. İnce,Erdoğan'ı kendi silahı ile vurmak için onun dilini kullanıyor, daha çok muhafazakar kitleyi hedef alan bir söylemle kitlelerin karşısına çıkıyor. Daha açık bir ifade ile Akşener'in kullanması gereken dili İnce,İnce'nin kullanması gereken dili Akşener kullanıyor. On altı yıllık iktidarında Erdoğan ilk defa, İnce'nin belirlediği gündemin peşinden koşuyor,onun iddialarına cevap yetiştirmeye çalışıyor. Peki bu yeter mi, yetmez. İnce'nin performansı elbette kitleleri etkiliyor ama bu CHP ile ilgili toplumsal hafızayı değiştirmek için tek başına yeterli değil.
Seçime az bir zaman kaldı, bu sürenin çok iyi değerlendirilmesi lazım. CB sisteminde meclisin çok büyük fonksiyonu yok. Bu sisteme destek olan partiler ilelebet iktidar olma şanslarını kaybediyorlar. MHP'nin zaten öyle bir derdi yok. Muhalefette kalması,ülkücüleri iktidardan uzak tutması için programlanmış bir parti. Nitekim,Bahçeli, hiç bir şey istemediklerini açık açık söylüyor. Erdoğan, MHP ile ittifaka girdiğinden beri bir çok rektör,vali,emniyet müdürü ve yüksek bürokrat atadı. İçlerinde tek bir ülkücü yok. Bu ittifakta ülkücüler hiç bir şey kazanmazken, AKP ve Erdoğan her şeyi kazanıyor. MHP'nin meclise girmesi ile hiç bir şey değişmeyecek,tıpkı bundan önce değişmediği gibi. Çünkü, artık meclis çoğunluğunu almak iktidar olmak anlamına gelmiyor.Sistem, kolu kanadı kırılmış bir yasama organı ön görüyor. Bu bakımdan CB seçimleri hayati önem taşıyor. Muhalefet, bu seçimden başarı ile çıkmak istiyorsa parti taassuplarını bir yana bırakarak seçimi alabilecek bir adayı ikinci tura taşımak zorunda. Erdoğan'ın kimi istemediği,kiminle yarışmak istediği belli. İkinci tura Erdoğan'ın istediği kişi değil,istemediği aday taşınmalıdır.