Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya platformu Instagram'a taşınan erişimin engeline ilişkin, "İnternette suçların önlenmesi konusunda devlete verilen bir görev varsa devletle birlikte elbette bu görevi yapmak durumunda. şirket ise Bilgi Teknolojileri Kurumu'nun (BTK) kapatmaya gerekçe gösterdiği yayınları erişimden çıkarsa sorun ortadan kalkar" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı'nda düzenlenen '109'uncu Dönem Kaymakamlık Kursu'na katıldı. Burada kaymakam adaylarına hitap eden Bakan Tunç, kaymakamların görev hizmetlerinin ilçelerde hükümet, hükümet ve milleti temsil ettiğini belirtti, kaymakamların planlama politikalarını etkin bir şekilde uygulamayı ifade etti. Bakan Tunç, "Tabii sizin önünüzde bir hükümet programı vardır, o ilçede yapılması gereken yatırımlar vardır, bu yatırımların süresi içerisinde seçim yapılabilir. Ve ilçede o yatırımların bekleyen yöneticiler vardır, siyasetçiler vardır, halk vardır. Ve o yatırımların gecikmeksizin durdurulması için bir mücadelemiz vardır. Söz konusu olacak. fark edilir ve Ankara'dan da fark edilir. Bundan dolayı hiç şüpheniz olmasın. " diye konuştu.
'BASIN AÇISINDAN TATSIZ BİR DURUM'
Programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz Tunç, Ordu'nun Aybastı ilçesindeki bir tarihte çıkan tartışmada, Cumhuriyet Savcısı Mücahit Şamil Koca'nın iş yeri sahibi ve çalışanlar tarafından darbedilmesine ilişkin olarak, "Öncelikle savcımıza ve ailemize geçmiş olsun iletiyoruz. O gece Durumun öyle olmadığı, doğal olarak yerde düştüğü, bizi rahatsız ettiği, doğal olarak bu tür olaylar, hoş olaylar değil, hemen kabul edilmemesi. Sorunla ilgili soruşturma süreci var, yetkili yargılama makamları soruşturmayı sürdürüyor. Ama doğal olayların diğer yanı; özellikle sosyal medya ve bazı basın yayınlarında olay farklı anlatıldı. Gazetecilik sorumluluğu altında, öncelikle doğruluğun tespiti yapılıp, ilgililere ulaşıp ona göre yayın yapmak gerekiyor. Ve ara sıra dilemek zorunda kalıyor. O nedenle bu da doğal basına olan güvenirliği yitiren bir durum. Basın açısından tatsız bir durum" ömrü kullanıldı.
'SOSYAL MEDYA KURULUŞLARI TÜRKİYE'NİN KURALLARINA UYACAK'
Bakan Tunç, BTK'nin sosyal medya platformu Instagram'a erişim engeline ilişkin, "Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Yayın yapan sosyal medya kuruluşlarında yaygın olarak kanunlara dahil edilmesi. Dolayısıyla internette suçun önlenmesi konusunda devlete verilen bir görev varsa devletle beraberlik durumunda bu nedenle Bilgi Teknoloji Kurumu'nun verdiği kararın kataloglarla ilgili olduğu ifade Ve hangi yayınlarla ilgili olarak zaten sosyal medya bildiriminde bulunulmuştur. Ve sosyal medya şirketi de eğer Bilgi Teknoloji Kurumu'nun hesapladığı yayınları erişimden çıkarırsa sorun ortadan kalkar. açılmasıyla ilgili bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Bu konuda kesin olarak makamsal yargılarına intikal eden ayrıntılar var. Kapatma kararına karşı idari yargılamada açılan davalar var. Tabii bu davalar idareden hangi gerekçeyle kapatılarak sonlandırılacağına yönelik bir savunma alınacak ve sonrasında da yargılamamız bu konuda da karar verilecek" dedi.
'BAZI PAYDAŞIMLARA İZİN VERMİYORSANIZ SİZ ÖZGÜR BİR ORTAM OLMUYORSUNUZ'
Toplumun katalog suçlarından korunmasının önemli olduğunu kaydeden Tunç, "Özellikle Haniye'nin eğitim konusunda başsağlığı dileyen vatandaşların paylaşımlarına engel konuldu. Bu basın özgürlüğüne sığar mı? Yani, eğer siz sosyal medya şirketi olarak, bazı paylaşımlara izin verecek bazılarına izin verecekseniz; o zaman özgür bir Ortamın olmaması demektir, eğer siz, 'Basın özgürlüğüne sahipseniz, sansüre karşıyım' diyorsanız o zaman o paylaşımların engellenmesine de karşı çıkmanız gerekir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti saklamanın oranlarına de uygun yayın yapmak burada bir. Kazanç sağlıyorsunuz.Bunun vergisini veriyorsunuz.Bu hizmetten neden yararlanıyorsunuz? hukuk kurallarından bahsetmemiz mümkün olabilir mi? Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın da dikkat çektiği konu bu" diye konuştu.
'TÜRKİYE DİLEKÇESİNİ 7 EKİM'DE UAD'YE SUNACAK'
Bakan Yılmaz Tunç, İsrail'e karşı soykırım davasına yapılan müdahillik işlemine ilişkin "Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika'nın başlatılmış olduğu soykırımın operasyonuyla ilgili İsrail'in yargılandığı davaya müdahalemizi vereceğimizi Sayın Başkanımız açıklamıştı. Bu müdahale kararı iptal edildi. Müdahale dilekçesi 7 Ekim'de Uluslararası Adalet Divanı'na sunuldu. Tabii 7 Ekim'den bu yana, Gazze'de 40 binden fazla insan şehit oldu. Maalesef kuvözdeki bebeklerin orada olduğu görüldü. Bir toplum, Müslüman olanların soykırıma tabi tutulduğu İsrail'de, Gazze'de maalesef gerçekleştirildi. Aslında bu Uluslararası Adalet Divanı'nın, İsrail'deki yargılama sürecindeki ilk duruşmalarda. soykırım yaptığına ilişkin en önemli tespitti. İhbar kararı soykırımın tedbirine ilişkin bir tedbir kararıydı. Elbette bu işlemin icrası hangi makamda gerçekleştirilecek? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararının icrası ile ilgili herhangi bir girişimde maalesef günümüze kadar mevcut değildi. Bu da uluslararası sistemin, uluslararası ilişkilerin, uluslararası mahkemelerin etkisizliğini gösteriyor" ifadeleri kullanıldı.