Dünya

İsrail'in Hizbullah'a Yönelik Son Saldırıları Dudayev Suikastı'nı Hatırlattı

İsrail'in Hizbullah'a yönelik son saldırıları, tıpkı 1996 yılında Çeçen lider Cevher Dudayev'e yapılan suikastı hatırlattı.

Abone Ol

İsrail'in Hizbullah'a yönelik son saldırıları, tıpkı 1996 yılında Çeçen lider Cevher Dudayev'e yapılan suikastı hatırlattı.   Dudayev, Rus ordusunun Çeçenistan'daki ağır kayıplarının ardından, uydu telefonuyla konuştuğu sırada yerinin tespit edilmesiyle füzelerle vurularak hayatını kaybetmişti. Dün, İsrail'in Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı ve telsiz saldırıları sonucunda çok sayıda ölü ve yaralı olduğu bildirildi. İki olay da iletişim cihazları aracılığıyla liderlerin hedef alınarak öldürülmesiyle benzerlik taşıyor.

Cevher Dudayev kimdir?
Ruslara karşı savaşarak zafer kazanan, 21 Nisan 1996'da öldürülen Çeçenistan lideri Cevher Dudayev'in hayatı.
Cevher Dudayev (1944-1996) 21 Nisan 1996’da Rus Ordusu’nun şaibeli bir saldırısında hayatını kaybeden, 1991-1996 döneminde Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti cumhurbaşkanı, 1987-1990 döneminde Sovyetler Birliği generali. 

Doğumu ve 1944 Sürgünü
Cevher (Cohar) Dudayev 15 Şubat 1944’te Çeçenistan’ın Yelhoroy Köyü’nde Musa ve Rabia Dudayev çiftinin 13. çocuğu olarak dünyaya geldi. 

27 Şubat 1944’te Sovyet rejiminin tüm Çeçenleri Çeçenistan’dan Orta Asya’ya sürdüğü ve pek çok Çeçenin yollarda hayatını kaybettiği büyük göçte henüz bebekken yer aldı.

Çeçenistan’a dönüşü 
Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde büyüyen Dudayev, 1957’de Sovyet rejiminin Çeçenlerin Çeçenistan’a dönmesine izin vermesiyle ailesiyle beraber Çeçenistan’a döndü ama köyleri Yelhoroy’un Sovyet askerlerince tamamen tahrip edilmesi ve yerleşime kapatılması nedeniyle Dudayev ailesi Çeçenistan’ın başkenti Grozni’ye yerleşti. 

Dudayev orduya katılıyor
Dudayev bir müddet elektronik alanında eğitim görüp ardından yine bu alanda çalıştıktan sonra 1962’de Sovyet Ordusu’nda havacılık bölümüne girdi. 1974’te Sovyet Ordusu’nun en prestijli kurumlarından Moskova’daki Gagarin Hava Akademisi’nden mezun oldu. Bir Rus Sovyet subayının kızı olan Alla Fyodorovna (Dudayeva) (1947-) ile evlendi. Bu evliliğinden iki oğlu ve bir kızı oldu.

Dudayev’in Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgalinde yer aldığı, bu savaşa katılımı nedeniyle ‘Kızıl Yıldız Nişanı’ ve ‘Kızıl Bayrak Nişanı’ aldığı belirtilmektedir. Rus politikacı Sergey Stepaşin (1952-) Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal ettiği dönemde Dudayev’in Batı Afganistan’da ‘halı bombardımanı’ taktiğiyle havadan bombalamalara katıldığını iddia etse de Dudayev bu iddiaları reddetmiştir. 

1987’de tümgeneral olan Dudayev NATO ülkelerine yakınlığı sebebiyle ileri hat olarak görülen Baltık Denizi kıyısındaki Estonya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde nükleer silahların da bulunduğu Tartu üssünün başına getirildi. Bu dönemde Estonyalılar ile iyi ilişkiler kurarken, gelişen Estonya milliyetçiliğini üstü örtülü himaye etti.

Estonya’daki gelişmeler üzerine Sovyet Ordusu’ndan istifası
18 Mart 1990’da Estonya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşen ilk çok partili seçimde Halk Cephesi Komünist Parti’yi yenmeyi başardı. Estonya’da iktidara Komünist olmayan bir idarenin gelmesinin ülke çapında doğuracağı sonuçlardan korkan Moskova, Dudayev’e Estonya’da askeri müdahale yapması, meclis ve televizyonu kapatması emrini verdi.

Dudayev bu emre karşı gelerek müdahalede bulunmadığı gibi müdahale yanlısı askerleri de engelledi. Bu gelişme üzerine Dudayev Estonya’da kahraman ilan edilirken Sovyet Ordusu’nda daha fazla yer alamayacağını bilen Dudayev ihraç edilmeyi beklemeksizin kendisi istifa etti. 

Çeçenistan’a dönüşü
Dudayev Mayıs 1990’da Çeçenistan’a geri döndü. Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecine girdiği bu dönemde Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bir cumhuriyet olan Çeçenistan’ı yöneten Komünistlere karşı ‘Çeçen Milli Kongresi’ ismiyle muhalif bir yapılanmaya gitti, Çeçen halkından yoğun destek aldı.

1991 Sovyet Darbesi ve Çeçenistan’ın bağımsızlığı
19 Ağustos 1991’de Sovyetler Birliği yöneticilerinden sertlik yanlısı muhafazakar Komünistler, birliğin dağılma sürecini sertlikle bastırmadığı gerekçesiyle Sovyetler Birliği cumhurbaşkanı Mihail Gorbaçov’a (1931-) darbe düzenledi. Çeçenistan’da idarede bulunan Komünist Doku Zavgayev’in pek çok yerel cumhuriyetin aksine darbeyi kınamaması üzerine darbe ortamında Çeçenistan’daki Sovyet birliklerinin de hiyerarşisinin bozulmasından faydalanarak Dudayev arkasındaki halk desteğiyle yönetime el koydu. 

22 Ağustos 1991’de darbe girişimi başarısızlıkla sona erdi, Gorbaçov yönetime eli zayıflayarak geri döndü. Darbe girişimi, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını hızlandırdı. 
Çeçenistan’ın fiilen Dudayev idaresine geçip Moskova’dan koptuğu bu dönemde, Sovyetler Birliği’nin merkez idaresi pek çok sorunla birden uğraşmak zorunda kaldığından Çeçenistan’a müdahale edemedi.

Dudayev önderliğinde Çeçenistan’daki Komünist idareye karşı gerçekleştirilen, Groznili Rus ve Ermenilerin de katıldığı halk ayaklanması: Ekim 1991’de Çeçenistan’da gerçekleştirilen referandumla Çeçen İçkerya Cumhuriyeti ilan edildi, Dudayev cumhurbaşkanı seçildi. Sovyetler Birliği’ni oluşturan cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını ilan etmeye devam ettiği bir dönemde 1 Kasım 1991’de Dudayev yeni cumhuriyetin Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan ettiğini duyurdu.

Rusya’nın Çeçenistan’a müdahale girişimi (Kasım 1991)
Bağımsızlık kararı üzerine darbe girişiminin ardından öne çıkan isim Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti lideri Boris Yeltsin (1931-2007) Çeçenistan’a müdahale emri verdi. "Diğer bağımsızlık ilan edenler ayrı Sovyet cumhuriyetleri olup, Çeçenistan Rusya Sovyet’ine bağlı özerk bir cumhuriyet olduğundan bu müdahalede bulunduklarını" ilan eden Yeltsin uçaklarla Çeçenistan’ın başkenti Grozni’nin havaalanı olan Svemi’ye Çeçenistan’ı işgal etmek üzere komandolar gönderdi.

Dudayev’in askerlerinden ziyade Çeçen halkı havaalanını kuşattı. Büyük bir kargaşa içinde olan Sovyetler Birliği merkezi idaresi beklemediği bu tepki karşısında müdahale edemezken üç gün süren kuşatmanın ardından Sovyet komandoları Çeçenlere teslim oldu. Silahlarını Çeçenlere teslim eden komandolar Çeçenlerce Rusya’ya gönderildi.

Yeltsin bu gelişme üzerine Çeçenistan’da olağanüstü hal ilan etse de birliğin dağılması sürecinin başına açtığı sorunlardan Çeçenistan ile doğrudan uğraşmayı bir müddet ertelemeye karar vererek Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımaksızın ilan ettiği olağanüstü hali kaldırdı.

30 Kasım 1991’de Çeçenistan ile birlik içinde olan İnguşetya’da yapılan referandumla İnguşetya’nın Çeçenistan’dan ayrılarak Rusya içerisinde özerk bir cumhuriyet olması kararı alındı. Çeçenler bu karara engel olmadılar. 

Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin resmen sona erdiği ilan edilirken Boris Yeltsin Rusya Federasyonu’nun cumhurbaşkanı oldu.

Dudayev idaresinde Çeçenistan
Çeçenistan artık 17.300 kilometrekare toprağı ve 1989 Sovyet nüfus sayımına göre yaklaşık %66’sı Çeçen, % 24,8’i Rus ve kalanı diğer etnik gruplardan olmak üzere 1,1 milyon nüfusuyla fiilen bağımsız bir ülkeydi.

6 Ocak 1992’de Gürcistan’ın Rusya karşıtı cumhurbaşkanı Zviad Gamsahurdia (1939-1993) Rusya’nın tertiplediği bir darbe ile devrildiğinde Tiflis’e Gamsahurdia’yı almak üzere özel ekip gönderen Dudayev, Gamsahurdia’nın hayatını kurtardı. 

5 Şubat 1992’de Yeltsin, Çeçenistan’da halen garnizonlarında olan Rus askerlerine Dudayev’e müdahale emri verdi ama emri dinlenmediği gibi Rus askerleri izinsiz olarak ağır silahlarını Çeçenlere bırakıp Rusya’ya kaçmaya başladılar.

12 Mart 1992’de Çeçenistan meclisi anayasasını kabul etti. 31 Mart 1992’de Rusya Federasyonu’na bağlı 19 özerk cumhuriyet yeni birlik anlaşmasını imzalarken Çeçenistan bağımsız bir ülke olduğu gerekçesiyle bu anlaşmaya katılmadı.

Rusya Çeçenistan’ın bağımsızlığını kabul etmemekle beraber Nisan 1992’de Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmayla Çeçenistan’da garnizonlarında kalan son Rus askerlerini de Çeçenistan’dan çekti.

Bu dönemde tüm eski Sovyet coğrafyası derin bir yapısal çöküş nedeniyle büyük bir ekonomik kriz yaşamaktaydı. Bu kriz Çeçenistan’ı da etkilemekle beraber Dudayev’in başarılı bulunan ekonomi politikaları nedeniyle Çeçenistan ekonomik krizi diğer Sovyet coğrafyaları kadar derinden hissetmedi.

Dudayev Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanınması çabasında 
Dudayev, Çeçenistan’ın bağımsızlığının tanınması için dünyaya genel çağrıda bulunsa da karşılık alamadı.

Bunun üzerine Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımasından ümitvar olduğu ülkelere ziyaretler gerçekleştirerek ikili ilişkiler yoluyla bunu denedi.

Suudi Arabistan ve Kuveyt
Suudi Arabistan, Kuveyt ve Ürdün yönetimleriyle temasa geçen Dudayev bu ülkelerden davet alarak Ortadoğu gezi turuna çıktı. Ürdün, Rusya’nın baskısıyla ziyareti iptal etse de Dudayev Ağustos 1992’de Kuveyt ve Suudi Arabistan’da üst düzeyde ve sıcak karşılandı, Kuveyt Emiri Cabir bin Ahmed es-Sabah (1926-2006) ve Suudi kralı Fehd bin Abdulaziz (1921-2005) ile görüştü, Umre yaptı:
Suudi kralı ve Kuveyt emiri Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımaya ve Çeçenistan ile diplomatik ilişki kurmaya hazır olduklarını belirtti. Ziyaretin ardından Çeçenistan ile bu iki ülke arasında ilişkiler tesis edilse de tanıma gerçekleşmedi.

Türkiye ve KKTC ziyaretleri 
Dudayev’in Türkiye’yi ziyaret taleplerinin Türkiye’den olumlu karşılık bulmaması üzerine Dudayev program ayarlanmaksızın kendi kullandığı uçak ile Ankara’ya indi fakat resmi düzeyde karşılanmadı. Başbakan Süleyman Demirel Dudayev’in görüşme talebini kabul etmedi. Karşılanmadığı ve kendisiyle görüşülmediği gibi Dudayev’in Ankara’dan ayrılacağı sıra uçağının kalkışına izin verilmedi, tüm bunlar Dudayev’i büyük bir hayal kırıklığına uğrattığı gibi oldukça kızdırdı. Kriz, cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın müdahil olup Dudayev’in uçağının kalkışına izin verilmesini sağlamasıyla aşılabildi.

 Ankara’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti Lefkoşa’ya uçan Dudayev burada Türkiye’nin aksine sıcak karşılandı. Havaalanında Dudayev’i karşılayan KKTC cumhurbaşkanı Rauf Denktaş (1924-2012) görüşmeleri sonucunda Çeçenistan ve KKTC’nin karşılıklı birbirlerini tanımaya hazır oldukları açıklamasında bulundular. Dudayev buradan savaş altındaki Bosna-Hersek’e, sonra da ABD’ye geçti.

KKTC, Dudayev’in ziyaretinin ardından Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımadığı gibi, Çeçenistan ile herhangi bir ilişki kurma noktasında da bir adım atmadı. Dudayev ve Denktaş’ın ortak açıklamasının ardından Demirel liderliğindeki DYP-SHP hükümetinin Denktaş’a bu konuyu kapatması konusunda baskı yaptığı iddia edildi. 

Çeçenistan’ı tanıyan tek ülke: Taliban idaresindeki Afganistan 
Dudayev’in tüm çabalarına rağmen Dudayev hayattayken hiçbir devlet Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanımadı. Dudayev’in hayatını kaybetmesinin ardından Eylül 1996’da Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçirip yönetime gelen Taliban dönemindeki Afganistan, Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanıyan yegane devlet oldu. 

Dudayev’in 1990’da aldığı tavıra duydukları sempati nedeniyle Estonya da Çeçenistan’ı tanıma kararı alsa da, bu kararından ABD ve AB tarafından baskıyla vazgeçirildi. 

Dudayev Bosna Savaşı’na dahil olmak istiyor
Dudayev 1992’den itibaren Sırp ve Hırvatlar tarafından sarılmış olan, yoğun bir savaş ve soykırımın sürdüğü Bosna-Hersek’e 10 bin eğitimli ve silahlı Çeçeni göndermeye hazır olduklarını ama yol bulamadıklarını belirterek İslam ülkelerine kendilerine yol açmaları için çaba göstermeleri çağrısında bulunarak 10 bin Çeçen savaşçının Bosna Savaşı’nın gidişatını kökten değiştireceğini iddia etti. Rusya’nın iç savaşın eşiğinden dönmesi ve Çeçenistan’ı ele geçirme çabası (1993)
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ekonomik ve idari büyük bir krize düşen Rusya, kendi iç sorunlarıyla uğraşmaktan Çeçenistan’a doğrudan bir müdahalede bulunmaya fırsat bulamamıştı. 1993 itibariyle Rusya’nın iç sorunlarının bir nebze çözüldüğünü düşünen Yeltsin, Çeçenistan’ı yeniden ele geçirmenin yollarını aramaya başladı. Başlangıçta Çeçenistan’a doğrudan müdahale yerine Rus yanlısı Çeçenlerle Dudayev’i içeriden devirme yolunun denendiği iddia edildi.

8 Ağustos 1993’te Dudayev Rusya’yı sorumlu tutacağı bir suikast girişiminden kurtuldu.

20 Eylül 1993’te Ömer Artuhanov ismindeki Rus yanlısı bir Çeçen, Rusya’dan aldığı silahlı ve maddi destekle Dudayev’e isyan etti.

Aynı dönemde Moskova’da kanlı bir çatışmaya dönecek olan büyük bir siyasi kriz yaşanıyordu. Cumhurbaşkanı yardımcısı Aleksandr Rutskoy (1947-) ile meclis başkanı Ruslan Hasbulatov (1942-) ittifak halinde cumhurbaşkanı Yeltsin ile siyasi rekabete girmişlerdi. 21 Eylül 1993’te Yeltsin yetkisi olmamasına rağmen meclisi feshettiğini ilan etti. Bunun üzerine Rus meclisi Yeltsin’i azledip Rutskoy’u cumhurbaşkanı ilan etti. 

Ekonomik çöküşün de etkisiyle Yeltsin’e genelde tepkili olan halk sokaklara dökülerek durumu protesto etti. İlerleyen günlerde protestocular ile polis arasında kanlı sokak çatışmaları yaşandı. Protestocuların artan gerilimle devlet televizyonunu ele geçirmek üzere saldırıya geçmesiyle Moskova’daki çatışmalar katliama dönüştü.

Başlangıçta tarafsız bir tutumda olan ordu, 2 Ekim 1993’ten itibaren Yeltsin tarafında yer alıp sokağa indi, Rus meclisini topa tuttu ve 4 Ekim 1993’te Moskova’nın ve meclisin hakimiyetini ele geçirdi. Rutskoy ve Hasbulatov görevlerinden zorla alındı. Moskova’daki bu çatışmalarda resmi açıklamaya göre yaklaşık 200, muhaliflerin açıklamasına göre ise 2 bin kişi hayatını kaybetti. 

Bu gelişme üzerine Rus siyasetine tamamen hakim olan Yeltsin, istediği anayasa taslağını kabul ettirdi. Ekim 1993’te Çeçenistan’a şimdiye kadar göz yumduklarını, bu durumun devam etmesine izin vermeyeceklerini, Çeçenistan’ın yeni anayasayı kabul ederek özerk cumhuriyet statüsüne razı olması gerektiğini açıkladı. Bu talep Dudayev tarafından kesin bir dille reddedildi.

Çeçenistan’a doğrudan büyük bir askeri müdahalenin çok masraflı ve kayıplı olmasından öte dünyadan da tepki çekeceğini düşünen Yeltsin, Dudayev’i Rus yanlısı Çeçenleri kullanarak devirmeye karar verdi.

Çeçenistan İç Savaşı (1994)
Rusya’nın 1993’ten beri yaptığı çalışmalar sonucunda Şubat 1994’te Çeçenistan’ın çoğunlukla kuzeyinde Dudayev’e karşı Rus yanlısı isyanlar gerçekleşti. Rusya asilere bolca yardım gönderdiği gibi resmi bir ilanda bulunmaksızın Rus ordu mensuplarını da Çeçenistan’a büyük gruplar halinde sızdırıp asilerin yanında Dudayev’e karşı savaştırdı. Rusların büyük desteğine rağmen asiler başkent Grozni üzerine yürümeyi başaramadılar. 

Artan çatışmalar üzerine Dudayev Ağustos 1994’te savaş durumu ve seferberlik ilan etti. Olanlardan Rusya’yı sorumlu tuttuğunu, asilerin arasında bolca Rus askeri olduğunu açıkladı. Bunun üzerine Rusya’dan sızdırılan asker ve malzeme daha da arttı.

28-30 Eylül 1994 ve 24-26 Kasım 1994’te Rus ordusuyla beraber asiler başkente girme teşebbüsünde bulunsalar da iki saldırı da başarısızlık ve Ruslarla asiler için ağır kayıpla sonuçlandı. 

Dudayev ikinci saldırıda esir aldıkları Rus askerlerini teşhir edip “Rusya bu askerlerin kendilerinin olduğunu itiraf ederse onlara savaş esiri muamelesi yapacağım, etmezse onları asi olarak idam ettireceğim” diyerek Rusya’nın Çeçenistan’a asker sızdırdığını itiraf etmesini sağlayarak diplomatik bir zafer kazandı.

Yeltsin, Rus Ordusu’nun geniş çaplı doğrudan bir müdahalesi olmaksızın Dudayev’i deviremeyeceğini düşünerek Aralık 1994’te Çeçenistan’ı doğrudan istilaya karar verdi.
Rus ordusu Çeçenistan’ı işgale başlıyor (Aralık 1994)
Eylül 1994’ten beri Çeçenistan’a zaman zaman havadan saldıran Rus ordusu, 11 Aralık 1994’te havadan ve karadan Çeçenistan’a büyük bir saldırı başlattı. Başkent ile Rusya sınırı arasındaki Kuzey Çeçenistan’ın düz bir coğrafi yapıya olmasından istifadeyle Rus Ordusu Aralık sonunda hava saldırılarıyla yerle bir olan başkentin kuzeyine ulaştı.

(Ocak-Şubat 1995 Grozni Savaşı) 
Rus askeri planı başkenti alarak direnişi kırma planı üzerine kuruluydu. Grozni’yi ele geçirdikleri takdirde hayatta kalsa dahi Dudayev’in çaresizlik içinde savaşı bırakacağını düşünüyorlar, başkenti de zorlanmadan ele geçireceklerini düşünüyorlardı. 31 Aralık 1994’te başkentin merkezine ilerlemeye başlayan Rus birlikleri planlarına uygun olarak yüksek bir direniş görmeden ilerliyorlardı. Tuzağa çekildiklerinin farkında olmayan Rus birlikleri 1 ve 2 Ocak 1995’te şehir merkezinde yoğun bir saldırı ile imha edildiler. Binlerce Rus askerinin bu iki günde öldürüldüğü iddia edilmektedir.

Bu sürpriz gelişme üzerine dünya basınında 3 Ocak 1995’te Grozni Savaşı gündemin birinci maddesi haline gelirken “Kurt Kapanı”, Çeçen Destanı” manşetleri pek çok ülkenin gazetelerinde yer aldı.

Rus Ordusu toparlanıp yeniden şehre yoğun bir şekilde saldırarak 19 Ocak 1995’te harabe haline gelen başkanlık sarayını ele geçirdi. Bunun üzerine Çeçenler taktik değiştirerek Grozni ve Çeçenistan’da gerilla savaşına yöneldiler. Grozni’de çatışmalar Mart 1995’e kadar devam etti.

Grozni Savaşı’nda büyük sivil kayıp
1989 Nüfus Sayımı’na göre 399 bin nüfuslu olan Grozni bu savaşla yerle bir oldu. Grozni’de 30 binden fazla sivil birkaç ay içerisinde katledildi. Katledilen siviller arasında en az Çeçenler kadar Ruslar da vardı. Şehrin halkının yarısına yakınını oluşturan Çeçenlerden kırsal kesimde akrabası olanlar çatışmaların artmasıyla onların yanına yerleşirken şehir halkının yarısını oluşturan Ruslar kırsal kesimle böyle bir bağa sahip olmadığından şehirde kalmak zorunda kalmış ve Rus Ordusu’nun yoğun saldırısı altında can vermişti. Grozni’nin Rus nüfusunun çok büyük kısmı  Rus Ordusu’nun eline geçmesinin ardından şehri kalıcı olarak terk edip Rusya’ya yerleşti.

Gerilla Savaşı (1995-1996) 
Başkenti ele geçiren Rus Ordusu’nun planı tutmamış, Çeçenler taşra şehirlerinde ve Çeçenistan’ın kırsalında Dudayev komutasında yoğun bir direnişe geçmişti. Rus Ordusu Çeçenistan’ın güneyindeki dağlık araziye yoğun direnişten girememişti, ülkenin ancak %30’unu kontrol altında tutabiliyordu.

İslam dünyası başta olmak üzere Rusya’nın Çeçenistan’ı işgali ve katliamları büyük tepki çekmişti.

1995, Çeçenler için başarılı bir yıpratma savaşı yılı olmuş, Rus tarafının morali oldukça düşmüştü.Dudayev, “İslam Devleti” ilan ediyor 
Dudayev 10 Mart 1995’te Şali şehrinde cuma namazında Çeçenistan’da İslam Devleti’ne geçiş yaptıklarını, yürürlükteki 1992 Anayasası’nı askıya aldıkl"arını duyurdu. 1992 Anayasası laiklik vurgusu taşımamakla beraber devletin yönetim şeklini İslam dinine dayandıran bir anayasa da değildi.

Hattab-Dudayev görüşmesi
Bu dönemde Çeçenistan'a dünyanın ilgisi artarken, Müslüman ülkelerden ilk yabancı savaşçılar da Çeçen topraklarına ayak basacaktı.

Bunların arasında, daha sonra adı Çeçen mücadelesiyle özdeşleşecek olan Komutan Hattab (Samir bir Salih es Suveylim) da vardı.

Hattab Çeçenistan'a ilk gittiğinde, buradaki savaşın İslami bir yapısı olmadığına, Cevher Dudayev'in bir Rus generali, Çeçenlerin de Sufi olduğuna ve buradaki savaşta yer alınamayacağına dair eleştirilerle ilgili, Dudayev ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Daha sonra kaleme aldığı anılarında Dudayev ile görüşmesini şöyle aktaracaktı:

"Gördüğüm izzet ve güçlü bir kişiliğe sahip bu karakterden dolayı şaşırmıştım. Onlarla birlikte oturdum ve Cevher'e ilk soruyu sordum:

'Savaşınızın hedefi nedir? İslam için mi savaşıyorsunuz?' Şöyle cevapladı:

'Onlarca yıldır diasporaya sürülmüş her Kafkasyalı ve Çeçen çocuk bir gün bunu hayal eder, İslam bir gün tüm Kafkasya'ya geri dönecek ve yalnızca kendi topraklarına da değil. Ben de Kafkasya topraklarına İslam'ın dönüşünü düşleyen o çocuklardan biriyim.'

Bu, bende tokat etkisi oluşturan çok derin bir cevaptı. Şöyle sordum:

'Peki, 91-92-93'ten 94'e kadar 3 yıldır Ruslar yoktu. Neden İslam cumhuriyetini ilan etmediniz ve bu 3 yıl içinde meseleleri yoluna koymadınız?' Şöyle cevapladı:

'Eğer Ruslardan ayrılsaydık ertesi gün bize saldıracaklarını biliyorduk. Rus cehenneminden kaçmayı deneyen demokratlar olduğumuzu göstermeye çalışarak onları aldatmaya çalışıyoruz. Fakat Ruslar habistir, bizim sadece İslam yolunda olduğumuzu biliyorlardı, bu nedenle bizi işgal ettiler.' Şöyle dedim:

'Tamam, İslam dünyası sebebin ne oldugunu bilmiyor. Çünkü siz, devletinizin adını bile Çeçen İslam Cumhuriyeti şeklinde adlandırmadınız ki insanlar burada bir zorunluluklarının olduğunu bilsin. İslam dünyası Çeçenistan'da olan olayları bilmiyor.' dedim. Şöyle söyledi:

'Sen, Çeçenistan içinde neler olduğunu bilmek istemiyorsun, farz edelim ki bu olaylar dünyanın herhangi bir noktasında gerçekleşmiş olsun, kim kime karşı savaşıyor ve ne için savaşıyor diye sebebini araştırmak için bir delegasyon ya da komite göndermeleri Müslümanlar üzerine farz degil midir?'

Dürüst olmak gerekirse bu sözler bir saldırıydı ve onunla güreşe devam edemedim. Sonra şöyle dedi:

'Bu bir farzdır. Farz edelim ki olaylar Çeçenistan'da başladı ve biliyorsunuz ki burası bir Müslüman toprağıdır, öyleyse Müslümanların buraya gelmeleri gerekmektedir. Biz bombardıman altındayken BBC ve CNN'den ve tüm Batı dünyasından gazeteciler gelip ayağımızın dibine çökerek bizimle röportaj yapıyor ve ne için savaştığımızı, durumun ne olduğunu bizim Hıristiyan mı ya da Müslüman mı olduğumuzu öğrenmek istiyor ve şaşırtıcı sorular soruyorken bana bu soruları soran ilk Müslüman gazetecisin. Bugüne kadar gelen gazeteciler arasında kaç tane Müslüman gazeteci geldiğine bak, savaş hakkında yazmak ya da soru sormak için bir tane bile Müslüman gazeteci gelmedi.'

Bunun ardından soru soramadım ve savunmaya başladım, şöyle dedim:

'Topraklarınız kuşatılmış bir halde ve ulaşılması zor.' Şöyle cevap verdi:

'Oradaki (Müslüman ülkelerdeki) sorun rejimlerle ilgilidir. Batı dünyası Çeçenistan’ın içinde bulunan bizlere ulaşan insanlar gönderirken tüm Müslüman dünyası bir delegasyon, komite veya herhangi bir kimseyi Müslümanların davasına göz atmak için gönderemez mi? Yardıma ihtiyacı olan sizlersiniz, bizler değil. Bu meseleyi hallettikten sonra gelip size yardım edeceğiz inşallah.'

Onunla sonunu getiremedim ve şöyle söyledim:

'Allah seni hayırla mükafatlandırsın.'"
Dudayev Suikasti (21 Nisan 1996) 
Savaşın Çeçenler açısından hem askeri hem de diplomatik anlamda başarılı gittiği, Rus Ordusu’nun ağır kayıplar verdiği bir sırada Çeçenistan cumhurbaşkanı Cevher Dudayev, Gehi-Çu köyünden uydu telefonuyla Rus milletvekili Konstantin Borovoi ile konuştuğu sırada Rus füzeleriyle vurularak hayatını kaybetti.
Suikast İle ilgili iddialar
Dudayev'in ölümünün ardından başta eşi Alla Dudayeva olmak üzere Dudayev’e yakın pek çok isim suikastin ABD, Rusya ve Türkiye’den bazı isimlerin ortaklığıyla gerçekleştiğini iddia ettiler.

Bu iddiaya göre Dudayev’in Türklere olan güveni istismar edilerek, Türkiye’den bazı isimlerle Dudayev’e takip cihazı yerleştirilmiş cep telefonu hediye ettirilmiş, ABD telefonla konuşan Dudayev’in yerini tespit edip Rusya’ya bildirmiş, Rusya da füzeleriyle tespit edilen yeri vurmuştur. 

Dudayev’den sonra
Dudayev’in hayatını kaybetmesi Çeçenistan ve bazı İslam ülkelerinde derin üzüntüye sebep oldu. Dudayev’in yerine Zelimhan Yandarbiyev (1952-2004) Çeçenistan cumhurbaşkanı oldu ve savaşı devam ettirdi.

Dudayev’in öldürülmesiyle zayıflayacağı düşünülen Çeçen direnişi akamete uğramadı. Ağustos 1996’da Çeçenler Grozni’ye gerçekleştirdiği taarruzla şehri Rus Ordusu’ndan geri almayı başardılar. Yenilgiyi kabul eden Rus tarafı ateşkes istedi ve akabinde 31 Ağustos 1996’da Yeltsin ve Yandarbiyev Dağıstan’ın Hasavyurt şehrinde antlaşma imzaladılar. Rus Ordusu Çeçenistan’ı terk etti, iki taraf arasında Çeçenistan’ın 5 sene içerisinde bağımsız olmasına dair bir takvim oluşturuldu. 

Zaferin ardından Çeçenler, Rusçada “korkunç” anlamına gelen başkent Grozni’nin ismini Coharkala (Cevherkale) olarak değiştirdiler.

Rusya ve Çeçenistan arasında Ağustos 1996 ve Mayıs 1997’de imzalanan antlaşmalara rağmen Rusya 1999’da Çeçenistan’ı tekrar işgal etti. 2000’de Çeçenistan’a büyük ölçüde hakim olan Rusların doğrudan yönetiminde ve daha sonra Çeçenistan’da kurulan Kadirov yönetiminde Dudayev “hain” ilan edilerek hakkında her türlü olumlu açıklama yasaklandı.