Politika

İYİ Parti Milletvekili Kürşad Zorlu, İzmir'deki facia hakkında konuştu

İYİ Parti Milletvekili Kürşad Zorlu İzmir’de 5 çocuğun yaşamını yetirmesine ilişkin yaptığı açıklamada, ”İzmir'de beş evladımızın yaşamını yitirmesi milletçe yüreğimiz yandı. Ekonomik koşulların etkisi bir yana bu olayın bir başka boyutunu daha masaya mutlaka yatırıp acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Zira bu durumda olan pek çok çocuğumuz benzer  tehlikelerle yaşamaya çalışıyor” dedi

Abone Ol

İYİ Parti Milletvekili Kürşad Zorlu İzmir’de 5 çocuğun yaşamını yetirmesine ilişkin yaptığı açıklamada, ”İzmir'de beş evladımızın yaşamını yitirmesi milletçe yüreğimiz yandı. Ekonomik koşulların etkisi bir yana bu olayın bir başka boyutunu daha masaya mutlaka yatırıp acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Zira bu durumda olan pek çok çocuğumuz benzer  tehlikelerle yaşamaya çalışıyor” dedi.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, İzmir’in Selçuk İlçesi’nde yaşamını yitiren 5 çocukla ilgili açıklama yaparak  Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın yanıtlaması için soru önergesi verdi.

Zorlu’nun konuya ilişkin açıklaması şöyle:

"İzmir'de beş evladımızın yaşamını yitirmesinde milletçe yüreğimiz yandı. Ekonomik koşulların etkisi bir yana bu olayın bir başka boyutunu daha masaya mutlaka yatırıp acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Zira bu durumda olan pek çok çocuğumuz benzer  tehlikelerle yaşamaya çalışıyor. Bakın bu son olayda yangında ölen çocukların yaşadıkları sağlıksız baraka evde 18  kez ziyaret edilmesine rağmen sosyal incelemenin doğru yapılmadığı veya idarecilerin yönlendirilmesi ile hatalı karar verildiği anlaşılıyor. Çünkü anne çocukları vermek istemese bile mülki amirden veya mahkemeden acil koruma ve bakım tedbir kararı alınması 5395 sayılı kanuna göre mümkün. Bu durumda ya sosyal incelemeye giden personellerin iş eğitimleri uygun değildi ya da hizmet içi eğitimleri eksikti. Belki de idarecilerin yönlendirmesiyle koruma ve bakım tedbiri talep edilmemiş de olabilir. Oysa annenin hurdacılık yaptığını ve çocukları evde yalnız bıraktığını bilmeleri gerekiyor.

Aile Sosyal Destek Programı'nın yürütülmesinden sorumlu personel risk altındaki aileleri ve bireyleri belirleyerek hızlı ve etkili sosyal hizmet müdahalesinde bulunacak biçimde etkin olarak kullanılmalıdır. Programdaki personelin önemli kısmını lisans eğitimleri için bu işe ehil olmadığını, hatta hizmet içi eğitimlerinin de yetersiz kaldığı görülüyor. Yine aynı programda risk grubundaki aileleri ve çocukları belirlemeye yönelik tüm kurumları ve kaynakları kapsayan  bilgi sistemi de bulunmuyor. Bu çocuklarımız okul çağında olmasa da bugün  birçok çocuğumuz okul çağında. Bu nedenle okullarda riskli aileler ve çocukları belirleyerek gerekli sosyal hizmet eğitimlerini yapacak ve sosyal hizmet modellerinden yararlandıracak sosyal çalışmacıları istihdam edilmesi gerekiyor”

Kürşad  Zorlu,  Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanıtlaması için şu soruları yöneltti:

Söz konusu aile, Bakanlığınızın sosyal hizmet ve destek programlarından herhangi birine dahil edilmiş midir? Dahil edildiyse aileye ne tür destekler verilmiştir?  Hayatını kaybeden çocuklar için olay öncesinde mülki amir veya mahkemeden acil koruma ve bakım tedbir kararı talep edilmiş midir? Söz konusu olayda adı geçen aileye hangi tarihlerde ziyarette bulunulmuştur? 4. Daha önce 18 kez incelemede bulunulup ailenin ekonomik gücünün yetersiz olduğu ve barınma yerlerinin sağlıksız, güvensiz olduğu anlaşıldığı halde çocukların devlet korumasına alınmamasının sebepleri nedir? Söz konusu olayla ilgili idari soruşturma başlatılmış mıdır? Türkiye genelinde, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı ailelerin belirlenmesi ve bu ailelerin çocuklarının korunması amacıyla alınan tedbirler nelerdir? Gelecekte bu tür faciaların önüne geçmek için planlanan ek programlar mevcut mudur? Bakanlık bünyesinde sosyal çalışma görevli sayısı kaçtır? Bu görevliler hangi branşlardan seçilerek atanmaktadır?''