Yeniçağ’ın aktardığına göre, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun cevaplaması istemiyle TBMM'ye verilen soru önergesinde şu ifadelere yer verildi:
"30 Aralık Cuma günü. Başkent Ankara'nın göbeğinde, gencecik bir akademisyenimize. Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı, Sinan Ateş'e karşı, aşağılık bir suikast düzenlendi. Yaşanmasıyla birlikte: ülkemizde büyük infial, acı ve kaygı yaratan, kamuoyunun ve partimizin yakından takip ettiği bu önemli olayın aydınlatılması için, güvenlik güçlerimizin, ellerinden geleni yapması ve Devletin, yargının sorumluluğunun gereğini yerine getirmesi tüm kamuoyunun en başından itibaren beklentisiydi. Ancak, suikastın üzerinden geçen yirmi altı günün ardından suikastın aydınlatılması bir yana kuşkular, giderek artmış, olumlu tek bir adım atılmamıştır. Üstelik gelinen noktada: Devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan şaibeli adımlar atıldığı kamuoyunun malumudur. Toplumda adalet ve can güvenliğinin kalmadığı inancı üzülerek müşahede edilmektedir. Devlet adına adım atan tek bir makam olmadığını esefle görmekteyiz. Toplum vicdanının daha fazla yaralanmaması, olayın bir an önce aydınlatılarak faillerinin yargı önüne çıkarılmasının sağlanması için Devleti tüm kurumlarıyla göreve çağırmaktayız."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle sorulan 5 soru ise şöyle:
1- Böyle bir cinayetin yaşanmamış gibi davranılmasının sebebi nedir?
2- İktidarın; Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı koyunun mesuliyetlerinde olduğu iddiası karşısında, Ankara'nın göbeğinde, gün ortasında, herkesin gözü önünde gerçekleşen ve faillerinin belli olduğu ifade edilen suikastla ilgili olan fail neden hala yakalanmamıştır?
3- Konunun faillerinin güvenlik güçlerince nakillerinin sağlandığı iddiaları söz konusudur. Bu vahim iddialar karşısında ilgililer hakkında bir işlem yapılmış mıdır?
4- Basının olaya dair soru sormasına dahi tahammül edilemediği görülmektedir. Kamuoyu. soruşturmanın gerekli ciddiyetle yürütüldüğüne ve hangi aşamada olduğuna dair bilgi alma, aydınlatılma hakkından neden mahrum bırakılmaktadır?
5- Kamuoyu haklı olarak siyasi sorumluluk sahiplerinden olayla ilgili aydınlatıcı bilgilendirme beklentisi içerisindedir. Kamuoyunun bu elim olayla ilgili hassasiyeti karşısında, Bakanlığınızca yeterli bir bilgilendirme yapılacak mıdır?
