4 Ağustosta yapılan İyi Parti kurultayından sonra çıkan sonuç bize göstermiştir ki, Babacan’ın kuracağı parti iyi partinin de bir bakıma gelecekte ki konumunu belirleyecek gibi gözüküyor. Çünkü İyi Parti Kurultayından çıkan sonuç partinin toplanmasını bir yana dursun, aksine partiden istifa ve kopma sürecini de hızlandırmış bulunmaktadır.
Partinin siyaset sahnesine çıktığı ilk günkü rüzgar hafifleye hafifleye ve her geçen gün kan kaybederek günümüze kadar geldi.
Bugün ise rüzgar ve fırtına yerini parti tabanında umutsuzluğa bırakmış gözüküyor.
Şöyle diyeyim Genel Merkezin belki şimdilik tuzu kuru olabilir bu tartışmalara kulak tıkamış olabilir ama o kulak tıkama olası bir baskın erken seçimde ve o olası baskın seçim öncesi Ali Babacan’ın kuracağı partinin seçimlere girme hakkı kazanması ihtimallerini göz önüne aldığımız da İYİ Parti adına bu sonuç hiç ama iyi olmayacağa benziyor. Zira seçmen tabanında İyi Parti’ye inanmış ve güvenmiş seçmen kitlesi tamamen hayal kırıklığına uğramış vaziyette.
Partideki kopuşların hız kazanmasının en önemli nedeni, PKK ele başı hakkında Rüdaw’a röportaj veren bir dönem DYP de bakanlık yapan Salim Ensarioğlu’nun parti tabanı tarafından istenmemesi yüksek sesle "bu partide ne işi var" rahatsızlığını dile getirmesi buna rağmen yine divanda görevlendirilmesi, bir diğer sorun, adı ABD menşeli Soros’la anılan Hasan Seymen gibi şaibeli isimlerin divanda yer bulması; Yine partideki ülkücü kesimin neredeyse tamamına yakınının şiddetle karşı çıkmasına rağmen, gerek GİK’ten gerekse divandan güçlenerek çıkan Koray Aydın’ın partiye egemen olması.
Bundan ötürü acaba "Koray, Bahçeli talimatıyla mı bu parti de bulunuyor" söylemleri, parti içindeki ülkücü kanat tarafından yüksek sesle konuşulmaya başlaması ve bundan kaynaklı rahatsızlıkların kopuşları daha da hızlandırması.
Nitekim kurultaydan çıkan sonuç ne ülkücü ve milliyetçi seçmen kitlesini memnun etmiş durumda, ne de farklı siyasi partilerden gelen seçmen kitlesini...
Körler sağırlar bir birini ağırlar misali yine aynı tas aynı haman hikayesi ve parti seçmeninde karamsarlık durumu. Son günlerde partiden ayrılanlara ve istifa gerekçelerine dikkat ettiyseniz şayet, sert bir şekilde eleştiri oklarını genel merkeze yönelterek ayrılıyorlar ve söylemlere bakıldığında da genelde aynı ifadeler dikkat çekiyor;
Kandırıldık,
Proje partisi
Ve Bahçeli haklıymış
Tam da bu noktada babacanın kuracağı partinin kilit pozisyonunda olduğu söylemek mümkün.
Şayet;
Babacan; kuracağı kadroyu merkez parti donanımında bir profilden oluşturursa,
İyi Parti de önümüzde ki seçimlerde ittifak çatısı altında CHP’nin himayesinde seçime girmez ise,
Baraj altı kalması ve tabela partisi durumuna düşmesi kaçınılmaz bir sonuç olarak karışımıza çıkıyor. Şuana kadar yapılan birçok kamuoyu araştırması da İyi Parti’nin baraj altında kaldığı sonuçlarını vermektedir.
Şayet CHP tek başına seçime girerse ki; şuan ki hava onu gösteriyor. O zaman İyi Parti önümüzdeki seçimde meclis dışında kalacağı kesin gözüküyor.
Sonuç olarak İyi Partinin geleceği de kaderi de Babacan’ın kuracağı yeni partiye bağlı. Babacan güçlü bir kadro profiliyle sahaya inmesi ve merkezde oluşan boşluğu doldurması halinde, İyi Parti’nin önümüzdeki olası bir baskın seçimde, Milli ittifak çatısı altında CHP’nin himayesinden seçime girmez ise, baraj altı kalacağı kaçınılmaz sonuç olduğu açık ve net bir şekilde görülmektedir.
Zaten farklı araştırma şirketleri tarafından yapılan kamuoyu anket sonuçları da görüşlerimizi destekler nitelikte ve aynı paraleldedir. Yani, iyi partinin baraj altında kalacağı gerçeğini ortaya koyuyor.