Kasım ayında, büyük merkez bankalarının çoğu faiz indirimine giderek para politikalarını gevşetme yoluna gitti. ABD Merkez Bankası (Fed), politika faizini 25 baz puan düşürerek yüzde 4,50-4,75 aralığına indirdi. Bu, yıl içindeki ikinci faiz indirimi olarak kaydedildi. Fed'in bu kararı, ekonomik faaliyetlerin genişlemeye devam ettiğini gösteren verilerle desteklendi. Ancak, işsizlik oranının yükselmesi, iş gücü piyasasındaki gevşemeyi de işaret ediyor. Fed Başkanı Jerome Powell, 5 Kasım'daki başkanlık seçimlerinin ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirdi ve kısa vadede herhangi bir değişiklik olmayacağını belirtti.

İngiltere Merkez Bankası (BoE) da beklenen 25 baz puanlık indirimi gerçekleştirerek faiz oranını yüzde 4,75 seviyesine çekti. BoE Başkanı Andrew Bailey, enflasyonist baskıların devam ettiğini ve bu durumu yakından takip ettiklerini ifade etti. Güney Kore Merkez Bankası, 25 baz puanlık bir indirimle faiz oranını yüzde 3'e düşürdü; bu, ticaret ortamındaki belirsizliklerin bir yansıması olarak değerlendirildi.

Volkswagen'de grev: Almanya'daki 9 fabrikada eylem başladı Volkswagen'de grev: Almanya'daki 9 fabrikada eylem başladı

Yeni Zelanda Merkez Bankası, 50 baz puanlık indirimle faiz oranını 4,25'e indirdi. Diğer merkez bankalarından da benzer adımlar geldi; İsveç Merkez Bankası faizini 50 baz puan, Çek Cumhuriyeti Merkez Bankası ise 25 baz puan düşürdü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise politika faizini sabit tutarak yüzde 50 seviyesinde bıraktı. TCMB, talep yavaşlamasının ve enflasyondaki düşüşün bu kararı etkilediğini belirtti. Çin Merkez Bankası ise sabit kalan faiz oranlarıyla ayı geçirdi. 

Genel olarak, küresel ekonomik belirsizlikler ve enflasyonist baskılar, merkez bankalarının para politikalarını gevşetme yönünde kararlar almasına neden oldu.