Barzani hiçbir engelle karşılaşmadan referandumunu yapıp bitirdi. Bundan sonra yapacağı tek şey, bu referandum sonuçlarına dayanarak konjüktörün müsait olduğu ilk anda bağımsızlık ilan etmektir.
Bu süreçte iktidar ne yaptı,toplumun hassasiyetlerine bağlı olarak sert veya yumuşak sözlü tepkilerle yetindi. Hükümet sözcüleri önce doğru bulmuyoruz dediler. Sonra toplumdaki infiali görünce koyun yerine koydukları –milliyetçileri- uyutmak için bir gece ansızın gelebiliriz dediler.
Laftan başka bir şey yapıldı mı,hayır!
Habur kapatılmadı, petrol vanalarına dokunulmadı,hava sahası eskiden olduğu gibi açık kaldı. Yandaş birkaç şirket Barzani ile petrol ticaretine devam etti.
Şimdi de toplumdaki tepkileri yatıştırmak için ağrı kesici veriyorlar.
Jöleli Yiğit Bulut,Kuzey Irak bize katılacak diyor. Hükümet sözcüsü Mahir Ünal,politik davrandık diye övünüyor. Ekonomiden sorumlu bakan,çok yeni bir şey söylüyormuş gibi,ambargo koyarsak ticaretimiz durur diyor. Biri de sanacak ki Türkiye’nin ticareti 5 milyonluk Barzani’nin Kuzey Irak’ına bağlı. Onlar olmazsa felakete uğrayacakmışız gibi bir hava oluşturuluyor. Bütün bunların anlamı ey millet, Kerkük’ü unutun demektir.
Düne kadar Atatürk’e laf ediyorlardı. Ankara antlaşmasını Atatürk Türkiye’si yaptı. Bir gün bu sınırların değişebileceğini ön görerek, antlaşmaya sınırlar değişirse haklarımızı mahfuz tutan bir madde koymuşlardı. Bu, Türkiye’nin Musul/Kerkük’ten vaz geçmediğinin ilanıydı. Bölgede plesibit yapılırken de Özdemir bey bütün Kuzey Irak’ın altını üstüne getirmişti. Türk kaynaklarına inanmayan Özdemir beyin İngilizleri nasıl zor durumda bıraktığını anlamak için bölgede görev yapan İngiliz subaylarının (başta Edmons Olmak üzere) hatıralarına bakabilir.
Esip gürlemekle milli menfaatler korunmuyor. Barzani’nin referandum kararından beri iktidar, laf üretmekten başka bir şey yapmadı. Yandaş 3-5 şirket petrol ticareti yapsın diye milli menfaatlerden taviz verilmez. Barzani Petrolünün İsrail’e pazarlamasını kim yapıyor? Bu ticaretten kim veya kimler para kazanıyor? İlnur Çevik CB baş danışmanı. Kuzey Irak’da uzun yıllardır ticaret yapan bir isim. Menfaati Türkiye’nin Barzani ile ilişkilerin bozulmamasına bağlı. Böyle bir danışman, Barzani ile ilişkilerimizin bozulmasını ister mi?
Keşke iktidar eleştirilere biraz kulak verebilseydi. Etnik milliyetçilikler merkezi yönetimler zayıfladığında ortaya çıkma eğilimindedirler. Her zaman böyle değildir ama hedefe varanların çoğu merkezi yönetimler gücünü kaybettikten sonra amacına ulaşabilmiştir. Suriye’de Esat zayıflayıncaya kadar PYD başını bile kaldıramamıştır. Saddam Peşmergeyi 1975 ve 1978 de iki defa kesin olarak yenilgiye uğrattı. Ne zaman ABD bölgeye girdi,etnik milliyetçilik tekrar ayağa kalktı. İktidar daha bölgeyi doğru değerlendirecek parametrelere bile sahip değil. Milliyetçilikler devleti hedeflerler. Yiğit Bulut’un dediği gibi binlerce ölü verip başka bir ülkeye bağlanmayı hedefleyen bir milliyetçilik yoktur. O kadar insan Irak’ın yerine Türkiye’ye bağlanmak için mi öldü?
Siyaseti dizayn edenler bu milleti bizden iyi tanıyorlar. İki nutuk,üç slogan idraki hadımlaşmış olanların gazını almaya yetiyor. Korkarım ki yine öyle olacak,üç gün sonra her şeyi unutup dalkavukluk seanslarına devam edeceğiz.