KHK

Abone Ol

Tam Bülent Arınç ‘ın “KHK bir faciadır“sözünün ne kadar anlamlı ne kadar demokrat ne kadar insanca bir söz olduğunu düşünürken…

Bülent Arınç katıldığı bir tv programında “KHK bir faciadır dememeliydim“ diye bir facia söz söyledi.

KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ülkemizi 150 yıl geriye götüren bu gün yaşadığımız “Başkanlık Sistemi“nden önce KHK Türkiye Büyük Millet Meclisinin Bakanlar Kuruluna vereceği yetki ile konuları belirlenmiş olarak hazırlanır, uygulamaya girer. Çıkan kararnameler Danıştay ve Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olarak uygulanırdı.

Ülkemizin 2016’da ABD’nin CİA istasyon şefi Paul Hanze’nin öngörüsü ve raporuyla geçtiği başkanlık Sisteminde içinde milletin 1200 gözü ve kulağı olan 600 beyni olan Türkiye Büyük Millet Meclisi devre dışı bırakılmış ve KHK, tek kişinin inisiyatifine bırakılmıştır. Cumhurbaşkanı KHK için TBMM’den yetki almamaktadır.

Asıl facia buradadır…

Bülent Arınç’ın faciadan kastettiği FETÖ’cülerin veya FETÖ’cü olmayıp da, FETÖ’cü muamelesi gören, devletten ihraç edilen ve görevlerine dönemeyenler içindir. Yani kendi yoldaşlarını koruma kollama içgüdüsü davranışıdır.

Kişi Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi yani Cumhurbaşkanının istişare ettiği danıştığı, toplantılar yaptığı, dinlediği, en üst kurul üyesi. Fakat davranışı sözü temel meselelerden değil, toplumsal değil, toplumun küçük bir bölümünü kapsıyor.

FETÖ’cü olmayıp da haksızlığa uğrayan binlerce er var, binlerce sadece Bank Asya’dan kredi kullanmış veya kirasını Bank Asya’dan yatırmış mağdur var. Bildiğimiz kapıda güvenlik olarak bekleyen kişinin sadece şahsi husumetten şikâyet edip, pasaportuna el koydurduğu mağaza müdürü var, mağaza müdürünün iftirayı ispat etmesi aşağı yukarı 2 yıl sürdü.

Mesele tekil olaylarla mülahaza edilirse temelsiz kalır.

Mesele tüm toplumun kaderini tayin edecek kanun hükmünde kararname yetkisinin tek kişiye verilmesinin demokrasilerde olmayacağının bilinmesidir.

KHK yetkisini tek kişiye verdiğini zaman ABD başkanı size “Rahip Brunson“ derhal serbest bırakmanızı emreder, Alman başbakanı size “Casus” dediğiniz “Deniz Yücel“ i serbest bırakmanızı söyler. İki serbest kalmada da özel uçaklar bir gün önceden havaalanlarına inmişti.

Alınan serbest bırakılma emrini uçakların bir gün önceden geldiğinden anlıyoruz.

Biz demokraside ileri gitmeliyiz yönetim biçimimizi tabana yaymalı çoğulcu teşvikçi bir demokrasi için çalışmalıyız.

Asıl beka sorunumuz demokrasiden geri dönmemizdir.

Bülent Arınç pervane gibi dönmüş, döndüğü menfaat içindir toplum için hiç değil onlar ve onlar gibiler makamdan ayrılamazlar.

Çünkü işgal ettikleri makamlar olmasa bir hiçtirler.