Kimse kusura bakmasın; böyle bir rezalet olamaz!

Çoktan beri yazı yazmıyordum. Ancak Suudi Veliahtı Selman’a Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verilen şarkılı şamatalı yemekte, söylediği Kerkük türkülerini kimi zaman hüzünlenerek, kimi zaman neşelenerek ama zevkle dinlediğimiz TRT sanatçısı Türkmen kardeşimiz Ahmet Tuzlu’ya söylettirilen ve kamuoyunun “Arapça şarkı” olarak bildiği Selman Methiyesi üzerine yazmak istedim. “Selman Methiyesi” diyorum, çünkü öyle.

Abone Ol

Bu sözde şarkı, İstanbul’un göbeğinde işlenen  en vahşice, en adice, en alçakça, en ahlaksızca  cinayetin azmettiricisi olduğu dünya alem tarafından kabul edilen Selman için yazılan su katılmamış bir methiye.

Bu cinayetle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da şunları söylemişti:

“Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan bizden belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz; bir de bunları yok mu edeceksiniz? Ses kaydında üst düzey asker açıkça, ‘Ben kesmeyi iyi bilirim’ diyor. Bunlar dünyayı enayi zannediyor, insanları enayi zannediyor. Bu millet enayi değil; hesabı sormasını bilir.”

Peki, hesabını sorduk mu? Hayır! Üstüne üstlük azmettirici Türkiye’ye davet edildi, henüz Kral olmamasına rağmen Kral gibi karşılandı, devlet protokolümüzün hilafına dönüşünde de uçağa kadar gidilip yolcu edildi. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı Suudi Arabistan’a gittiği zaman Vali seviyesinde birileri tarafından karşılanıp uğurlanmıştı, öyle değil mi?

Bunları geçelim de beni, en çok o sazlı sözlü yemekte Selman için söylenen methiye rahatsız etti. Keşke Ahmet Tuzlu gibi bir sanatçımız buna alet edilmeseydi. Acaba diyorum, acaba Sayın Cumhurbaşkanı o methiyeden ve özellikle sözlerinden haberdar mı idi ya da birilerinin işgüzarlığı mı idi?

O methiyenin Suudi Arabistan’da dolaşan videosunu da dinledim, Ahmet Tuzlu’nun okuduğunu da dinledim. Arapçam hele de böyle methiyeleri tercüme etmeye yeterli olmadığı için bilen arkadaşlardan yardım aldım ve o sözler karşısında kendi adıma, milletim, devletim adına utandım. Kimse kusura bakmasın; eleştiri en tabii hakkımdır ve bu hakkı kullanıyorum.

 Sözü fazla uzatmaya gerek yok. O methiyenin Türkçe sözlerini okuyunca zaten hak vereceksiniz. İşte o sözler:

“Allah büyüktür

Yolumuz uzundur

Düşmana zehir saçarız

Bu Suudili daha yukarı yukarı

En saf ve en değerli ülke

Seninle birlikte birleşiriz

Ve efendimiz için sözümüze sadık kaldık

Bu Suudili yukarı yukarı

Birleşme bayrağı üstedir

Yükseklerde ve şimşeklerin üstünde

Sana şan her zaman yakışır

Bu Suudili yukarı yukarı

İhtişam sahibi Selman

Yolu görkemli yoldur

Bu Suudili yukarı yukarı

Selman kararlı Selman

Verici ve birleştiricidir

Bu Suudili yukarı  yukarı

Efendim ve en üstün destek

Halkın hepsi senin askerin

İşaret et sana karşı toplananları ezelim

Bu Suudili yukarı yukarı

Atalarımızdan vasiyet

Ve torunlarımıza miras

Ülkemiz için ölmek

Bu Suudili yukarı yukarı

Yapıcı, benim evimi yapan

İlerleme, kalkınma ve refah

Bu Suudili yukarı yukarı

Merhaba gençliğin prensi

Efendim hoş ve ince

Emellerin Bulutlara kadar uzanır

Bu Suudili yukarı yukarı

Halk vizyonunuzu destekliyor

Seni aklınla seviyor

Ve kişiliğine bağlıdır

Bu Suudili yukarı yukarı

Arapların güvenliği bizim güvenliğimizdir

Kim barışımızı ihlal ederse

Zaman okumuza muhatap olur

Bu Suudili yukarı yukarı

Askerlerimiz tehlike anında

Kırmızı ölüm için susuz kalır

Hava, kara ve deniz

Bu Suudili yukarı yukarı Suudi…”