Ata o büyük Türk büyük irfan köşkün penceresinden bozkır Ankara’sına baktı Anadolu kimsesizdi, yalnızdı sırtına geçirilirmiş sefaletin biçareliğin tırnakları vardı emperyal canavarlarla, boğuşuyordu ve döndü çocuk “Yarın Cumhuriyet’i ilan ediyoruz”.
Oysa Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesiydi!
29 Ekim 1923 hoş geldin Cumhuriyet.
Bir dağ başında doğan, kimsesiz fakir köylü çocuğunu alıp, kaymakam yapan Cumhuriyet.
Kimsesiz Fabrika işçisi Fuat beyin kızını alıp doktor yapan Cumhuriyet.
Kimsesiz Çoban Ali'nin çocuğu Süleyman’ı alıp başbakan yapan Cumhuriyet.
Fakir balıkçının zeki oğlu Recebi cumhurun başı yapan Cumhuriyet.
Türkü, Kürdü, Alevi’sini, Sünni’sini bir sınıfta eşitleyen Cumhuriyet.
İki erkeğin onayı ile sözü itibar kazanan kadını alıp eşitleyen Cumhuriyet.
Kır dizini otur, çocuk doğur emriyle büyüyen kızını alıp göklere çıkaran Cumhuriyet.
29 Ekim 2023 kimsesiz Cumhuriyet.
Hep elinden tuttuklarından kötülük gördün...
Bak bayrak bile asamıyorlar.
Çocuğunun mülakattan elenmesinden korkuyorlar bayrağı asınca!
İş-Kur’dan atılır Atatürk'ü sevince!
Yardımı kesilir bayrağı sallayınca!
İhale alamaz Atatürk deyince!
İlk şamarı kimsesizlerden yersin. Bak korkuyorlar.
Kimsesiz kaldın Cumhuriyet.
Garip kaldın.
100 yaşında kaç Cumhuriyet var ki.
Biz de masum değiliz.
Atam Ata Cumhuriyeti.
Anlatamadık seni.
Biz de hak ettik bu şamarı. Oysa yüz yıl hayal kurduk yüzüncü yılın için.
Eriştik, sevinemedik, coşamadık, tüm dünyaya karşı övünemedik.
Bağışla bizi Kimsesiz Cumhuriyet bağışla bizi Atam.