Hatta kendimize güldürmeyelim lütfen.
Öyle yıkalım yakalım taş taş üstünde bırakmayalım diye yırtınırcasına bağırıp çağırmakla devlet adamı olunmaz milletin temsiliyeti yapılmaz.
Devlet akılla yönetilir sağduyuyla yönetilir.
Bir atasözümüzde var bu gibi durumlar için “Isıracak köpek dişini göstermez”.
Bir atasözümüzde bizim Karadeniz’den “Vuracak olan oğul babaya sormaz “
Suriye konusu kerameti kendinden menkul insanların elinde ağzın da sanki mahalle kavgasıymış gibi sunulmak isteniyor.
Dün “3 saatte Şam’da Emevi camiinde cuma namazı kılacağız” sözü ile bu gün “Yıkılsın Suriye, yakılsın Şam yok olsun İdlib” sözlerinin birbirinden hiç farkı yoktur.
Dünkü söz ABD’ye hizmet için söylenmişti.
Bu günkü sözün nereye hizmet için söylendiği belli değil.
Halbuki dünya siyasetiyle biraz ilgilenenler biraz öngörü sahibi olanlar biliyor ki ; Suriye’de iki büyük devlet gerek terör örgütlerini gerekse müsait devletleri taşoren olarak kullanmak istiyor. Gurupları ve komşu devletleri birbirine kırdırarak ortada kalan enkazı paylaşmak niyetindedirler.
Yerel güçlerin kavgasından ancak ve yalnız emperyalizm kazançlı çıkar.
İnanmayan 1923-1938 Atatürk politikalarını incelesin.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk döneminde hiç bir yerel gurupla kavga niza yaşanmamıştır, dolayısı ile Türkiye bir bölgesel güç seviyesine gelmiş idi.
İdlib’de kalmamızı ve yığınak yapmamızı ABD istiyor diye raporlar var.
Eğer İdlib’de kalmamızı ABD istiyorsa dolayısı ile İsrail istiyor anlamına gelir ki, belli olan bir şey var ise o da Suriye’nin bölünmesini en çok İsrail istemektedir. Çünkü bölünmüş bir Suriye Büyük İsrail için en önemli adımdır.
Ortadoğu bölgesi siyasal anlamda stabil bir coğrafya değil ama bu coğrafyada barışı huzuru ve istikrarı asla emperyalizm getirmeyecek.
Yerel savaş isteyenlere dikkat edelim, çünkü kardeşlerin kavgasını isteyen ev içindeki kişi ev dışına hizmet ediyordur.
Aynı durum ülkemizdeki Kürt sorunu içinde geçerlidir.
Kürtlerle oturup konuşmalı Kürdü teröristten ayırmalı ve var olduğu iddia edilen tüm sorunlarımızı beraber emperyalistlerin etkisi olmadan konuşabilmeliyiz, mutlaka olumlu bir yol bulunur.
Suriye’yi yaklaşık 900 yıl yönetmişiz.
Tamam zaman zaman sorunlarda yaşamışız ama her ailede olacak kadar.
Biz Suriye politikamızı yerli ve milli kale getiremezsek, ABD veya Rusya politikalarına paralelleştirirsek koca Türk devletini taşorenleştirmiş oluruz.
Kimse bakmasın öyle yakılsın yıkılsın naralarına aklıselim lazım bize.